AKP’yi Kemalizm’le hesaplaşma projesi olarak görenler de var, sürecin normalleşmeye doğru gittiğini söyleyenler de. Yeni Aktüel son sayısında siyasi yelpazenin farklı uçlarında yer alan aydınlara bu soruyu sordu.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlenen Türkiye'de geçen hafta tartışmalı konulardan biri de, Prof. Baskın Oran'ın AKP'yi Kemalizm'in zaferi, değişime karşı Kemalistleriyse yenilgisi olarak değerlendirmesiydi. Yeni Aktüel Mehmet Şevket Eygi'den Toktamış Ateş'e, Abdülmelik Fırat'tan Atilla Kıyat'a, Doğu Perinçek'ten Adalet Ağaoğlu'na kadar farklı düşüncelerden 16 isme "Recep Tayyip Erdoğan'ın ya da AKP kökenli birinin Çankaya'nın basamaklarında olması Kemalizm'in zaferi midir, yenilgisi midir" sorusunu sordu.
’Zaferi olur’ diyenler
KEMAL KARPAT
(Wisconsin Üniversitesi Tarih Bölümü)
"AKP Atatürkçü bir yola girdi"
Atatürkçülük modern, ileriye dönük ve demokrat bir ülke yaratmak amacını güdüyorsa, bütün bunlar oluşmuştur. Yani AKP'nin bugün cumhurbaşkanını seçmeye hazırlanması Atatürk'ün vizyonuna kesinlikle aykırı değildir.
AKP bu şüpheleri giderecek, güven verecek tedbirleri almadı. Bu da partinin yetersizliğidir. Diğer taraftan Atatürk'ü öne sürerek kendi siyasi amaçlarını gerçekleştirmek isteyenler de kesinlikle Atatürkçülüğe ters düşüyor.
MEHMET BEKAROĞLU
(Eski Fazilet Partisi Milletvekili)
"Bu bir yenilgi değil!"
Eğer Kemalizm'i Türkiye'yi Doğu'dan koparıp Batı'ya bağlamak şeklinde yorumlarsak, Kemalizm'in kendini yenilemesi gerekiyordu, AKP sayesinde bunu yaptı. 1920'lerde Cumhuriyet kurulurken inşa edilen modern ulusta iki problem çıkıyor: Müslümanlık ve Kürtler. O günden beri Müslümanlık ve Kürtlük üzerinden tartışmalar, din - devlet ekseninde gerginlikler sürüyor. Yıllardır din devlet ekseninde yürütülen hesaplaşma sonucu İslamcı geçmişi olan ve hâlâ aynı yaşam biçimini sürdüren bir İslamcı şimdi Çankaya Köşkü'ne çıkıyor. Bazıları "Bu bir rövanş, Cumhuriyet'in son kalesi de düşüyor" diyor. Hiçbir şeyin elden gittiği yok.
MEHMET METİNER
(Bahçeşehir Üniversitesi)
"Cumhuriyet'in bir kazanımı olarak görürüm"
Bu konunun bu biçimde ortaya konmasını doğru bulmuyorum. Birincisi, AK Parti "dincilerin torunları"nın kurduğu bir parti değil. Partinin kuruluş felsefesi ve partiyi oluşturan toplumsal katmanlar böyle bir genellemeyi peşinen hükümsüz kılıyor. İkincisi, AB uyum paketlerinin Kemalizm'in devamı niteliğinde olduğunu söylemek ziyadesiyle tartışmaya açık bir konu. Çünkü tersini ileri süren Kemalizm yorumları çok daha baskın. Üçüncüsü, "Kemalistler'in torunları" bir bütün olarak Sevr paranoyası içinde değiller. Türkiye'nin demokratikleşmesini samimiyetle savunan Kemalistler de var.
Kemalizm, farklı Kemalist yorumlarla dönüşüme uğramıştır, ama hâlâ Kemalizm'i ideolojik bir dogma olarak benimseyenler iktidar katında bulundukları için Kemalizm ne yazık ki Türkiye'nin demokratik değişiminin önünde bir engel olarak tutulmaktadır. Başbakan Erdoğan'ın veya AKP'li birinin cumhurbaşkanı olmasını, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin bir kazanımı olarak görürüm. Bunu Kemalizm'in yenilgisi olarak görenlerin demokratlığından da cumhuriyetçiliğinden de kuşku duyarım.
ADALET AĞAOĞLU (Yazar)
"Asıl büyük zaferi Cumhurbaşkanının demokratik yollardan seçilmesi kazandırır"
Dinsel devletten laik devlete geçişteki siyasa-ekonomi bitişiğindeki insani daralmaların nabız atışlarının "yokmuş"a getirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni 84 yıllık bir değişim ve dönüşüm yolundan, AKP'den bir cumhurbaşkanı sürprizini hazmedememe noktasına kadar getirdi. Bu tesbit, darbe anayasalarının biraz kem küm ederek de olsa tartışmaya açılabilmesi Cumhuriyet'in bir zaferi.
Mesafeli duranlar
FERHAT KENTEL
(Sosyolog, Bilgi Üniversitesi)
"Batılılaşmış muhafazakârlık"
Bugün yaşananları ben Kemalizm'in zaferi veya yenilgisi olmaktan çok, bir "strateji" olarak Kemalizm altında ortaya çıkmış tezahürler olarak görme eğilimindeyim. Bir zamanlar "dinci" olarak adlandırılan muhafazakâr kesimler yenilikle karşılaşıp müzakereler sonucu yenileşirken, aynı zamanda yeni de olsa "düzen"i temsil eden seçkinler yükselen yeni güçler karşısında giderek daha da muhafazakârlaşır. Sonuçta AKP'nin Çankaya'ya uzanması, "muhafazakâr Batılılaşma"nın içinden çıkan "Batılılaşmış muhafazakarlığın" bir sonucudur. Bu Kemalizm'in veya İslamcılığın öngörmediği bir sonuçtur.
PROF. BERİL DEDEOĞLU
(Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü)
"Her iki uç için de aynı şekilde bir dönüşüm ihtiyacı var"
AKP'li birinin cumhurbaşkanı seçilmesini Kemalizm'in içinden değil de demokrasinin içerisinden okumak daha anlamlı! Burada temel iki tartışma var, biri Türkiye demokratik kurallarını ne kadar işletiyor? İkincisi de genel seçim sistemi. Bugün gerçek çoğunluk olmadan Meclis'te çoğunluk alan bir grubun içinden cumhurbaşkanı seçebiliyor olmamız tartışılmıyor.
...AKP'nin bir bütün olarak devrim savunucularının karşısında olduğunu iddia etmek ne kadar yanlışsa, buna sıkı sıkıya bağlı olanların da 1923 koşullarına referansını makbul saymak anlamlı değil. Bu, her iki uç için de aynı şekilde bir dönüşüm ihtiyacının olduğunu gösteriyor. Bence de tırnak içinde Kemalizm Türkiye'yi değiştirdi ama belli bir süreden sonra kendini yenileyemedi.
ATİLLA KIYAT
(Emekli Koramiral)
"Bu durum Kemalizm'in eseri değil"
Türkiye'nin geldiği noktayı Kemalizm mihenk taşına vurarak zafer veya yenilgi olarak değerlendirmek kanaatimce yanlış olur. Eğer ülke 1938'den günümüze Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yönetilmiş olsa ve bugün bu noktaya gelinse idi, o zaman Kemalizm'i yargılamak mümkün olabilirdi.
...Bugün içinde bulunduğumuz durum Kemalizm'in değil geçen elli yıla yakın sürede ülkeyi idare edenlerin eseridir. Zafer midir, yenilgi midir bunu da sağduyulu milletimizin takdirine bırakıyorum.
DOĞU PERİNÇEK (İşçi Partisi Genel Başkanı)
"Türkiye, yeniden Kemalist Devrim rotasına girecek"
... "ABD'nin BOP içinde Diyarbakır'ı merkez yapacağız" diye 15-16 Şubat 2004 gecesi Kanal D ekranından görevini açıkça ilan eden Erdoğan'ın Çankaya'ya tırmanma iddiası, İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayan Kemalist Devrim'i yıkma sürecinde çok kritik bir hamledir. Ancak Türkiye milletiyle ve ordusuyla cephesini ABD emperyalizmine ve Haçlı irticaya çevirmiştir. Türkiye, bu "akını" bir kez daha alt edecek ve Kemalist Devrim rotasına girecektir. Cumhurbaşkanı Sezer, Bakanlar Kurulu'nu toplayarak ABD'nin 24 Müslüman ülkeyi parçalama projesinde görevli olduğunu defalarca açıklayan Erdoğan'ı başbakanlıktan istifaya çağırmalıdır.
VURAL SAVAŞ
(Emekli Yargıtay Başsavcısı)
"Bu Kemalizm'in yenilgisi değil, emperyalist güçlerin başarısıdır"
...Çankaya'ya yalnız AKP'lilerin oylarıyla biri çıkacak olursa karşı devrim gerçekleşmiş olacak ve zaten çöküş sürecinde olan Türkiye Cumhuriyeti tamamen elimizden gitmiş olacaktır. Bu Kemalizm'in yenilgisi değil, emperyalist güçlerin başarısıdır.
MEHMET ŞEVKET EYGİ
(Milli Gazete yazarı)
"İsminden başka alâkası yok"
Sağcı, solcu her aydın kabul eder ki bugünkü Kemalizm'in Mustafa Kemal ile isminden başka bir alâkası yoktur. Atatürk dirilse kendi adına ne dolaplar çevrildiğini görerek şaşardı. Bugünkü Kemalizm, Atatürk'ün vefatından sonra yıllarla oluşmuş ideolojimsi bir şeydir. Zaten birbirine zıt kişiler ve kesimler Kemalizm'i kendi işlerine gelecek şekilde anlamakta, sergilemektedir.
PROF. TOKTAMIŞ ATEŞ
(İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi)
"Erdoğan zihniyeti Kemalizm'den sapmadır!"
Bence böyle bir durum, Kemalizm'in zaferi de hezimeti de değildir. Recep Tayyip Erdoğan zihniyetinin bugün 2007 Türkiye'sinde yaşaması Kemalist devrimin amacından hafif bir sapmadır.
PROF. MEHMET ALTAN (İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi)
"Dış dünyayla Türkiye statükosu arasında bir bilek güreşi"
Kemalizm bir modernleşme hareketidir ama modernleşmeyi tüketimde görmüştür. 1622'den genç Osmanlı'dan beri, Batı'nın tüketim kalıplarını taklit ederek reform yapma, Batılılaşma hep buranın en büyük yanılgısı olmuştur. Kemalist modernleşme, Batı'yı tüketim açısından taklit etmek ve bunu devlet elitiyle yapmayı hedefliyordu. Bugünse gelinen noktada gerek 24 Ocak kararları, gerek Gümrük Birliği ve daha da önemlisi AB sürecinde Türkiye'de üretim söz konusu! Esnaflık ve köylülük çözülüyor, sanayileşme nitelik değiştiriyor ve hızlanıyor, halk sahneye giriyor. Onun için Kemalizm'in Türkiye'yi bir noktaya kadar taşıdığını ama taşıyamadığı noktada da hayatın müdahalesinin AB sayesinde daha akılcı bir kanalla yürütüldüğünü söylemek mümkün.
Ben bunu henüz bir zafer ya da kayıp olarak görmüyorum ama Türkiye'nin Kemalist bir ideolojiden demokratik bir anlayışa, çoğulculuğa doğru yol almasının bir ara durağı olarak görüyorum. Ben bunu devletin değil halkın oyuncu olarak sahaya girmesi olarak algılıyorum...
ABDÜLMELİK FIRAT (Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı)
"Bugünkü Kemalistler Atatürk'ün çizgisinin dışına çıktı"Erdoğan'ın siyasete geliş merhaleleri belli. İnsanlar hem sözleri hem davranışlarıyla değerlendirilir. Ya inanacaksınız, ya da inanmayacaksınız. Erdoğan'ın kazanmasını Kemalizm'in zaferi ya da yenilgisi olarak telakki etmeyi doğru görmüyorum. Erdoğan Bey'e saldırmak, Kemalizm elden gidiyor diye bir iddia ortaya atmak bence yanlıştır...
'Yenilgidir' diyenler
ÖMER LAÇİNER (Gazeteci - yazar)
"Bugün gelinen nokta, bir yenilgi!"
Sorunun cevabı Kemalizm'in tanımı konusundaki muğlaklık sürdüğü sürece net olarak verilemez. Ben bu konuda Baskın Oran'dan farklı düşünüyorum. Kemalizm görünüşte öznesi olmayan, tüm topluma şamil, belirli bir zümrenin özel statüsünü hesaba katmayan bir ideoloji olarak ele alındığında böyle bir sonuç çıkar. Ama ben diyorum ki Kemalizm, asker ve bürokrat zümrenin kendi denetimi ve kendi çıkarlarını geliştirmek, kendi konumunu sağlamlaştırmak adına bu esas şartı yerine getirmek kaydıyla bir modernleşme projesidir. O anlamda da bugün gelinen nokta, bu insanları ve bu konumları tehdit eder bir durum arz ettiği için onlar açısından bir yenilgi oluyor.
AKTÜEL
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...