CHP sıfır sürprizli bir kurultayı daha geride bıraktı. Ne değişti? Hiçbir şey. Sadece bir şeyin daha altı kalın bir şekilde çizildi: CHP’de genel başkan olan birisi kendisi istemedikçe asla o koltuktan indirilemez. Genel başkanların yetkisi, delege yapısı, sözde olan ama özde eser bulunmayan parti içi demokrasi vb. unsurlar bırakın genel başkanı değiştirmeyi aday göstermeyi bile imkânsızlaştıran bir yapıdadır ki bu, başka bir analizin konusudur. Başka sefere, onu da yazarız.
Aslında başlıktaki o beş kelime her şeyi özetliyor. O özeti açalım.
Malum sebeplerden dolayı CHP örgütü Kılıçdaroğlu’nu seçti. Bu kurultay tiyatrosunun birinci perdesiydi.
İşte ikinci bir perde vardı ki; CHP’liler daha çok onunla ilgiliydi. Ki o Parti Meclisi seçimiydi.
Parti Meclisi; CHP’nin en üst yönetim birimi. Orada olmak, CHP’liler için “en CHP’li” olmak demek. Partinin yönetiminde söz sahibi olmak demek. Sonrasında önünün açılması demek.
İşte o yüzden kıyasıya bir yarış yaşandı, listeler havada uçuştu, yoğun bir tartışma yaşandı. Ve sonuç: Birkaç sürpriz dışında CHP’nin “Yeni CHP” olarak evrimleşme sürecinde bir basamak daha atlandı.
Mesela; yeni CHP’nin en öne çıkan karakteristik özelliklerinden biri olan “mezhepçi yapı” biraz daha sağlamlaştı. 52 kişilik Parti Meclisi’inin 42’sinin Alevi oluşu “Yeni CHP’ye uygun bir tesadüf”tür belki.
Mesela; yeni CHP’nin dikkat çeken bir diğer karakteristiği kurucu lideri Atatürk’ü hiçe saymak tavrı tam anlamıyla ete kemiğe büründü.
KILIÇDAROĞLU NEDEN SUSTU?
Anımsayın…
Bir ayı aşkın bir süredir gündemde tuttuğumuz bir skandal var CHP ile ilgili. Bir kadın milletvekili Atatürk’ün fotoğrafını “Artık yeni şeyler söylemek lazım” diyerek Meclis’teki odasından kaldırıp çöpe attı, bunu başka bir kadın milletvekili izledi, bu skandal o kadın milletvekili tarafından “sıradan bir şeymiş gibi” diğer CHP milletvekillerine anlatıldı ve bu olayın doğruluğu bizzat o kadın milletvekilinin itirafı ve o anlatımı dinleyen CHP’nin önemli isimlerinden Muharrem İnce şahitliği ile ispatlandı ama CHP yönetimi, Kemal Kılıçdaroğlu o skandalla ilgili tek ses etmedi, o vekille ilgili tek bir girişimde bulunmadı, skandalı kapatmak için kurmaylarına talimat verdi, milletvekillerini susturdu.
Belki zaman sorunudur dedik, bekledik. Öyle ya; Kemal Kılıçdaroğlu sonuçta CHP’nin genel Başkanı ve oturduğu koltuğu da o koltuğun ağırlığını da Atatürk’e borçlu. Her şeyini borçlu olduğu bir kurucu lidere yapılan saygısızlığa nasıl tepkisiz kalabilirdi?
Hatta bu arada CHP’deki Atatürk skandalını ilk günden beri köşesine taşıyan Aydınlık Yazarı Sabahattin Önkibar konuyla ilgili son yazısında “Atatürk fotoğrafını indiren vekile talimatı Kılıçdaroğlu verdi” diye yazdığı zaman “Bu kadarı olamaz” demiştik.
Ama yeni Parti Meclisi bizim Kılıçdaroğlu’na tanıdığımız bu kredinin sadece bizim iyi niyetimizden kaynaklandığını gösterdi.
KILIÇDAROĞLU O İKİ KADIN VEKİLİ NEDEN SEÇTİ?
Çünkü: ATATÜRK’ÜN FOTOĞRAFINI İNDİREN KADIN MİLLETVEKİLİNİ DE İNDİREN VEKİLİ İZLEYEN KADIN MİLLETVEKİLİNİ DE PARTİ MECLİSİ’NE TAŞIYORDU KILIÇDAROĞLU.
Belki de Yeni CHP’nin o kurtulmak istedikleri eski CHP’den farkını anlatacak en iyi örnek. Atatürk’ü çöpe atmanın, o vekili gizleyenin korunduğu, kollandığı, ödüllendirildiği bir CHP.
Neyin karşılığında? O bayan milletvekilini vazgeçilmez kılan nedir Kılıçdaroğlu için? Evinde kalacak kadar yakın oluşu mu? Sadece o mu?
İLGİLİ ANALİZLER
Yeni CHP’nin Son Cevheri: Zeynep Altıok!
131 CHP'li Vekil: Neden Susuyorsunuz?
Yüzleşme!
GÖZÜN AYDIN BEKİR AGA!
Aylin Nazlıaka'dan Yeni Skandal!
CHP'nin 134 Milletvekili Mars'a mı Kaçtı?
Yeni CHP İçin Eskiyen Atatürk!
Neden Sustunuz?
Bu haber 54357 defa okunmuştur.