Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, 'Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli'nin çok ciddi üslup problemleri var. Eğer bu işi bilinçli yapmıyorlarsa üç odağın oyununa geliyor. Bunlar ABD, Barzani ve tek derdi darbe bir olan kesim"
Operasyonda bazı talihsizlikler oldu. Bazıları Büyükanıt'ı yaylım ateşine tutmak için bunu fırsat bildi. Buzdolabına kaldırılmış olan yıpratma kampanyaları yeniden başlatıldı.
Çaresizlikten çıkış yolu olarak, sadece darbeyi gören bir klik var. Darbeyle yatıp, darbeyle kalkıyorlar. Türban tartışmasında kızdıkları orduyu PKK mücadelesinde hırpalıyorlar.
Başlangıçta ihtiyaç olup olmaması, sonra ne kadar sürdüğü…Ve hâlâ devam eden Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesindeki terörle mücadelesi... Cumhuriyet tarihinde ilk kez Genelkurmay Başkanlığı ana muhalefet partilerine muhtıra niteliğinde bir açıklama yaptı. Ankara toz duman... Kimin açıklaması ne anlama geliyor? Hangi safta kim nasıl duruyor? Kafaları karıştıran tüm bu soruları ve nasıl bir ortamda bulunduğumuzu, bu durumun önümüzdeki günlere etkisinin ne olacağını, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner ile konuştuk.
Türkiye tarihinde ilk kez ordu muhalefete bir muhtıra verdi. Bu alışık olmadığıımız bir durum. Niye böyle oldu ya da bunun özel bir anlamı var mı?
Herhalde burada muhtırayı veren bence muhalefet oldu. Muhtıranın bir ismi darbe olduğuna göre.
Nasıl yani?
Yani Genelkurmay'a siyasi darbe diyebiliriz buna. Genelkurmay Başkanı açıktan yalancılıkla suçlanmış oldu. Ve tartışmalar kurumsal tartışmaların ötesinde kişiselleşmeye de başladı. İlk defa Türkiye Cumhuriyeti'nde böyle bir şey görülüyor, ilk defa diyorum çünkü idama giderken dahi Menderes ordunun hatalı olduğu çok net olduğu konular da dahi eleştiride bulunmamıştı. İdama giden bir insan dahi ağzının tutmasını bilmişti. Çünkü eleştirdiğiniz kurum hata da yapsa, yapmasa da ülkenin savunmasından sorumlu olan yer.
Neden farklı davranmış olabilir peki?
Çok ciddi bir üslup problemleri var. Eğer bilmediğimiz bir gizli gündemleri yoksa Bir üslup problemi var. Konuşma tarzı konuya vakıf olmadıkları veya yanlış manipüle edildiklerini gösteriyor.
Muhalefetin son çıkışları, hükümetle orduyu karşı karşıya olmaktan çıkarıp sanki yan yana getirmiş duruyor.
Kasım ayıydı yanılmıyorsam. Yazılar da çıkmaya başladı. Yaşar Büyükanıt'ın kişiliği üzerinden yapılan eleştiriler vardı. Vatan hainliği iması yapıldı.Yaşar Bey'in yetersiz olduğu içeride ve dışarıda görevi iyi yapmadığı yönünde kampanya başlatılmak istendi. Hava operasyonları aralığın başındaki bu Yaşar Büyükanıt kampanyasını durdurdu. Kara operasyonunda ise, operasyon çok başarılıdır ama bazı talihsizlikler var. Bu talihsizlikleri fırsat bilip bence Büyükanıt'ın kurmaylığının, komutanlığını yaylım ateşine tutmak için bir fırsat ortaya çıktı. Bu kampanya, yani buzdolabına kaldırılmış olan kampanya yeniden başlatıldı. Bu kampanyayı başlatanlar, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli değil, ama bunlar manipüle olduğu kanaatindeyim. Yani yanlış bilgilendiriliyorlar. Ve oyuna geliyorlar.
Ama iki lider de çok tecrübeli. Hem siyaseten hem yaş itibarıyla
Tecrübe bir şey ifade etmiyor. Bahçeli de, Baykal da eğer bu işi bilinçli yapmıyorlarsa ki, yaptıklarına inanmak da istemiyorum, sanmakta istemiyorum. Üç tane grubun oyununa geliyorlar. Birincisi Amerika'nın oyununa geliyorlar. ABD, Türk askerinin ne zaman çıkacağını bal gibi biliyordu. Bakınız bunu bilmemesi mümkün değil.
Bütün istihbarat bilgilerini zaten ABD veriyordu
Bakınız operasyonun başladığı gün üç aşağı beş yukarı ne zaman biteceğini biliyoruz. Ankara da bunu bilen benim gibi çok sayıda insan var. Operasyona çıkarken, kullandığımız silahlar asker sayısı, iki tugay civarında asker var. Beş bini biraz aşan sayıda askerdir ki bu rakamlar da çok yanıltıcı bir şekilde kullanıldı. Bu kadar silah ile zaten orayı tamamen işgal etmeye gidemezsiniz. Amerikalıların kendisine de söylendi. Bu işin pazarlığı daha evvel yapıldı. Amerika Ortadoğu'da en iyi istihbarat toplayan ülke. Telefon hatlarına kadar dinliyorlar, e-mailere kadar bakıyorlar. Ülkenin içerisinde kurumlar içerisinde bölgede çok ciddi ajanları var. Bunlar kanalıyla bilgileri topluyorlar. Türkiye geri çekilme kararı alacak bunu Amerika bilmeyecek. Ben buna inanmam.
Tüm bu bilgi çerçevesinde Robert Gates'in açıklamaları, Bush'un açıklamaları "çıkın" demeleri, Amerika bunu niye yapsın?
Gates'in son açıklamaları ilk açıklamaları değil ama tam çekilme esnasında askerlerin üçte birinin çekildiği bir sırada hâlâ kamuoyunun medyanın önünde açıklaması konuşması Türkiye'yi oyuna getirmek üzerine kurulmuştur. O oyun da şudur: Türkiye Amerika'nın emriyle çıktı izlenimini yaratmak için bu yapılmıştır. Bu sayede burada patronun kim olduğunu Amerika çok net bir şekilde göstermiş oluyor. Kim ne derse desin, burada Türkler benim sözümü dinler. Bu Irak'lı Kürtler üzerinde, özellikle Barzani üzerinde çok ciddi bir güç yaratıyor Amerika lehine. Irak üzerinde de tabii ki, güç yaratıyor. Türklere de biraz mesaj vermiş oldu. Dayak atmış oldu bana sorarsanız... Sayın Baykal ve Bahçeli bu oyuna geldiler.
Sözünüzden şunu anlayabilir miyiz? Baykal ve MHP Amerika'nın oyununa mı geldiler?
Evet, Amerika'nın oyununa geldiler. Çok net bir şekilde o oyuna geldiler. Ve bu oyunun devam ettirirlerse maalesef ne bu işten Türk Ordusu, ne bir başkası değil. Amerika kârlı çıkar. Bu oyunu devam ettirmek, Amerika'nın isteğini yerine getirmek demektir. Yapmasınlar bu anlamda. Hatta şunu söyleyeyim. Türk Ordusu'nun Amerika'nın emrindeymiş gibi izlenimler yaratılıyor, çıkan sorunların büyük bir kısmı aksine Amerika ile iletişimin az olmasından kaynaklandı. İkinci olarak bence burada orduyu eleştirenler ikinci bir grubun daha oyununa geliyorlar. Barzani ve PKK'nın oyunudur. Bunu Genelkurmay'da bir yönüyle belirti. "Hainlerden daha çok zarar veriyor" şeklinde. Barzani'nin bütün hesabı Türkiye ile Amerika'nın arasını açmak. Ve Türkiye ile Bağdat'ın arasını açmak üzerinde kuruludur. Bizim muhalefetimizin bir an önce bu tartışmaları bitirmesi lazım. Aksi takdirde Barzani'nin ve PKK'nın ekmeğine yağ süreriz. Üçüncü nitelik de, bu biraz da iç derin devlet meselelerine de giriyor.
Onu biraz daha açabilir miyiz?
Türkiye içerisinde ordunun başında kendisine yakın olduklarını düşündükleri insanları görmek isteyenler operasyonu vesile yapıp Orgeneral Büyükanıt'a yükleniyorlar.
Bu operasyonla birilikte kamuoyunda veya arka sokaklarda konuşulan bir konu vardı. Kara operasyonuyla Türkiye tekrar hareketlenecek, bazı bölgelerde sıkı yönetime varan tedbirler ile birlikte özellikle AK Parti iktidarının, iktidar olma gücü zayıflayacak. 28 Şubatvari yada başka bir şekilde bir şeyler olabilir algısı oluşmuştu. Hayalkırıklığı bunların yaşanmamasından olabilir mi?
Şimdi Türkiye'de bir obsesif grup var. Bunlar tek derdi darbe. Ordu darbe yaparsa başarılıdır. Ama ordu mesela Hint Okyanusu'nda devasa bir donanma kursa, Uzakdoğu'yu kontrolü altına alsa, Amerika Türkiye'den emir alır hale gelse bu önemli değil. Bütün algılamaları iç siyaset üzerine kurmuşlar. Ve kendi beceriksizliklerini ordunun temizlemesini istiyorlar. Türkiye'de kendisini laik olarak tanımlayan klasik geleneksel grubun çok ciddi bir beceriksizliği olduğu ortada. Türkiye'de eğer laiklik bu insanlara kaldıysa laikliğinde cumhuriyetin de, ne kadar zayıf temeller üzerine oturduğunu söyleyebiliriz. Ben bu insanlara kaldığı kanaatinde değilim. Çünkü bu insanlar laik eğitimi besleyecek okullar açmak, fakir insanların istismarını önleyecek sosyal projeler geliştirmek, iktidara gelebilmek için siyasi projeler oluşturmak yerine, bir kolaycılık içine girmişler. Türkiye'de bir sorun mu var, ordu darbe yapsın. Ama anlamadıkları bir nokta var bakın. Ordu Demokrat Parti'ye darbe yaptı Demokrat Parti o anki gücünü aynen Demirel'de devam ettirdi. Demirel'e bir darbe daha yapıldı, sadece Demirel değil, bu sefer Erbakan ve Türkeş'de geldi. Milliyetçi ve dinci bir kanat da gelmeye başladı. 12 Eylül'de darbe yapıldı. Özal tek başına geldi ardından Erbakan rüyasında göremeyeceği oyları alarak geldi. Bakıyoruz 90'larda ordu laikliği sözde kurtarmak için bir darbe yaptı, ondan sonra AK Parti Türkiye cumhuriyeti tarihinde ender görülen bir oyla iktidara geldi.
Türk halkındaki algı niye böyle oluştu?
Türk halkı mazlumun yanında yer alır. Bakınız bu önemli bir nokta şu anda mazlum olan da ordudur. Şu anda saldıran ordu değil, saldırılan ordu. Bakın burada bir hata yapılıyor. Bir hesap hatası var. Yerel seçimlerde oy almak için yapıyorsa bence çok absürd bir noktadan girmişler. Şu anda CHP daha evvel hükümete saldırıyordu, şimdi orduya da saldırıyor. Yani kavgalı olmadığı bir tek yer kalmamış oluyor. Burada ezilen konumunda değil CHP aksine, ordunun bile üzerine geçtiğine göre, orduyu bile ezebildiğine göre insanların zihninde bırakacağı izlenim pozitif olmaz bakın.
Orduya yapılan saldırılar, CHP ve MHP'nin tutumunun orduyu siyasallaştıracağı noktasında sıkıntı var. Bakın bu çok tehlikeli iç savaş tohumlarıdır.
Böyle bir tehdit algılıyor musunuz?
Türkiye'de darbe yapılan partiler ordu aleyhine açıktan konuşmamıştır. Erbakan ordunun kendisine sunduğu her metni imzaladı. Sonrasında da orduya hakaret tarzında şu andaki açıklamaların yanına yaklaşacak açıklamalar yapmadı bakın. Bu ilk defa oluyor. İlk defa siyasi parti liderleri orduya saldırıyorlar.
Belki bir hukukçuya sormak lazım.
Bu hukuki değil sosyolojik bir mesele bakın. Şimdi çaresizlikten çıkış yolu olarak, sadece darbeyi gören bir klik var Türkiye'de. Darbeyle yatıyorlar darbeyle kalkıyorlar. Bundan dolayı da türban tartışması çıktığı zaman neden darbe yapmadı ordu diye hayal kırıklığına uğruyorlar ama yanlış bir şey yapıyorlar. Türban tartışmasında kızdıkları orduyu PKK mücadelesinde hırpalıyorlar.
Ordu'ya türban nedeniyle bir kızgınlık olabilir mi?
Şimdi bakınız bu hak hukuk meselesi değil. Şimdi bu klik, çok dar bir grup, marjinal bir grup kasım ayı itibariyle Yaşar Büyükanıt'ın süresinin uzamaması için ağustos ayında ya süresi uzayacak ve yahut da emekliye ayrılacak.
Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti'nin eleştirebiliriz, sevmeyebiliriz ama legal bir hükümeti var. Diğer tarafta da Türkiye'nin önemli bir kurumu TSK var. Yani bu iki unsurun uyumlu çalışması normal değil mi?
Uyumlu çalışınca normaldir ancak, Türkiye bir türlü normalleşemeyince olağan üstü bir durum. Aslında çok da uyumlu değiller. Bu hükümet ordudan muhtıra yemiş bir hükümet. Bakın bir yıl bile geçmedi.
Ama gelinen noktada bir gün önce Genelkurmay Başkanı, Başbakanı savunmak durumunda kaldı. Ertesi gün de grup toplantısında Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay'ı savundu.
Bu bence muhalefetin başarısı. Bir mucize. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk. Bunu başaran başka bir CHP'li olmamıştır. İlk oldu sırrını öğrenmek lazım. Keşke Baykal'ın bu yeteneklerini başka yerlerde kullanabilsek. Yani muhalefet değil de mesela diplomat olsaydı. Dışişleri Bakanı olsa inanılmaz bir katkı sağlar hükümete bence.
Bundan sonra TSK ve hükümet ilişkisi böyle gider mi?
Bakınız TSK ile hükümet ilişkisi terörle mücadele de uyumlu. Hükümet çünkü terörle mücadeleyi ne kadar ilgilenirse o kadar çok orduyu anlıyor. Ama hükümet laiklik meselesinde orduyla uyumlumu derseniz değil. Daha ne olacak muhtıranın bir adı darbedir. Darbe dediğimiz şeyde Ankara Sıhhiye de tank geçmesini mi istiyoruz.
Yani bu yüzyılın darbeleri öyle olmamalı diye düşünüyorum.
Olmamalıdır. Bakın Ordu'da çok iyi anladı bu iş darbeyle olmaz. Kendilerinde çok net biliyorlar ki, darbe yaparlarsa bunun altında kalabilirler. Yani sosyal dinamiklerin karşısında siz tankla durursanız o sosyal dinamik tankı ezip geçebilir. Ondan sonrada o aracı bir daha kullanamazsınız? Bir ikincisi de Ak Parti'ye güç kazandırıyor bakınız Baykal'ın kendisi söylemedi mi, o e- muhtıranın sonucu ne oldu. Anayasa Mahkemesi'nin kararına müdahale edildi bu ülkede kim tarafından ordunun etkisi altında o karar alındı.
Türk Ordusu kelebek gibi uçup arı gibi sokuyor
En çok eleştirilen konulardan bir tanesi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu operasyon sürecinde iletişiminin başarısız olduğu yönünde. Buna sizde katılıyor musunuz?
Katılıyorum tabi. TSK halkla ilişkiler konusunda zaten askerlerimizin halkla ilişkileri her zaman kötü olmuştur. Hiç iyi olmamıştır. Türk kurumlarında bu bir hastalık ne söylediğini anlayamazsınız. Oysa bu operasyonların psikolojik boyutu, askeri boyutundan daha kıymetli daha önemlidir. Siz insanların akıllarını işgal edemiyorsanız nereyi işgal ettiğiniz hiçbir önemi yoktur. O yüzden sahada kazanılan başarılar ne yazık ki halkla ilişkiler alanında berbat edildi.
Operasyon sırasında televizyona çıkan ve bu konuda konuşanları da eleştirdi Sayın Genelkurmay Başkanı.
Bende eleştirdim yani çünkü şöyle söyleyeyim çıkıyorsunuz. Karşınızda ki emekli paşa aldık elimize bayrağı kandile yürüyoruz. Aman Paşam yapmayın diyorum. Kandil falan yok, istikametler hedefler arasında yok. Sonuçta televizyonlar ve gazeteler kendilerini emeklilere teslim ettiler. Bu eski askerlerin kafası bir operasyon nasıl olurda yedi gün sürer bunu anlayamıyorlar. Onların döneminde bir kere operasyon için erzak temini bile tamamlanamazdı. Anlatabiliyor muyum şimdi şu anda Türk Ordusu şey gibi olmuştur. Muhammet Ali gibi, hani kelebek gibi uçan, arı gibi sokan, bu yeni nesil orduların özelliğidir. Hantal günlerce, aylarca operasyonlar yapan efendim kıpırdadığı zaman herkesin haberdar olduğu ordu tipi artık tarihe karışıyor.
Büyükanıt'ı yıpratmaya çalışanlar piyasayı kirletiyor
Son zamanlarda Ankara kulislerinde en çok konuşulan konuların başında Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın hükümet tarafından görev süresinin uzatılacağı iddia ediliyor.
Genelkurmay Başkanı olmuş birisi, tüm askerlerin en uç hedefidir. Bir yıl sürem uzasın diye, böyle bir işin içine girmez. Laiklikten vazgeçmez, cumhuriyetten vazgeçmez. Darbe yapacak bir adam, bakınız eğer darbe yapacaksanız zaten bütün sizin yetki elinizde oluyor. Ne diye sürenizin uzatılması için pazarlık yapacaksınız.
Şu anda Büyükanıt Paşa'yı yıpratmaya çalışan bir grup var. Bunlar piyasayı kirletiyorlar. Yani Büyükanıt Paşa gider, yerine İlker Başbuğ gelir ise, İlker Başbuğ görecek ki, aynı şeyler kendisi içinde yapılacak. O da uyumlu çalışmaya başlarsa, diyecekler ki, "Bu süresini uzatmak istiyor". Uyumsuz çalışmaya başlarsa da hükümet tarafından bu sefer tersi bir düşünce ortaya çıkacak bu adamın niyeti başka öbürünü getirelim.