Arınç, Kanal 24'te, Ardan Zentürk ve Şamil Tayyar'ın hazırlayıp sunduğu “Ankara Masası” adlı programda soruları yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “cumhurbaşkanı seçiminde uzlaşma arayışına önem verebileceğine” ilişkin açıklamasıyla başlayan tartışmaları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Arınç, cumhurbaşkanlığı seçiminin, 22 Temmuz seçiminin de sebebi olduğunu, 16 Nisan-16 Mayıs arasındaki süreçte cumhurbaşkanı seçiminin Anayasa Mahkemesi kararıyla engellendiğini söyledi.
Daha sonra, cumhurbaşkanını halkın seçmesini içeren Anayasa değişikliğinin yapıldığını anımsatan Arınç, bu Anayasa değişikliği paketinin iptal edilmesi istemlerini, Anayasa Mahkemesinin reddettiğini kaydetti. Bu aşamada kafaların karıştığını ifade eden Arınç, “Her işte böyledir. İşin çivisi çıkmaya görsün, bir yerden kuralsızlık kural haline gelirse, artık arkasından olabilecekleri, ihtimallerle konuşmamız lazım” dedi.
Arınç, “Kuralsızlık, kural haline mi nerede geldi?” sorusu üzerine, “367, bugüne kadar hiç uygulanmış bir kural değil. Anayasanın 96. maddesi. toplantı yeter sayısının her halükarda 184 olacağını söylüyor. Anayasa Mahkemesi, 103 ve 102. maddeleri birlikte düşünerek, önce '367 gerekli' diye karar verdi, ondan sonra ona gerekçe aradı. Gerekçe bizi tatmin etmedi” diye konuştu.
Bülent Arınç, şimdi iki karar bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Bir; Anayasa Mahkemesi, bugünkü mevcut anayasaya göre cumhurbaşkanı seçmemiz durumunda, toplantıda 367 kişi bulunmasını şart koşuyor. İkinci de referandum sonra kabul edildiği takdirde, yeni cumhurbaşkanı seçiminin halk tarafından yapılmasını istiyor ve 'mecliste yapılacak karar ve seçimle ilgili oylamaların hepsinde artık 184 olacaktır' diye kural getiriyor.
Şimdi son karara bakarak, iki şekilde 11. Cumhurbaşkanını nasıl seçeceğiz diye düşünebiliriz. Çünkü bugünkü cumhurbaşkanımızın süresi, 101, 102, 106. maddeye göre bitmiş durumda, fakat Anayasanın bir yorumuyla yenisi seçilmediği için görevine devam ediyor.
Şimdi eğer yaptığımız Anayasa değişikliklerini takip edecek olursak; bu, halkoylamasına 21 Ekimde sunulacak. Halkoylamasıyla bu Anayasa değişiklikleri kabul edilirse, kanun haline gelecek. Bundan sonraki 40 gün içinde, Aralık ayının ortası gibi olabilir. Neye göre? Bu anayasa değişikliği üzerinden iz takip edersek, Aralık ayı sonunda 11. cumhurbaşkanını, halk tarafından seçebileceğiz.”
Arınç, 22 Temmuzdan sonra oluşacak Meclisin cumhurbaşkanını seçmek istemesi konusunu değerlendirirken de Anayasanın 102. maddesini okuduktan sonra, “Burada cumhurbaşkanı bu meclis tarafından seçilmeli diyenler eğer dürüst davranıyorlarsa, bundan kuşkuluyum. En azından 7 seneyi kurtaralım, 367 şart olduğu için şu anda bu 367'ye uygun vasıfta biri seçilirse, halk tarafından seçilmesinden daha iyi olur, bize daha fazla benzer diye düşünenler var. Boşalma halini kabul ediyorsak, 'Sayın Sezer'in 16 Mayısta görev süresi bitti, bu makam boşaldı' diyorlarsa, 106. maddeye göre benim vekaletime karşı çıkmamaları lazım” diye konuştu. Arınç, şöyle devam etti:
“102. maddeye göre boşalma yok deniyorsa, çünkü süresi biten devam ediyor, o zaman Meclis kendi iradesiyle yeni bir cumhurbaşkanlığı süreci başlatabilir mi? Bana göre başlatır. Danışma Kurulunu toplar, siyasi parti gruplarıyla bir araya gelir. bunu meclise sunar, meclis kabul ettiği takdirde, cumhurbaşkanı seçimi, yeniden 16 nisanda nasıl başladıysa o şekilde de başlayabilir. Şöyle de olabilir: Sayın Cumhurbaşkanı, 'Yeni meclis seçildi, bana Allahaısmarladık' diyebilir. Boşalma halinde Meclis mecburen cumhurbaşkanını seçecektir. Boşalma yok, boşalma hali olmadı deniyorsa, Meclis kendisi inisiyatif alırsa seçecek.”
BAŞBAKAN'IN AÇIKLAMALARI
Başbakan Erdoğan'ın, cumhurbaşkanını yeni meclisin seçeceğine ilişkin görüşüne katılıp katılmadığının sorulması üzerine Arınç, şöyle konuştu;
“Yeni Meclis seçebilir, gerektiğinde seçmelidir de... Görev süresi bitmiş cumhurbaşkanının görevine devam ediyor olması, bizde görülmüş bir olay değil bugüne kadar. Geçmişe dönüp baktığınız zaman, cumhurbaşkanları görev süreleri bittiğinde ayrılmışlardır. Yerlerine ya senato başkanı vekalet etmiş ya bugünkü Anayasamıza göre meclis başkanı vekalet etmiştir. Ama bugün bu devam ediyor görülüyor. Aralık ayının sonunu veya Ocak ayının başını beklemektense, yeni Meclis tablosundan bir cumhurbaşkanı çıkabilir'in kabul edilmesi halinde bu seçim yapılmalıdır. Çünkü 6 ay öncesinden artık Türkiye normalleşmelidir, cumhurbaşkanı seçimini yapmalıdır.”
Baykal'ın, Erdoğan'ın uzlaşmayla ilgili sözlerini “dayatma” olarak değerlendirmesine karşı çıkarak, “Maksadı üzüm yemek değil, bağcı dövmektir. Çok açık görünen budur” diyen Arınç, Baykal ve ekibinin, Başbakan Erdoğan'ın “Parlamentoda uzlaşma ararız” açıklamasından sonra, “Meclis dışından olsun” dediklerini söyledi.
Arınç, “Cumhurbaşkanlığı seçimi bizim hakkımızdı, görevimizdi, yetkimizdi. Buna, parlamento içindeki siyaset engel olmadı, parlamento dışındaki yargı engel oldu. Bu işi yargıya taşıyan partiler, buna aracılık ettiler. dolasıyla cumhurbaşkanı seçememiş olmak ne Meclis başkanı olarak benim eksikliğim ne ak parti genel başkanı olarak sayın başbakanının ve o partinin grubunun bir eksikliği” diye konuştu.
CHP-MHP KOALİSYONU
Bülent Arınç, CHP-MHP koalisyonunun, AK Parti iktidarına karşı alternatif olarak kurgulanıp kurgulanmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken, 2 yıldan beri böyle bir çalışma olduğunu söyledi. Arınç, “halk iradesine güvenmeyen, halktan kopuk tek parti özlemcilerinin, cumhuriyet dendiği zaman bütün reformların yukarıdan yapılmasını isteyen, özgürlükleri hazmedemeyen bir zümrenin böyle bir çalışma içinde olduğunu” savundu.
Arınç, “Yani anti sivil bir zümreden mi bahsediyorsunuz?” şeklindeki soruya, “Yani anti sivil demek de yetmez” karşılığını vererek, bunların, “çırpınış içinde olan, demokrasiyi sandığı hazmedemeyen zeminler” olduğunu söyledi.
“22 TEMMUZDA SANDIK BAŞLARINDA KANUNSUZ İŞLEMLER OLABİLİR”
Bülent Arınç, “22 Temmuz seçim sürecini kesintiye uğratabilecek bazı provokatif eylemlerle ilgili duyumlar size geliyor mu? Sandık güvenliği konusunda endişeleriniz var mı?” sorusuna, “Seçim sonuçlarının şu veya bu şekilde provoke edilmesi, sandık başlarında bir takım hileli işlemlere başvurulması mümkündür. Bunun için bazı grupların özel çaba gösterdiklerini biliyoruz. Sandık kurulu başkanı ve üyelerinin, hem dışardan yapılacak müdahalelere hem de kendi içerisinde her oyun değer kazanmasına dikkat etmesi lazım” diye konuştu.
Bu seçimde hemen hemen her partinin müşterek rakibinin AK Parti olduğunu, açıkgöz ve işgüzar bir kısım partililerin, sandık başlarındaki işlemlere müdahale ederek kanunsuz işlemler yapabileceklerine dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:
“Devleti falan kastetmiyorum ama bunu amaçlayanlar, bu tür olaylar yapabilirler. Belki Manisa'nın merkezinde bu tür bir şeyi yapmak mümkün değil ama bu ülkenin Diyarbakır'ı, Siirt'i, Hakkari'si, Çorum'u, Çankırı'sı da var. Bunun belli yerlerde yapılmış olması, seçim sonuçlarını etkileyebilir.”
“HAYAL KIRIKLIĞI, ŞÜPHESİZ...”
Arınç, “Yeniden meclis başkanı olmayı düşünüyor musunuz?' sorusuna, “Mahkeme kadıya mülk değil” diyerek, 5 yıldır bu görevi dolu dolu yaptığını kaydetti. Aynı sorunun, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yöneltilmesi üzerine Arınç, “Bugünden yarına hiçbir söylemek mümkün değil. Şu anda ne meclis başkanlığına ne cumhurbaşkanlığına adayım. Zamanı geldiğinde şartlar ne gerektiriyorsa, onu ifade ederiz” dedi.
Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e oy verdiği için pişman olup olmadığının sorulması üzerine, “Pişmanlık diye bir şey yok” diyerek, nasıl aday gösterildiğini o dönemde gözlemlediğini söyledi. “Bu, yaşanması gereken bir olaymış” diyen Arınç, “Hayal kırıklığı var mı' sorusuna, “Şüphesiz” karşılığını verdi. Arınç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerine söylediklerini anımsatarak, “Yeni seçilecek Cumhurbaşkanı, kim olursa olsun, Sayın Sezer gibi olmayacaktır' demiştim. O kendi türünde bir ilk ve tek olarak bundan sonra anılacaktır. Ona inanıyorum. Kim olursa olsun. Ardan Zentürk olsa bile” diye konuştu.
“Nasıl bir cumhurbaşkanı hayal ettiğinin” sorulması üzerine Arınç, “Milletini seven, milletinin ortak değerlerine sahip, ayrımcılık yapmayan, siyaseti bilen, siyaseti yaşamış olan, parlamento içinden bir milletvekili arkadaşımızın cumhurbaşkanı olmasını isterim. Siyaset insanı eğitir, terbiye eder, milletle kucaklaştırır. Yanlış da yapsa, siyasetle iştigal eden insanın başbakanlığı da cumhurbaşkanlığı da meclis başkanlığı da iyi olur” karşılığını verdi.
hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...