Gandi mi, Kemal mi? 

Siyasetçiden çok devlet memurunu andıran naif, biraz da mahcup bir beden dili var.

Zaten devletin memuruydu diyecekseniz ama mesele halen o duruşunu muhafaza etmesi değil mi?

Görünen kısmı öyle ama bir de görünmeyeni var.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu biraz da çaktırmadan siyaseti fena halde öğrendi.

Siyasetin fena halini de!

Liderliğe heveslenen bayan gurup başkan vekilinden, Deniz Baykal’a kadar yarım düzine potansiyel rakibini yaşayan zombi haline getiren de yine o naif eski SSK Genel Müdürü olmadı mı?

Bağırmadığı anlarda oldukça sevimli görünen Kılıçdaroğlu, sesini yükselttiği her platformda sıradanlaştığının farkına varınca, yeniden Gandi olmaya karar vermiş gibi görünüyor.

Fakir bir ailenin çocuğu.

Reklam jeneriklerinde, “Aç uyudum” sözü doğru.

Kendisi kısmen, ailesi çoğunlukla aç uyudu, aç uyandı.

En yakın mesai arkadaşlarının bile çözemediği farklı bir karakteri var.

Yüksek bir toleransı var gibi görünmesine rağmen yapılan her hatayı not alıyor ve bardak taştığında gövde gösterisi yapmadan hesap sormayı biliyor.

Koltuğu sevmediği, daha doğrusu çok sevmediğine dair sözlerine ihtiyatlı bakmakta yarar var.

Uzun soluklu planları olduğu için sabır abidesi gibi görünmesi doğal.

Mezhepçi olmamasına rağmen, mezhepçi kadrolaşmaya sıcak yaklaşmasını, siyasi ömrünü uzatma talebine bağlayanlar çoğunlukta.

Kolay ikna edilir gibi gözükmesi, muhatabına kurduğu tatlı bir tuzak.

Bu yöntemle, kendisine içini dökenlerin, ikinci yüzünü gördüğüne inanıyor.

Hayır demeyi kısmen öğrense de, hayır yanıtının içine sakladığı evet, ya da evet yanıtının içine sakladığı bir hayır her zaman var.

Kötü bir insan mı? Değil…

İyi mi? Şüpheli…

Birçok insan gibi kendisini aradığını söylemek mümkün ama başta Dersim olmak üzere şuur altına inmiş bazı olaylar nedeni ile Devlet mefhumuna bakışını bir türlü netleştiremeyen bir lider Kılıçdaroğlu.

Geçmişte yaşadığını kendisine bile itiraf etmekten çekinir bir hali var.

Belki de Devlet ve Atatürk kavramlarını ayırmakta zorlanan bir zihin geçmişi var.
Kaynağı belli olmayan bir enerjiye sahip.

Sizi hep gözlerinin içi gülen bir yüksek bir moral ile karşılar.

Kibarlık ve tevazuda rakipsiz.

Üstelik bu konuda rol de yapmaz.

Kapıda karşılar, kapıdan uğurlar.

Konuşurken mesafeyi korur ama siz mesafeyi kaldırırsanız bu samimiyete de uyar.
Empati yeteneği yüksektir.

Sizinle konuşurken gözlerini yere düşürmez.

Gözünüzün içine bakmaktan yorulmayan bir içtenliği vardır.

Yüksek sesle konuşulmasından hoşlanmaz ama hoşlanmadığını da belli etmez.

Neden ve sonuç ilişkisi o kadar farklıdır ki, bunun çözülmesinden ürker.

Zor güvenir, güvendiğini de korur ama bu limitsiz bir ahde vefası olduğu anlamına da gelmez.

Bazen sohbet ederken varlığını hissettirmez, yok hükmüne girebilir.

Tam da o an, sizi çözme, sizin de çözülme anınızdır.

Zekâsını göstermeyi, akılsızlık kabul eden bir hayat duruşu var.

Onu yerinde saydırmayan, anlaşılmasını zor kılan da, bu yaşam mottosu.