Apronda deve kurban ederek Türkiye ve dünya gündemine oturan eski THY Uçak Bakım Başkanı Şükrü Can ilk kez SABAH'a konuştu: Gaza geldim... Deveyle birlikte ben de kurban edildim.
* Kamuoyu sizi deve kesen kişi olarak tanıdı. Sizin tek yapabildiğiniz deve kesmek değil sanırım.
Ş.Ç.: Rizeli, muhafazakâr bir ailenin çocuğuyum. Üniversiteden mezun olduktan sonra işe başladığım THY'ye, yurtiçi ve yurtdışı havacılık şirketlerinde çalıştıktan 18 yıl sonra geri döndüm. THY'ye dönmeden önce son çalıştığım firma, İngiltere'de yerleşik Gamit Limited Havacılık şirketiydi. Uluslararası Teknik Başkan olarak görev yapıyordum. Mortgage sistemi ile kendimize bir ev almıştık. Oturum almama 1 yıl kalmıştı. 2 yıl önce İTÜ'den sınıf arkadaşım olan THY Genel Müdürü Temel Kotil arayınca her şeyi yüzüstü bırakıp teklifi kabul ettim. Ancak şimdi dönüp yaşadıklarıma bakınca, "Keşke hayır deseymişim" diyorum içimden.
İZİNSİZ ÇAKMAK BİLE GİRMEZ
* Deve kesme fikri nereden geldi aklınıza?
Ş.Ç.: Göreve geldiğim günden bu yana şirketin en büyük problemi olan ve sürekli arıza çıkaran RJ uçaklarının İngiltere'ye iadesi konusunda tüm ekip arkadaşlarımızla mücadele verdik. Toplam 11 adet olan bu uçakların her birinin tesliminde çalışan arkadaşlar bana gelip kurban keselim dediler. Bir teknisyen arkadaş, "Başkanım, ben bu uçakların birinde can yoldaşım arkadaşımı kaybettim. Ne olur bu uçağı teslim ettiğimizde bir kurban keselim" dedi. Her RJ'nin tesliminde bu taleple karşılaşınca ben de 10'uncu uçağın tesliminde arkadaşlara espri olsun diye, "Arkadaşlar, size söz veriyorum. Bu uçakların tümünü teslim ettikten sonra 11 koyun yerine bir deve keseceğim" dedim. Bunu söylediğim tarih son uçağın tesliminden 7 ay önceydi THY'yi hem sürekli arıza çıkaran RJ'lerden kurtardık hem de 20 milyon dolar kara geçirdik. Çünkü o uçakların bir günlük maliyeti şirkete 40 bin dolardı. Aralık ayında son uçağın teslimatı yapılınca bir kutlama yapmak istedik. Arkadaşlar 7 ay önce verdiğim sözü hatırlattı. "Yahu saçmalamayın. Ben şaka yaptım. Basın duyarsa bizi tefe koyar" dedim ama dinletemedim. Esprili bir iş olsun diye beni gazladılar. Maalesef ben de biraz gaza geldim. Bir gün, deve geldi. Hangarın önünde organizasyon yapılmıştı. Üst yönetici, alt yönetici, yan yönetici herkes davetliydi.
* Demek ki Genel Müdür Kotil dahil deveyi keseceğinizi tüm yöneticiler biliyordu...
Ş.Ç.: Havaalanına çakmak bile sokamazsınız izinsiz. Koca deveyi nasıl sokacaksınız? Böyle bir şey izinsiz olur mu?
BENİ KURBAN SEÇTİLER
* Madem ki devenin kesileceğinden tüm yöneticilerin haberi vardı neden sizi görevden aldılar o zaman?
Ş.Ç.: Bu olaydan önce asla basına sızmaması gerektiğini bildiğim için bizim basın müşaviri başta olmak üzere, herkesi davet ettim. Hepsi de, "Çok büyük iş başardınız. Kim tutar sizi" diye destek çıktı. Ben bekliyorum ki biri de çıkıp "Manyak mısın kardeşim" desin. Sonra olay krize dönüşünce, Temel Kotil, "Bütün bu şimşekleri karşılamak için seni kurban ediyoruz" dedi. Yani bir anlamda paratoner oldum.
* Daha sonra Temel Kotil sizi hiç aradı mı?
Ş.C.: Hayır hiç aramadı.
* Bu arada deve etinden siz de yediniz mi?
Ş.C.: Asla... Bırakın etini yemeyi, kesilirken bakamadım bile. Arkadaşlara dedim ki bu devenin etini sadece taşeron olarak çalışan arkadaşlara dağıtacaksınız. Toplam 700 kilo geldi. 600 tane taşeron firmada çalışan işçi var. Devenin tümünü onlara bölüştürdük.
SABAH