MAHKEME, DİNK CİNAYETİNE 'TERÖR' DEMEDİ 

İddianamenin sunulduğu 14. Ağır Ceza Mahkemesi, suçun terör kapsamında olmadığını gerekçe gösterdi. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da iddianamenin iadesine itiraz etti. Sonucu üst mahkeme belirleyecek.

Dink'in öldürülmesiyle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet savcıları Selim Berna Altay ve Fikret Seçen'in hazırladığı 30 sayfalık iddianame mahkemeye sunuldu. Söz konusu iddianameyi inceleyen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yeni Ceza Muhakemesi'nde verilen yetkiyi kullandı. Şüphelilerin üzerine atılı olan eylemlerin delillere göre terör suçu sayılamayacağını belirten mahkeme, delillere göre ortada 'terör örgütü' olmadığını gerekçe göstererek iddianameyi iade etti. Mahkeme, toplam 6 maddelik iade gerekçesi gösterdi. Savcılar Altay ve Seçen, başsavcılıkla da görüşerek iade kararına itiraz etti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının yerinde olup olmadığını İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirecek.

Dink ailesinin avukatı adliyede

Hrant Dink'in ailesinin avukatı Ergin Cinmen, suçu asıl işleyenlerin şu anda tutuklu olanlar ve haklarında dava açılanlar olmadığını savundu. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları Selim Berna Altay ve Fikret Seçen'den bilgi alan avukat Cinmen, bazı taleplerde bulunmayı planladıklarını, iddianame hazırlandığı için bundan vazgeçtiklerini söyledi. Hazırlanan iddianameyi mahkemenin iade ettiğini hatırlatan Cinmen, bundan sonra savcılığın ya karara itiraz edeceğini ya da eksiklikleri gidererek mahkemeye göndereceğini belirtti. Cinmen, 'mahkemenin iade gerekçesinin ne olduğunun' sorulması üzerine, kendisine, 'iddia edilen suçun hukuki nitelendirmesiyle ilgili bazı sorunlar ve bazı maddi hatalar' olduğunun bildirildiğini kaydetti. 'Hrant Dink'in öldürüleceği, hatta kim tarafından öldürüleceğinin bir yıl önceden bilinen bir şey olduğunu dosya açıldığında öğrendiklerini' ifade eden Cinmen, bunun dehşet verici olduğunu söyledi. Cinmen, şunları kaydetti: "Suçu asıl işleyenler, şu anda tutuklu olanlar ve haklarında dava açılanlar değildir. Bu konuda devletin bütün imkanları elinde olmasına rağmen bu imkanları kullanmayan, dolayısıyla 'geliyorum' diye avaz avaz bir şekilde bağıran bir suçun işlenmesini engellemeyenlerdir. Bu dava bu şekilde biter ise bu işte gerçekten ihmal ve kasıtları bulunan emniyet kuvvetleri yargı önüne çıkarılmadıkça burada istenilen karar verilsin, hukuk tatmin olmayacaktır, kamuoyu tatmin olmayacaktır."

Zaman