AKP iktidarı döneminde bugün, demokratik devletlerin yönetim organları olan yasama, yürütme, yargı klasik güç ve yetkilerini adeta kaybetmiş durumdır.. Yönetim sistemimiz değişti.. Yeni düzende sanki, Devletin bütün yetkileri Cumhurbaşkanına sunuldu..
Kendisine tanınan Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi ile, Tayyip Bey her konuda istediği kararları alabiliyor artık.. Gerek gördüğünde de ayni hükümleri yasama organına onaylatıyor..
Millet ise, her yönden perişan durumda.. İnsanlar ekonomik güçlükler içinde sürünüyor adeta.. Milli eğitimde binlerce öğretmen atama bekliyor, oysa okullarda öğretmen açığı korkunç düzeylerde.. Milyonca öğrenci de istediği okula giremedi..
Bugünkü gazetelerde okuyorum, 3 bine yakın kütüphane kapatılmış, buralar millet kıraathaneleri yapılacakmış.. Öyle ya, kitap da neymiş? Kütüphaneye ne gerek varmış?
Gerçekten bir kitapsever, 60 yıllık bir kitap yayıncısı ve yazarı olarak en çok buna kahroluyorum..
Ama bugünkü yazımda bu konuda değil de, valiler konusu üzerinde yazmak istiyorum..
Demokratik düzende valiler, yürütme organının illerdeki başıdır. Görevli olduğu ilde Devleti ve hükümeti temsil ederler..
Statüsü memur olduğuna göre, vali her ildeki en yetkili memurdur.
İllerdeki Milli Eğitim, Emniyet, Jandarma, Sağlık, Nüfus, Kültür, Tarım, Veteriner, Bayındırlık, Defterdarlık… bütün mali ve sosyal hizmetler valiler tarafından yönetilir.
Son çıkarılan bir Kanun Hükmünde Kararname ile, valilere bazı büyük yetkiler verildi.
Basında öyle geniş yetkilerden söz edilmişti ki, onları okuyunca Osmanlı Devleti dönemindeki Paşaları ve valileri hatırlamıştım..
Öyle ya.. Benim görevim, bugünün güncel olaylarının tarihten bana çağrıştırdığı örneklerini araştırmak değil mi?..
Günümüz valilerine, 15 günü geçmemek üzere, illerdeki belirli yerlere giriş ve çıkışı sınırlama yetkisi verilmiş.. Valiler, belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini kısıtlayabileceklermiş.. Toplantı ve gösterileri engelleme yetkisine sahip olmuşlar..
Bu haberleri okuyunca hemen aklıma, büyük tarihçi yazarımız Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun Sultan 2. Abdülhamid ve Osmanlı İmparatorluğunda KOMİTACILAR isimli eseri(*) geldi.. İşte o kitaptan, bugünkü valiler kararnamesinin bana çağrıştırdığı bazı satırlar:
“Osmanlı İmparatorluğunu teşkil eden ülkeler «Avrupa Türkiye'si», «Asya Türkiye'si» ve «Afrika Türkiye'si» diye üçe ayrılabilir. Avrupa Türkiye'si birçok Paşalar ve beyler tarafından idare edilmektedir. Fakat bunların ancak dördü ciddî bir otoriteye ve büyük maddî imkânlara sahip bulunmaktadır:
1 — Yanya paşası,
2 — İşkodra paşası,
3 — Serez beyi,
4 — Rusçuk paşası.
Osmanlı devletinin Avrupa'daki ülkelerinde iç emniyetini başaran sistem, Sultan İkinci Mahmut tahta çıkıncaya kadar «uzlaştırıcı» değil «sindirici» idi. Bugün üzerinde Türkiye'den başka beş devlet kurulmuş olan bu ülkeler, bir kısmı devamlı, bir kısmı geçici bir takım sert ve otoriter şefler tarafından idare edilirdi. Bunların hepsine derebey demek de doğru olamaz. Çünkü hükmettikleri yerler bazılarına dedelerinden, babalarından miras kalmış değildi. Bunların otoriteleri Osmanlı sarayının fermanlarından kudret almakta idi. Ve Osmanlı sarayı hiç bir bölgeyi hiç bir zaman hiç bir şahsa kayd-ı hayat şartiyle bahşetmediği gibi babadan oğula geçecek tarzda imtiyazlar, rütbeler, unvanlar da ihdas etmemişti.
Bir bölgede bir şef, yani bir bey, bir Paşa, bir voyvoda, bir mutasarrıf, bir vali ya her yıl yenilenen fermana dayanarak bulunurdu, yahut sarayda kendisinden çekinildiği için, üzerine silahla varılamadığı için ölünceye veya öldürülünceye kadar hüküm sürerdi.
… İşkodra valisi Mustafa Paşa yukarı Arnavutluğun hakimi idi. Rusçuk paşası Alemdar Mustafa Tuna nehrinin sağ kıyılarından İstanbul kapılarına kadar uzanan bölgeyi idare ederdi..
Fakat bunların hepsi bulundukları bölgede anarşi çıkmasına asla müsaade etmezler ve çıkarsa önlemeyi bilirlerdi. Bulunduğu yerlere casus sokmazlar, kötü niyetleri zamanında sezip zamanında yok ederlerdi. Sonra sınırlarda kuş uçurtmazlardı.”
Yani bu gidişle, günümüz kuşları da uçmak için o yörenin valisinden izin isteyecekler galiba, deyip son noktayı koyuyorum..
(*) Sultan 2. Abdülhamid ve Osmanlı İmparatorluğundaki Son KOMİTACILAR/Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu.. Toker Yayınları. www.tokeryayinlari.com Tel: 0535 3199349 ve [email protected]