FACEBOOK'DAN 260 YIL ÖNCE : Cephesi olan ariz, bed huy olur çün mariz. ( Alnı enli olan kötü huylu olur, çünkü marazlıdır ).., Üzni kebir olsa bol, cahil ve kahildir ol. ( Kulağı çok büyük olan bilgisiz ve tembel olur ).., Didesi yumru hasut, evsat olandır vedut.( Gözü yumru olan kıskanç, orta olan dost olur ).., Vechi pek uzun olan, laf ile söyler yalan.( Uzun yüzlü olanlar yalancı olurlar ).., Enf ucu ağıza yakın, olan adamdan sakın. ( Burun ucu ağızına yakın olan adamdan sakın ).., Sakbe-ı eneb olsa bol, kibir ve hased dolmuş ol. ( Burun delikleri geniş olanın içi kibir ve kıskançlıkla doludur )
Yukarıda okuduğunuz; baş ve boyun şekilleri ile insanların huy ve tabiatları arasındaki ilintinin incelendiği ilk ilmi derleme sayılabilecek çalışması ile meşhur Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi'nin Marifetname eserinden bir bölümdür. 86 satırlık tespitlerin özellikle 6 tanesini paylaşmamın nedeni ise ; Bundan tam 20 yıl önce, o dönemde sadece eğitim ve dini ilimler alanında hizmet verdiğini iddia eden bir cemaat liderinin hakkında Erzurumlunun referansı ile şüphe ve tereddütlerimi ifade ettiğim satırlar olması hasebiyledir.., Nefsini terbiye edememişlerin dışında tespitlerinde yanılmadığını iddia eden İbrahim Hakkı, aslında Fizyognomi ilminin de babası sayılabilir.
FACEBOOK DEVRİMİ : Gün itibariyle 2 milyar kullanıcıya ulaşarak müşteri sayısı itibariyle en büyük kapital firma niteliğine de erişen Facebook, aslında biyometrik ruh fotoğraflama yönteminde de çığır açmıştır.., Biyometrik yüz fotoğraflarınızla sizi mahalle mahalle takip edebilen devletler, biyometrik ruh fotoğraflarınızla tüm karakter özelliklerinizi de sınıflandırma şansı yakalamıştır diğer bir taraftan.., Yaşamsal , siyasal ve sosyal tercihleriniz, korku ve endişe öğeleriniz, saplantılı düşün dünyanız ya da dürtüsel tavırlarınız, sevgi besledikleriniz ya da nefret ettikleriniz, paylaştıklarınız dışında ne söylediğiniz ve daha bir çok sosyolojik tavrınızın kayıt altına alındığı bu platformda hepimiz aslında diğer bir taraftan da dijital denekleriz.., Her ne kadar, psikiyatri camiası Facebook bağımlılığı uydurup kendi kişisel nemasını çıkarma peşinde düşüp de yapması gereken sosyopsikanalizi es geçmiş olsa da, facebook davranışları ile kişilik bozuklukları ve nevrozlar arasındaki ilişkiler değerlendirilebilir ve hatta belki de tanı ölçeklerine dahil edilebilecek verilere ulaşmak mümkün olabilir.., Facebook da arkadaş arama davranışları, sık aralıklarla facebook açıp kapatma, belli kişileri engelleme ve arkadaşlıktan çıkarma ve sonrasında tekrardan dahil etme gibi yüzlerce davranış kalıbı ile nevrozların ilişkisi, önünde sonunda psikolojinin ilmi süzgecinden geçecektir ve cevaplanması gereken bir çok sorunun da açıklamasına ulaşılacaktır..!
Örneğin ; Vücuduna girmeden önce yiyeceği yemeğin son halini paylaşan kişinin, 16 saat sonra yemeğin vücudundan çıkış fotoğrafını yayımlamaması bir çeşit facebook adabı sayılmalı mıdır..? Ya da; Evliliğe ilişkin türlü şiirsel ve sanatsal etkinliği paylaşanların, boşanma davası öncesinde avukatlarıyla bir selfie dahi paylaşmamaları dürtüsel midir..? Daha önce ifade tuşu olarak sadece beğen tuşu olmasından mütevellit; ölüm döşeğindekilerin , trafik kazalarının ve cenazelerin beğenildiği bir ülkede, hüzün, endişe sevinç, saygı ya da tapınma tuşunun eklemlenmesi bir sosyolojik ferahlama mıdır..?