İktidar partisinden ayrılarak yeni parti kuranlar…
İktidardaki bir miktar oy düşmeleri…
Erdoğan’ın mealen “Kapı kapı dolaşın!” sözleri…
Yeni partilerin iktidar pastasından oy alma ihtimal/potansiyellerinin oluşması erken seçimle ilgili yeni bir değerlendirme imkanını sunuyor.
Peki, söylentileri bir türlü dinmeyen erken seçim gerçekten erken olur mu?
İktidar yetkililerinin “Önümüzde yıllar varken, neden erken seçim yapalım?” sözleri anlamsız değil.
Neden risk alsınlar değil mi?
Üstelik, kamuoyu araştırmalarında düşme eğilimi varken…
Bu tez kadar kuvvetli karşı tezi de seslendirelim…
“İyi de, Babacan ve Davutoğlu’nun kuracağı iki partinin toplamı bile yüzde 4-5’i bulsa iktidar elden gidebilir!”
Bu teze de iktidarın yanıtı fena değil…
“Yaralarımızı sararız!”
Kafanız karıştı değil mi herkes gibi…
Bizim de…
Ama bir plan, bir strateji olmalı ama ne?
Şu anda, yakın tarihte, hatta uzak zamanda dahi Türkiye’nin bir numaralı sorunun “güvenlik konseptini korumak” olduğu anlaşılıyor.
Ekonomi her zaman siyasetin yörüngesini belirleyen unsurlardan birisi ama finalde kazandığın parayı yemek için de…
Dedenin mezarını ziyaret, babanın kabrini kazman için de bir vatana ihtiyacın var.
Erdoğan, Süleyman Soylu ve Hulusi Akar’ın Türkiye’nin güvenlik konseptini koruyan başat aktörler olması…
Muhalefet cephesinde bir savaş anında “Kararlı, rest çeken, durun bakalım!” diyen bir lider profili olmaması iktidarın bu anlamda elini yükseltiyor…
Peki, neden ısrarla “Temmuz’da karar, Kasım’da seçim var!”
Acaba kaçınılmaz şekilde devletin öngördüğü bir savaş mı geliyor!