Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
14 yıldır Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcı bir iktidar var. Tabi 14 yıldan çok daha fazla bir süredir de çok önemkli etkileri var siyasal İslamcıların Türk kültür ve düşünce dünyasına ve demokrasisine... Ben onlara siyasi müslümanlar diyorum. Çünkü onlar kendileri müslüman olmaktan ziyade başkalarını ve devleti müslüman yapmaya çalışan bir grup. Hedefleri müslümanlığı yaşamaktan çok müslümanlık peşinde koşmak, işin siyasetini yapmak. Teşbihde hata olmaz, tavlayı öğenmeden önce zar tutmayi öğrenenler gibi bunlarda müslüman ahlakına sahip olmadan önce dünyayı-Türkiye’yi müslüman yapmaya çalışıyorlar. Tabi Türkiye ile sınırlı değiller, her yerde çaşitli dozlarda çeşitleri var.
Uluslar ve dinler arasında geçmişten gelen rekabet sözlerini, örneğin Ruslara, Amerikalılara, Almanlara, İngilizlere, Rumlara, Ermenilere özelliklede Musevilere yönelik düşmanlıkları abartanlar ve siyasileştirenler çoğunukla onlar. Çünkü herşeyi olduğu gibi bu konuları da siyasete malzeme etmeyi çok kolaylıkla beceriyorlar.
Batıya, batılı dolayısı ile bir anlamda çağdaş değerlere de hep karşı çıkanlar onlar. Batının tekniğini almayı, anlayışını uzak tutmayı savunurlar ama paraya ve maddi değerlere en fazla önem verenler, kapitalist sistemin en uyumlu parçası olanlar nedense hep onlar.
Müslümanlık ise onlar için dediğim gibi siyasi bir araç. ‘Müslümanları’ iktidara getirmek ve ‘müslümanların’ iktidarlarını sürdürmesini sağlamak için her yol mübahtır. Rüşvetin, yalanın, yolsuzluk ve hırsızlığın gerekçesi daima müslümanlarin iktidarı bahane edilerek oluşturulur. Oysa farkında olmadikları şey kendilerinin değil din sahibi olmak, ahlaktan bile yoksun olduklarıdır. Bu kesimin ilk örneklerini Muaviye hatta Islam öncesi Arap anlayışında görebiliriz.
RTE ise malum tüm siyasi hayati siyasal islamcılıkla geçmiş biri. İktidara demokrasiyi kullanarak çok güçlü geldi ve gücü hep arttı. Şimdi iktidarda olmanın çok ötesinde devletin sahibi durumunda... Ama artik demokrasi ile ilişkisini kesmiş durumda...
RTE özellikle 2009 Referandumu sonrası demokratik kuralları ve iktidarını demokratik kurallara uygun paylaşmayı terk etti. I. Dünya Savaşında çöken siyasal Islam anlayışını tekrar canlandırdı. Ortadoğu’ya özgü etnik ve mezhep politikalarını kullanarak toplumu aşırı kutuplaştırdı. Siyasi ezberi doğrultusunda farkında olarak veya olmayarak Israil, Amerika, Rusya, Almanya, Mısır, Suriye, Irak gibi ülkelerle çeşitli derecelerde kapıştı. Ideal olarak gördüğü Abdülhamit dahi denge politikası güdüp herkesle aynı anda bozuşmazken o herkesle aynı anda hasım oldu. Siyasal müslümanlar onun önderliğinde son seçimde başka konuların da devreye sokulması ile zirve yaparak yüzde 50 ile iktidara geldi. Ancak, seçimlerin hemen ardından ekonomi daha da bozulmuş, terör artmış dünyadan izole edilmeye başlanmıştık. Kutuplaşma dahi işe yaramamaya başlamıştı.
Geçen hafta RTE ani bir dönüş yaparak Israil ve Rusya ile ilgili söylemlerini ve kendini inkar etme pahasına bu düşmanlarıyla anlaştı. Artık ‘Moskof Rusya’’ ve ‘Siyonist İsrail’ yok, dost ülkeler var... Geçen hafta tesadüfen kendi Islam anlayışlarının uzantısı olan IŞID’ de İstanbul’da Hava Limanızda bir terör eylemi gerçekleştirince yine herkesi kör ve sersem kabul ederek iktidarlarının yükselişini kabullenemeyen mihrakların işi dediler ama gelinen yer aslında Islamcılığın tükendiği yerdi.
Siyasi müslümanlar özellikle RTE’nin siyasi müslüman IHA’ya yönelik “Bana mı sordunuz?” söylemi sonrası çok şaşkınlar. Hele Sisi’nin Mısır yönetimi ile de barış arandığını RTE’nin Dışişleri Bakanı’nın açıklaması siyasal müslümanları iyice şoke etti. RTE’nin yargıyı HSYK sonrası Danıştay ve Yargıtay’ı kontrolüne almaktan başka kaygısı ise yoktu. Ben siyasi müslümanların iktidar nimetlerinden asla vaz geçeceklerini sanmıyorum ama bu konular yeni bir dönemi işaret ediyor: Siyasal İslamcılık tükendi... Tüketen de siyasi müslümanlığın şampiyonu RTE oldu.
Demokrasi ve Islamiyet açısından iyi bir sonuç olabilir. Herkese hayırlı bayramlar diliyorum.
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 10656 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |