Geçen hafta çok hüzünlü günler yaşadım.. 65 yıllık gazeteci arkadaşım Necati Karakaya’yı kaybettik ve toprağa verdik. TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği)’nin kurucularındandı.
Dernek Başkanı Oğuz Tongsir, Necati’nin toprağa verilmesi için takdir edilecek bir cenaze töreni düzenlemişti. Çarşamba günü Levent’teki Derneğimizde buluştuk.. Necati’ciğim Türk bayrağına sarılmış bir tabutun içinde yatıyordu. Etrafında yoğun bir sevenler kalabalığı olarak toplaştık.. Başkan Tongsir, önceki Başkanımız Atilla Gökçe, ben, hakkında konuşmalar yaptık.. Rahmetlinin eşi İpek hanım, kızı Şeyma hanım ve torunları Mehmet Can ve Tuna Can göz yaşları içinde töreni izlediler. Torun Mehmet Can da hazırladığı bir konuşmayı cep telefonundan ağlaya ağlaya okudu. Sizin anlayacağınız çok candan bir tören yaşamış olduk. Buradaki tören bitince hep birlikte oradan Ataköy’e doğru hareket ettik. 5. kısım camiinde cenaze namazı kılındı. Sonunda da Karakaya’mız Kozlu mezarlığında sonsuzluğa bırakıldı.
Necati benim spor yazarı olarak meslektaşım, bazen rakibim ve ama daima tam bir dostumdu. Ben 1954 yılında Vefa Lisesinden mezun olup Hukuk Fakültesine yazılmıştım.. Hem okumak hem bir işe girip çalışmak istiyordum. Yeni Sabahta spor muhabirliğine başladım.. Birkaç ay gazetede haber nedir, nasıl yazılır, falan gibi dersler aldıktan sonra spor muhabiri olarak, haber toplamak için Beden terbiyesi Bölgesine, Beşiktaş Kulübüne falan gitmeye başladım.. Necati Karakaya ile işte o günlerde, oralarda tanıştık.. Birbirimizi sevdik ve kısa zamanda dost olduk. Haber kaynaklarımızda daima beraber olduk, muhabir olarak yarıştık, rekabet ettik, birbirimize haber atlatmaya çalıştık.
Yıl 1956.. Necati Karakaya Milliyette ve ben Yeni Sabahta spor muhabiriyiz. O zamanki Beden Terbiyesi Bölge müdürü Sait Selahattin Cihanoğlu’ndan haber almaktayız.. Solda Necati, ortada ben..
Bütün bunları, rekabetimizi BEN SPOR YAZARI İKEN isimli kitabımda resimleri ve ayrıntıları ile anlatırım..
Necati Karakaya 20 kişilik TSYD kurucularının 13. Sırasında yer alan arkadaşımızdı. Bilgi olsun diye kurucular listesini vereyim:.
1.Adnan Akın (Hürriyet), 2. Burhan Felek (Cumhuriyet), 3. Tarık Bilgin (Ekspres), 4. Tevfik Ünsi (Tercüman), 5. Namık Sevik (Milliyet), 6. Necmi Tanyolaç (Milliyet), 7. Kahraman Bapçum (Milliyet), 8. İhsan Biricik (Akşam), 9. Samim Var (Hürriyet), 10. Yalçın Toker (Yeni Sabah), 11. Haluk San (Cumhuriyet), 12. Aydın Bakanoğlu (Havadis), 13. Necati Karakaya (Milliyet), 14. Nezih Demirkent (Yeni Sabah), 15. Orhan Vedat Sevinçli (Son Havadis), 16. Ferruh İlkünsal (Havadis), 17. Sacit Demircan (Vatan), 18. Necati Bilgiç (Tercüman), 19. Ali Hendekçi (Ekspres), 20. Rıdvan Yelekçi (Dünya).
Necatinin öldüğü geçen hafta, bu kuruculardan sadece iki kişi hayatta kalmıştık. Biri 0, biri ben.. Maalesef o da gittiğine göre şimdi tek kişi ben kalmış oldum.
Necati Karakaya spor yazarlığının yanı sıra kitapları da olan bir kardeşimizdi.
İşte O’nun en ünlü ve önemli bir kitabı:
ATATÜRK BEŞİKTAŞLI..
Karakaya bu kitabında, Atatürk’ün, annesi Zübeyde hanımla Beşiktaş Kulübünün yanındaki binada oturduğunu, zaten Zübeyde hanımı Selanikten Beşiktaşlı bir subayın kaçırdığını ve Atamız Anadolu’ya giderken Zübeyde Hanımı Beşiktaşlılara bıraktığını anlatır.
ATATÜRK BEŞİKTAŞLI kitabının 3. Sayfasında Necati Karakaya’nın bana ithafı..
Bu kitabının 16. baskısı ailesi tarafından cenaze törenine katılan herkese bir anı belgesi olarak dağıtıldı.
Yazıma son vermeden üzüntümün katlanmasına sebep olan bir olaya da yer vermek istiyorum.. Karakaya’nın ölümüne çoğu gazeteler, televizyonlar yer verdiler.. Ayrıntılı haber yaptılar, resimlerini koydular. Ancak ben sevdiğim gazetemiz SÖZCÜ de tek satıra rastlayamadım. Hakikaten üzüntüm daha da katmerlendi ve kamçılandı.
Önemli Not: Tam yazıma son noktayı koyup türktime’a göndereceğim sırada bana SÖZCÜ gazetesi getirildi.. Tabii her zamanki gibi Rahmi Turan’ın yazısını okuyarak başladım.. Bir de ne göreyim.. 60 küsur yıllık meslektaşım ve dostum Rahmi, Necati Karakaya’yı ve beni yazı konusu yapmamış mı?
29 Eylül tarihli bu yazının başlığı SON KURUCU ÜYE.. Necati Karakaya’yı da kaybettiğimizi, son kurucu üye olarak benim hayatta kaldığımı anlatıyor.. Toker Yayınevimden, hala Türktime’de ilginç yazılar yazmakta olduğumdan söz ediyor..
Sağolasın Rahmiciğim.. Zaten Rahmi de derneğimizin ilk üyelerindendi.. Şimdi SÖZCÜ’nün ve Tüktime’ın başyazarı olarak faal gazeteciliğini sürdürüyor.. Allah ona sağlık, mutluluk içinde yaşayacağı uzun ömürler ihsan eder inşallah.