Muhtırasında falan değilim...
Düşünüyorum da şu "Tekno-muhtıra" nın içeriğine ilişkin ciddi ciddi matrak bir yazı yazılabilir. Vallahi Türk ordusunun komuta kademesinin nasıl oluyor da böylesine "acayip ve zayıf" içeriğe sahip bir metni kendi adlarına yayınlayabiliyorlar.
Güzel bir gün geçirmiş, tam da yatmaya hazırlanırken o da ne...
İyi de nasıl oluyor da böyle bir metin Türk Silahlı Kuvvetleri adına kamuoyuna açıklanabiliyor. Gerçekten Muhtırasında falan değilim. İnanın ülkenin gidişatına yeni bir müdahale olması bile o kadar önemli değil. Ama nadir o muhteva Allah aşkına... Okur okumaz ilk verdiğim tepki bu... TSK'nın Kutlu Doğum'dan rahatsız olması mümkün mü? Olmamalı..
Oluyorlar ama... Öyle görünüyor. Niçin, neden? 23 Nisan'da Kuran yarışması düzenlenmiş... Ne olmuş yani, 23 Nisan'da Kuran yarışması düzenlemek yasak mı? Kaldı ki 23 Nisan'ın Kuran yarışması yapılması ile bir zıtlığı bir karşıtlığı, bir düşmanlığı mı belirliyor, böyle bir şey olabilir mi? Yoksa, askerlik hizmetimizi bir "vatani görev olarak" yerine getirirken "Kuran'dan rahatsız olanların yönettiği bir kuruma mı hizmet etmişiz" diye düşünmüyor değil insan. Şimdi birilerinin çıkıp "TSK'nın Kuran ile hiçbir sorunu yoktur, olamaz da" demesi gerekmiyor mu?
Düşünmek bile istemiyorum. Ama beynimin kıvrımlarında bu "tekno-muhtıra"nın içeriği ile ilgili çok ciddi, çok rahatsız edici, çok tahrik edici, çok acayip bir biçimde itici, ayıran, bölen, kategorize eden düşünceler dolaşıyor. Düşünmek bile istemiyorum. Ama beyin bu, istemsiz çalışıyor! Yani bizi beğenmiyor musunuz? Sen anladın onu! Bu bir dram mı bir komedi mi? Biz de üniversite mezunuyuz. Biz de Nişantaşılıyız. Bizi de alın içinize... Biz de insanız. Bizim de yaşadığımız hayattır be kardeşim. Biz de yaşamaktayız, biz de sevmekteyiz ve nefret etmekteyiz her insan gibi. Biz de soluk alıp vermedeyiz. Kalbim ağrıyorsa kardeşim. Gönlüm bulanıyorsa da Tedirginsem, kuşkuluysam Kalın kitapların yazdığına bakarsan suçluysam.
Havada ihanet, dışarıda sıcak, kalbimizde acılar varsa da Bizim de yaşadığımız hayattır kardeşim. Gülemiyorum ki. Şaka değil bu. Koskoca Genelkurmay, mantık sınırlarını zorlayan bir kısım gerekçelerle açıklama yapıyor. Kutlu Doğum haftası etkinlikleri irticayı hortlatıyormuş! Böyle saçma sapan gerekçelerle milletin karşısına çıkmayı hangi akil adamlar akıl etmişler ki?
Lütfen cumhuriyete, demokrasiye inanalım. Kimse yıkamaz bizim ülkemizi. Halkımızı laikliğin elden gittiğine dair inandırmak için daha ciddi gerekçeler olmalı değil mi? Mesela Özbekistan'ın Fergana Vadisi, Gürcistan'ın Pankisi Vadisi gibi kurtarılmış radikal İslam bölgeleri girişimleri ülkemizde olsa, anlarım endişenizi...
Bu ülkenin bağımsız savcıları armut toplamıyor. Halkımız ülkesini ve askerini sever, vatanındaki düşman öğeleri içinden atar. İslam'ın şiarı sayılanlara düşman olmak ve kitabını, peygamberini övmeye karşı çıkmak kimsenin haddine olmamalı. Peygamber ocağından nereye doğru yol alıyorsunuz Allah aşkına! Olamaz, inanmıyorum ya! Ve bildiğimi sanıyorum bu metni hazırlayanı...
O asker değil, bir sivil...Öğretim üyesi, bazı gazetelerde yazılar yazıyor...
Ve ulusalcı takılıyor.
Ve ilginçtir, "dinci" bir gazetede yazıyor!
Ve sanırım Dışişleri Bakanı olmayı umut ediyor bir kaos ortamında!
Nuh Gönültaş - Bugün
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...