Bahçeli, konuşmasını yapmak üzere kürsüye, ''Devletin başına devlet gelecek'' sloganları eşliğinde ve konfetiler arasında geldi.
Devlet Bahçeli, konuşmasına, Atatürk ve silah arkadaşları, bölücülükle mücadele ederken şehit olan güvenlik güçleri ile Alparslan Türkeş'i rahmetle anarak başladı.
Ağır sorunların altında ezilen Türkiye'nin, içine düştüğü ümitsizliğin çaresini, karartılan geleceğin aydınlığını bu kongrede bulacağını ifade eden Bahçeli, salondakilere, ''Milli kararlılık ve kucaklaşma kurultayına hoşgeldiniz'' diye seslendi.
Bahçeli, yakın tarihinin en karanlık günlerini yaşayan Türkiye'nin kalbinin bugün burada attığını ifade ederek, yorgun Anadolu'nun, sadece gözü ve kulağı ile değil, yüreğiyle de bu kongreye baktığını söyledi
''Çelikten irade ve inançlı kadroların'' bugün burada olduğunu ve milli görev için ayağa kalktığını belirten Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin ebedi başkenti Ankara'da sergilenen bu muhteşem manzaranın, Türkiye'nin onurlu ve aydınlık geleceğinin en büyük güvencesi olduğunu kaydetti.
Bahçeli, ''Türk milletinin yegane ümidi olan MHP'nin, iktidar yürüyüşünde son dönemece girildiğini'' savunarak, kongrenin, bu açıdan tarihi dönüm noktası olacağını belirtti. Bahçeli, kongrenin, ''ülkücü ahlaka yakışır ve demokratik olgunluk içinde'' geçeceğine olan inancını dile getirdi.
-''GAYRİ MİLLİ ZİHNİYET''-
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerinin, üniter, laik ve milli devlet yapısına dayandığına işaret eden Bahçeli, bu yapının, Cumhuriyetin kurucu kahramanları ve kadroları tarafından, çağın ve ötesinin dikkate alındığı mükemmel bir vizyon ile belirlendiğini söyledi.
Bir devlet çatısı altında beraberce yaşayabilmenin kurallarının 1923'de belirlendiğini anımsatan Bahçeli, başkentin Ankara, dilin Türkçe, bayrağın ay-yıldızlı bayrak, milli marşın İstiklal Marşı olduğunun anayasal güvence altına alındığını anlattı.
Bahçeli, Cumhuriyetin 83 yıllık tarihinde, bu ilkeleri benimsemekle zorlanan, reddeden ya da değiştirilmeye çabalayan bedbahtların, zaman zaman beyhude çıkışlarına şahit olunduğunu kaydetti. Bahçeli, bu girişimlerin, millet tarafından lanetlendiğini, bu hezeyan sahiplerinin, hak ettikleri karşılığı gördüğünü belirtti.
Bugün, durumun geçmişten çok farklı olduğunu vurgulayan Bahçeli, malum nifakların, yeni yöntemler ve yeni manevralar geliştirdiğinin anlaşıldığını ifade etti. Bahçeli, bu çevrelerin, kendilerine sağlanan uluslararası himayeleri kullanmasıyla, temel değerlerin her zamankinden daha fazla tahribata başlandığını söyledi.
Küreselleşmenin önemli bir tehdit olduğunu ifade eden Bahçeli, milli varlığa yönelik tehditin bir kolunun da ülkeyi yöneten ''gayri milli zihniyetin'' tek başına iktidarı olduğunu savundu.
Bahçeli, ''İktidardaki AKP ile Türkiyemiz kuşatılmakta, milletimiz yargılanmakta, üniter yapı sarsılmakta, değerlerimiz tartışılmakta,tarihimiz sorgulanmakta, beraberliğimiz parçalanmaktadır. Vatanımız, içerden hançerlenmektedir'' diye konuştu.
MHP'nin, devlet ile milletin geleceği için dünden daha önemli ve kutsal bir görevle karşı karşı olduğunu kaydeden Bahçeli, Türkiye'nin, her alanda derin buhran içinde çırpındığını öne sürdü.
Bahçeli, başka başkentlerin sunduğu kurtuluş reçetelerinin, Türk milletini bir adım ileri götürmeyeceğini ifade etti. Bahçeli, sorunlarının çözümünde Türkiye merkezli bakılması ve geleceğin Türkçe okunması gerektiğini belirterek, ''Küresel dayatmaların önündeki en önemli engel milli devlet yapısı ve bu yapının temel taşı milliyetçiliktir'' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Türk limanlarının Rum gemilerine açılmasını konusunda AB'ye karşı sahte kahramanlık yapan başbakan'ın derdi Kıbrıs değil yaklaşan seçimlerdir'' dedi.
Bahçeli, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen 8. Olağan Büyük Kongre'de yaptığı konuşmada, milletin, izlenen ekonomik politikaların sonucunda, yoksulluk ve işsizliğin pençesinde yaşam savaşı verdiğini savundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Türk halkının satın olma gücünün artığını, çay ve simit hesabıyla herkesin konut sahibi olabileceğini, ekonomik istikrarın sağlandığı'' gibi pembe tablolar çizdiğini öne süren Bahçeli, ''Tarihin en büyük borç batağına saplanan Türkiye'de hala hayali başarılar anlatılabilmektedir. Yoksulluk ve işsizlik altında ezilen kitleler, Başbakan'ın nerede yaşadığını merak etmektedir'' dedi.
Uygulanan ekonomik politikaların Türkiye'yi ''sıcak para, ucuz kazanç ve rantiye cenneti'' haline getirdiğini söyleyen Bahçeli, ekonomi çarkının faiz ve dış borçlanmayla döndürülmeye çalışıldığını savundu.
Bahçeli, Türk ekonomisinin rekabet gücünü kaybettiğini, cari açıkta dünya rakorlarının kırıldığını söyleyerek, ''Türkiye, bugün ürettiğinden fazlasını harcayan, bu açığı borçlanma yoluyla finanse eden, borç bulabilmek için yüksek faiz veren, bu faizi milli işletmelerini ve vatan topraklarını yabancılara satarak karşılayan müflis bir mirasyedi konumuna sokulmuştur'' dedi.
Özelleştirme adı altında Türkiye'nin milli servetleri ''pazarlandığını'' savunan Bahçeli, ''Kırılganlığı ileri derecede artan ekonomide kriz işaretleri yükselmektedir'' dedi.
-DIŞ POLİTİKA-
Dış politikada Türkiye'nin zemin ve cephe kaybettiğini, onur ve haysiyetinin ağır yara aldığını ileri süren Bahçeli, Türkiye'nin dış politikasının ''AB ve ABD'nin güdümündeki teslimiyetçi politikalara'' kurban edildiğini ifade etti.
Bahçeli, ''(Ver kurtul) anlayışının iflah olmaz temsilcisi olan taşeron ruhlu bu hükümet, Türkiye'yi her alanda krize sürüklemiştir'' diye konuştu.
Türkiye'nin ''ezik ve etkisiz'' hale itildiğini öne süren Bahçeli, hükümetin Kıbrıs'ı davasını ''bir kambur'' olarak gördüğünü, Kıbrıs'ı Rumların insafına terk ettiğini öne sürdü. Bahçeli, şunları söyledi:
''Türk limanlarının Rum gemilerine açılmasını konusunda AB'ye karşı sahte kahramanlık yapan Başbakan'ın derdi Kıbrıs değil, yaklaşan seçimlerdir. Seçimden sonra gerekli siyasi imkanı bulabilirse, Kıbrıs'ı Rumlara teslim için son adımları atacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Hükümet, Irak'ın parçalanması sürecini bir seyirci olarak uzaktan izlemektedir. AKP, Iraklı Türkmen kardeşlerimize sırtını dönmüştür. Peşmerge gruplar Kerkük'ü ele geçirmişlerdir. Kerkük'te iç savaş şartları oluşmaktadır. Türkmenlerin oradaki varlığı çok ağır bir tehdit altındadır.
Talabani ve Barzani her gün Türkiye'ye meydan okumaktadır. Türk işçisine ve köylüsüne diklenmeyi marifet sayan Başbakan Erdoğan'ın bu tahrikler karşısında sesi soluğu çıkamamaktadır.
Batı Trakya Türk azınlığı unutulmuş. ABD ve AB'nin dümen suyunda sürüklenen AKP hükümeti Türki cumhuriyetlerde yoktur. İlişkilerimiz hiç düzeyindedir.''
Bahçeli'nin konuşma sırasında sık sık sesi kısıldı. Bahçeli, ses kısıklığını su içerek gidermeye çalıştı.
'Brüksel'e hesap verme telaşında olan hükümet, Türk milletine hesap vermeye hazırlanmalıdır'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Brüksel'e hesap verme telaşında olan hükümet, Türk milletine hesap vermeye hazırlanmalıdır'' dedi.
Bahçeli, partisinin Atatürk Spor Salonu'ndaki ''8. Olağan Büyük Kongresi''nde yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'de zorla bir azınlık yaratma sevdasına düştüğünü ifade ederek, din ve mezhep ayrışmasını Türkiye'nin karşısına getirdiğini iddia etti.
AB'nin Türkiye'nin kardeşliğini hedef alanlara destek çıktığını ve Türkiye'nin milli tarihini karalamak isteyenlerin sığınma yeri olduğunu savunan Bahçeli, ''Türkiye'nin dizüstü çökertilmeye çalışıldığını'' ileri sürdü.
AK Parti'nin seçim hazırlığı olarak milliyetçi söylemlere sarıldığını öne süren Bahçeli, bu söylemlerin hükümeti kurtaramayacağını ifade etti.
''Brüksel'e hesap verme telaşında olan hükümet Türk milletine hesap vermeye hazırlanmalı'' diye konuşan Bahçeli, ''Hiçbir siyasi projenin Türkiye'nin birliğinden ve kardeşliğinden önemli ve öncelikli olmadığını'' ifade etti.
Türkiye'nin milli devlet ve üniter yapısının her türlü tartışmanın üzerinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, ''MHP, Türkiye'nin bu gününe ve geleceğine Brüksel değil, Türkiye gözlüğüyle bakmaktadır'' dedi.
Bahçeli, Türkiye ne pahasına olursa olsun AB'ye üye olmaya mahkum, muhtaç ve mecbur olmadığını belirterek, bir kavşak noktasına gelinirse doğal olarak herkesin kendi yoluna gideceğini söyledi.
Devlet Bahçeli, ''Milliyetçi hareket Avrupa Birliği için onurlu bir üyelik düşünüyor derken Türkün nazik bir cümlesini dünyaya haykırmaktadır. Onurumuzun zedelendiği yerde 'Al Kopenhag Kriterlerini git' diyebiliriz'' görüşünü dile getirdi.
Bazı sermaye grupları, medya organları ve merkezler tarafından ''küreselleşme, AB'nin gerekleri ve Türk toplumunun çağa uyumu olarak sunulan safsataların milliyetçi söylemleri hedef aldığını'' iddia eden Bahçeli, AB projesinin medeniyet ve refah projesi olarak takdim edildiğini, ancak Türkiye'nin bölünmesi, dağılması ve parçalanmasını amaçlayan hain bir yıkım projesi olduğunu savundu.
AB'nin söz konusu hedeflerine ulaşabilmek için Türk milletçiliğini engel gördüğünü anlatan Bahçeli, ''yükselen milliyetçilik tehlikesi'' olarak yürütülen kampanyanın arkasında da bu düşüncenin olduğunu bildirdi.
Bu arada, kongrenin yapıldığı Atatürk Spor Salonu'nda yankesicilik yaptığı tespit edilen bir kişi gözaltına alındı. Kimliği henüz öğrenilemeyen şahıs, ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...