Renkli sinemanın yaygınlaştığı 60 - 70'li yıllarda, Western olarak bildiğimiz akım Hollywood'u ele geçirmişti. Senaryo dahilinde; posta arabasını, bankaları soyan ya da bizdeki eşkıya çeteleri gibi yol kesip insanların değerli eşyalarını çalan karakterler çokça işlenmişti. Ancak özellikle baş rolde oynayanların yaşadığı bir psikolojik çelişki de sıkça vurgulanmıştı ; " Son Vurgun ". Karakter; en son yapacakları banka soygunu ya da vurgun sonrası emekliliğe ayrılacağını, artık bu işi bir daha yapmayacağını, bir çiftlik satın alıp inzivaya çekileceğini ya da bir otel ya da kumarhane satın alıp artık hayatına legal bir şekilde devam edeceğini vurgular bu filmlerin tematik tasarımında..., Ancak genellikle son vurgun başarılı olursa, adeta bir çeşit kumar ya da uyuşturucu bağımlılığı gibi bir sonraki soygunu hayal etmek, planlamak ve icra etmekten de geri duramaz karakter..., Ve senaryonun finale yakın kısımlarında son vurgunu esnasında çıkan çatışmada öldürülür ya da canlı yakalanıp iple idam edilmek üzere mahkeme karşısına çıkar. Son vurgundan başarı ile çıkıp mutlu bir emeklilik yaşayan karakter nerdeyse yok gibidir senaryo yazımlarında..., 90'lı yıllar sonrasında çekilen hırsızlık temalı filmlerde de benzer karakter örüntüsü işlenir. Burada, karakterin yaşadığı ve kendi yıkımına yol açan çelişkinin irdelenmesi mühimdir. Kendisini soygundan alıkoyamama dürtüsü bir araz mıdır ? Bir çeşit dürtü kontrol bozukluğu mudur ? Esasında hırsızlık eylemi esnasında yakalanma olasılığı, belli bir zaman dilimine bağlı olarak işin hallolup olmayacağına ilişkin kısa süreli kaygı durumunda, beyin mühim bir miktar dopamin, serotonin ve böbrek üstü bezi de epinefrin salgılamaktadır. Ve bu salgılar da kişinin yaptığı eylem ne ise ona bağımlı olma ihtimalini artırmaktadır. Ek olarak vurgunda kazanılan paralar sayesinde diğer bağımlılıkların veya dürtüsel eylemlerin de yolu açılmaktadır. Buna yakın bağımlılık olarak kumar bağımlılığını sayabiliriz ki; ülkemizde erişkin her 8 bireyden 3 tanesinin patolojik kumar bağımlılığı vardır dersem abartılı olmasın..., Bahse konu senaryo tasarımına benzer şekilde işlenmiş bazı sinema filmlerinde, çok yüklü miktarda soygun yapanların bir şekilde avukatları yoluyla, hakimleri ya da devlet görevlilerini satın alarak özgür kalabildikleri konusu da hayli ilgi çekici bulunmuştur...,
HAKİKAT : Temmuz 2022 sonu itibariyle icra dosya sayısı 35 milyonu, kredi kartı ve bireysel kredileri ödeyemeyenlerin sayısı 5 milyonu ve devlet yardımı alanların sayısının 12 milyonu bulacağı bir ülkede sen de tutmuş kovboy kasabası, şerif, banka soygunu ve vurgun gibi lafı güzaf yazımlarla çabalıyorsun diye düşünen okurlara da minnettarım...!