BDP Kongresi’nde terör örgütü PKK’nın sözde marşı okundu ve çatışmalarda öldürülen PKK’lılar için saygı duruşu yapıldı.
Gazeteciler PKK marşı ve PKK’lılar için saygı duruşunda ayağa kalkmadılar. Bunun için de yuhalandılar. Bir tek gazeteci hariç…
İddiaya göre salonda bir gazeteci, PKK marşında ve öldürülen PKK’lılar için saygı duruşunda hazırol vaziyetindeydi.
Özgür Gündem, Roj TV ya da PKK’nın yayın organlarından birinin muhabiri değildi o isim…
O isim Türkiye’nin en büyük gazetelerinden birisinin muhabiriydi. Milliyet Gazetesi Muhabiri Namık Durukan’dı…
Durukan bunu dalgınlıkla ya da şaşkınlıkla yapıp yapmadığı bilinmiyor. Ama şaşkınlıkla değil de gazetecilik saikiyle yaptıysa "gazetecilik nerede başlar nerede biter?" sorusu ortaya çıkar, ki bu soru da çok su kaldırır.
Sorular bir yana sonuçta Milliyet Gazetesi’nin PKK Marşında ve asker katili ölü PKK’lılar için saygı duruşunda bulunan bir muhabiri olup olmadığı ile ilgili derin bir şüphe kaldı geriye…
PKK’ya saygı duruşunda bulunan gazeteci kulisinde ismi geçen Milliyet muhabiri Namık Durukan Turktime’ı aradı ve konuyla ilgili bilgilerin yanlış olduğunu söyledi.
İşte Durukan’ın anlatımı ile o an…
Ben yılardır BDP’yi yakından izleyen bir gazeteciyim. Kongrede de bir gazeteci olarak bulunuyordum ve en öndeydim.
Bulunduğumuz yer açık alan ve zaten ayaktayız. Kongreye kim gelmiş, kimler var diye bir gazeteci olarak gözlem yapıyorum.
Ve sadece ben değil, birçok gazeteci arkadaşım ayakta kongreyi izliyorduk. O anda saygı duruşu başladı diğer gazeteciler gibi ben de bu esnada da gazetecilik görevimizi yerine getirmek üzere yine ayakta gözlem yapmaya devam ettik.
Tepki olarak sadece birkaç gazeteci oturdu ve onlar da yuhalandılar. O onların bileceği iş. Benim başkalarına müdahale etmem gibi bir durum söz konusu değil. Kimin ne tavır gösterdiği beni ilgilendirmez. Gazeteci olarak görevim neyse onu yaparım.
Bilinçli olarak PKK’lılara saygı duruşunda bulunmam gibi bir şey söz konusu değildir. Saygı duruşu olarak algılanan olay aynen anlattığım gibidir. Benim PKK’lılar için saygı duruşunda bulunduğumu kim iddia ediyorsa ispatlasın.
Tayyip Erdoğan’ı İlahlaştırdı
Mehmet Metiner’in PKK sitelerine düşen ses kaydını gördünüz.
Kayıtta, Başbakan Erdoğan’a demediğini bırakmıyor.
Yetersiz, bu işi çözemez, birilerinden icazet aldı vs…
Ama o Metiner şimdi AK Parti Milletvekili…
Kendisi geçtiğimiz gün Ülke TV Ana Haberde durumu açıklıyordu. “Bu sözlerden pişmanım, binlerce kez özür diliyorum” gibi kıvırma cümleleri gırla gitti. Ama asıl bomba bir cümle vardı: “Benim cahiliye dönemimdi. Hz. Ömer nasıl cahiliye dönemiyle anılmıyorsa, ben de anılmamalıyım”…
Cahiliye dönemi bildiğiniz gibi Hz. Muhammed(SAV)’den önceki “müşrik olunan dönem”i kapsıyor. Metiner’in Erdoğan aşkının vurduğu noktaya bakın. Kendisinin Erdoğan’ı sevmediği günlerini Müşriklik günleri olarak anıyor.
Yani Allah’a şirk koşulan dönem.
E biz buna pes diyoruz…
Lideri ilahlaştırmak, günaha girmek budur işte.