Entrika, yozlaşma ve ihanetin hüküm sürdüğü imparatorluğun kutsal kilisesi her ne kadar korkak kralları dua ile telkin etmeye uğraşsa da, asırlarca Avrupalıların bilinçaltında yer edinecek olan "Türk Korkusu"nun ilk aktörünü taltif etmekte çekimser davranmadılar; ATTİLA , "Tanrının Gazabı"
BİLİNÇ AKIŞI: Teslis, kutsal su, haç ve günah çıkarma gibi ritüellerin kabulü ile putperestlik günlerinin özlemini gidermeye İznik'te karar veren kutsal kilise, "İsa çarmıhta günahlarımızın bedelini ödedi" yorumu ile günah kapılarında nöbet beklemekten de çekinmedi.., Eski Ahit geleneği gereği ilahi mahkeme, cennet ve cehennem kavramları yerine, dünyadaki sapkınlıkların bedelini yine dünya hayatında beklemeyi uygun bulan Hıristiyanlar için Attila; Yargıç, cellat ve ilahi intikamın simgesi olarak belirdi... Avrupa'nın medeni şehirlerinde gündüz ilahi, gece karabasanlar ile adı sayıklanan Hun hükümdarı...
ÖZGEÇMİŞ: Bozkırları, nehirleri, göller ve medeniyetleri aşan, at üstünde rüzgarla ve attığı ok ile yarışan Hun savaşçılarının lideri Attila; sonraki yıllarda tarih sahnesinde yer edinecek Türk uygarlıklarında gelenekselleşecek olan kardeş katlinin de eylem babasıdır. Oğluna ismini verdiği kardeşi Bleda'yı gelecekteki zaferleri için bir engel olarak görüp öldürten ve cesedini yakarken tüm hunları tek bir kağan boyunduruğunda birleştiren de kendisidir... Gençliğinde Roma ile yapılan antlaşma gereği rehin olarak Roma vilayetlerinde kalan ve burada düşmanın zaaflarını keşfetme fırsatı da bulan Attila, (Türk ebeveynlerin çocuklarını ortam görsün veya eğitim alsın diye daha medeni şehir ya da ülkelere gönderme geleneğinin de ilk temsilcilerinden sayılır.) tarihin derin gizemlerinden birinin de aktörü olmayı becermiştir. Roma sınırlarına yaklaştığı sırada onu karşılayan Papa Leo ile at üstünde bir süre konuşan ve sonrasında ordusu ile geri dönen Attila'nın Papa ile konuşmasının sırrı halen kapalıdır. Hristiyan tarihçiler, kırbacın karşısında Tanrının kılıcını görmüş ve Roma'ya ilerlemekten vaz geçmiş olduğunu söylemişlerse de belki de Attila, konuşma esnasında atından inmeyerek yerleşik kültüre geçmenin Hunların sonunu getirecek en önemli unsur olduğunu dahi anlatmak istemiş olabilir...
TARTIŞMA: Avrupa medeniyetleri; Attila, Veba, Cengiz Han ve Osmanlı dönemlerinde yaşadığı dağılma ve çözülme tehdidinin bir benzerini yaşamaktayken ülkemizde simge arayışında karşılaşılan buhranı çözmek yerinde olur. Kendisine özdeşleşecek bir kişilik bulamayıp Abdülhamit'e dahi savrulan tarih tecavüzcüleri için eldeki en ideal simge Attila karakteridir... Hazır milli kavramların sömürüleceği bir döneme daha girerken, Avrupalıları tir tir titreten , barbar , görgüsüz ve cahil nitelikleri ile özdeşleştirilen bir karakteri bulmakta çok da zorlanılmayacağı aşikardır... Makaleyi Attila'nın nadir nüktelerinden biri ile bitirmek yerinde olur:
"Zor günlerde ulus, her zaman en acımasız komutanın önderlik etmesini ister..."