“Şimdi sen sevgilini, babanı, abini falan tanıdığını sanıyorsun ya, hayır tanıyamazsın. Onların gerçek yüzünü ben biliyorum, çünkü ben bir travestiyim, seks objesiyim, ‘kolay elde edilebilir’ olarak görünenim.”
Bir travestinin hayata tutunmasının tek yolunun seks işçiliği olmadığına, olmaması gerektiğine inanarak yola çıkan Esmeray, kendi yaşam öyküsünü sahneye taşıdığı “Cadının Bohçası”nda, en çok da bu konuya dikkat çekiyor: Erkeklerin ikiyüzlülüğü.
İlk kez 2007’de sahnelenen “Cadının Bohçası”, bu akşam Esmeray’ın kendi deyimiyle “vücudunda istemediği bir şeyden kurtulacağı” operasyonun giderlerine ayıracağı sezon finalini yapıyor.
Önce tanımayanlar için Esmeray’dan kısaca söz edelim. 15 yaşındayken ailesiyle Kars’tan İstanbul’a göçen Esmeray, bir yıl sonra evden ayrılıp, bulaşıkçılık, çorap satıcılığı yaparak hayatını kazanıyor, 18’inde travesti olmaya karar vererek 23 yaşına kadar seks işçiliği yapmak zorunda kalıyor. Ardından sol bir partiye dahil oluyor, kadın hareketinin içinde yer alıyor, sonra da çocukluğundan beri yetenekli ve hevesli olduğu tiyatroya yöneliyor. Aradaki boşluklarda Esmeray’ın midyecilik yaptığı da bilinir, tezgâhının polis tarafından defalarca parçalandığı da. İşte Esmeray tüm bu yaşadıklarını, beş sezondur sahneye taşıyor.
- “Cadının Bohçası”nı izleyenler size ve oyuna genelde nasıl bir beklentiyle yaklaşıyor, “bu akşam bir travesti bizi güldürecek” diye mi?
- Evet, genelde o niyetle geliyorlar, ama sonra her şey değişiyor, çünkü ezberleri bozuluyor. Oyun bittiğinde, daha önce önyargılı olduğunu, ancak düşüncelerini yeniden gözden geçireceğini söyleyen çok insan oldu. Asıl Anadolu’dan çok güzel tepkiler aldım. Anadolu’da 10’un üzerinde kentte sahnelendi oyun ve hemen her yerde çok beğenildi. Diğer yandan, kendi homofobisinden, transfobisinden korkup olumsuz tepki verenler de oldu, nadir de olsa.
- Siz seyirci sıfatıyla izlemiş olsaydınız ne düşünürdünüz, bu oyundan ne kalırdı sizde geriye?
- “Cadının Bohçası”nda hem bir travesti hem de bir Kürt olarak şiddete, milliyetçiliğe ve ataerkil değerlere karşı direniliyor. İzleyici olsaydım bize dayatılan cinsel kimliklerin hiçbirinin mutlak olmadığı sonucunu çıkarırdım herhalde.
- “Cadının Bohçası”nı ilk sahnelediğiniz günden bu yana neler değişti? Ya da en azından değişen bir şeyler var mı?
- Bir oyunun, tüm kısıtlamalara rağmen, beş sezondur sahneleniyor olması ve 70 bin kişiye ulaşması önemli. Seks işçiliği dışında bir iş yapmak isteyen transseksüellerin önünü açtığını umut ediyorum. Diğer yandan, oyunu izleyenlerin bize yönelik bakışlarını sorguladıklarına inanıyorum.
- Oyun eşcinsel, travesti ve transların kendilerini daha rahat ifade etmelerine aracı olabildi mi?
- Oyun, her ne kadar küçük bir adım olsa da bu sayede aramızdan bazılarının, bahsettiğimiz insanların sorunları artık daha görünür. Şimdi sen sevgilini, babanı, abini falan tanıdığını sanıyorsun ya, hayır tanıyamazsın. Onların gerçek yüzünü ben biliyorum, çünkü ben bir travestiyim, seks objesiyim. Sen zorsun, bense kolay elde edilebilir olarak görünenim. Oyunu izleyenler de bunu fark ediyor işte, cinsel kimliği kendilerinden farklı olan insanların nelere maruz kaldığını görüyor.
- Önümüzdeki sezon için yeni projeler var mı?
- “Cadının Bohçası”nı Kürtçe olarak sahnelemeyi düşünüyorum. Bir de, önümüzdeki sezon “Cadının Bohçası”nın devamı niteliğindeki “Cadının Kopçası” adlı gösteri ile izleyicinin karşısına çıkacağım.
CUMHURİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...