Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, aşırı sıcak havaların beyin ve damar hastalıkları riskini artırdığını belirterek, "Sıcak havada damarlarda genişleme oluyor, terleme oranı artıyor, sıvı miktarı azalıyor, kan daha yoğun hale geliyor. Kan basıncında artışlar ortaya çıkıyor, kalp ritminde düzensizlikler ortaya çıkabiliyor" dedi.
Dünya Nöroloji Federasyonu Çevresel Nöroloji Grup Başkan Yardımcısı, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Öztürk, dünya genelinde 21. yüzyıl için büyük tehdit olarak tanımlanan iklim değişikliğinin mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklara neden olduğunu söyledi.
Hava sıcaklıklarının artışının beyin ve damar hastalıkları için risk faktörü olduğunu vurgulayan Öztürk, "Sıcak havada damarlarda genişleme oluyor, terleme oranı artıyor, sıvı miktarı azalıyor, kan daha yoğun bir hale geliyor. Kan basıncında artışlar ortaya çıkıyor, kalp ritminde düzensizlikler ortaya çıkabiliyor. Bütün bunların sonucu olarak da inmelerde, beyin-damar tıkanıklıklarında ciddi bir artış gözlüyoruz" ifadesini kullandı.
Yılda 12 milyon kişi hava kirliliği ve iklim değişikliği sebebiyle yaşamını yitiriyor
Öztürk, aşırı sıcakların beraberinde hava kirliliğinin de beyin ve damar sağlığını tehdit ettiğini kaydetti.
Aşırı sıcaklar ve kirli havanın tüm dünyada ölümcül hastalıklara neden olduğuna dikkati çeken Öztürk, "Dünya genelinde yılda yaklaşık 12 milyon kişinin kirli hava ve iklim değişikliği nedeniyle kaybedildiğini raporlar bildiriyor. Bunların 2,5 milyonu beyin-damar hastalarından oluşuyor. COVID döneminde çok telaşlandık, insanlarımızı kaybettik, büyük üzüntüler yaşadık, önlemler aldık. Aslında aynı önlemleri, aynı alarm durumunu bu koşullar için de kullanmak lazım" diye konuştu.
Öztürk, beyin sağlığı için iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı sıcaklardan korunulması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Hava sıcaklığı vücudumuzda, damarlarımızda dolaşan su miktarını, hem terleme nedeniyle, hem damarların genişlemesi nedeniyle azaltıyor. Bol miktarda sıvı almamız gerekiyor. Nerede olursak olalım sıvı alımını asla ihmal etmememiz gerekiyor. Ağır, sindirimi zor yiyeceklerden kaçınmak gerekiyor. Daha çok sebze, meyve, sıvı içeriği yüksek besinler tüketmemiz gerekiyor. Direkt sıcak altında çalışmaktan, gezmekten ya da zaman geçirmekten, olanaklarımız ölçüsünde kaçınmamız gerekiyor. Mutlaka kendimizi koruyacak kişisel önlemler almamız, şapka kullanmamız gerekiyor. Soğuk içeceklerle olabildiğince vücut ısımızı düşürmeye çalışmamız gerekiyor."
Sıcak havalara hassas olan yaşlılar gibi bazı grupların olduğunu anlatan Öztürk, olabildiğince yeşil alanlarda vakit geçirmenin hem sıcak hem de kirli havadan korunmak için önemli olduğunu dile getirdi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...