Oylama saat 15.00’teydi. Saat 14.00’te “tarihi günü yerinde izlemek üzere” Meclis’ten içeri girerken, Ankara yağmur altındaydı. Kuliste gazetecilerle siyasilerin sohbet konusu yağmurdu: Kimisi “Sezer’in ardından dökülen gözyaşları” derken, diğerleri “Gül’ün gelişinin rahmeti” diye karşılık veriyorlardı.
Meclis bahçesinde mavi ceketiyle Mehmet Ali Birand’ı görünce, bir önceki akşam yayında 27 Ağustos diyeceğine “askerler Zafer Bayramı mesajını neden 27 Mayıs’ta yayınladılar?” dediği aklıma geldi. “Bilinçaltı.”
28 Ağustos sabahı bile televizyon haberlerinde “Gül bugün bir aksilik olmazsa”, “bir sürpriz yaşanmazsa” çekincesini koyarak “Gül’ün cumhurbaşkanı olması bekleniyor” cümlelerinin kullanılması dikkat çekiciydi.
Ve saat tam 15.00’te Gül, Başbakan Erdoğan’la birlikte Meclis Genel Kurul salonuna girdi. Bir buçuk saat sonra oylama tamamlanmış ve sonuç ilan edilmişti: “Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, Türkiye’nin 11’inci Cumhurbaşkanı seçildi.”
Gün boyu yabancı televizyon kanalları bu gelişmeyi birinci haber olarak verdiler. CNN ve BBC dahil olmak üzere dünya televizyonları Yunanistan’da 60’dan fazla kişinin öldüğü orman yangınlarını ikinci haber olarak vermeyi tercih etmişlerdi.
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi, “güçlü bir siyasi parti iktidarının lideri yerine” ikinci adamın Köşk’e çıkması nedeniyle siyasi yaşamımızın en ayırt edici olaylarından birisi olmuştur.
Gül’ün Reis-i Cumhur olması “İslamcı gelenekten gelen bir siyasetçinin” Çankaya Köşkü’ne çıkması açısından tarihiydi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin e-muhtırasından sonraya denk gelmesi, 22 Temmuz seçimine dayandırılarak adaylığın sürdürülmesi nedeniyle de dünkü seçim tarihi bir öneme sahipti.
Askerlerin 30 Ağustos mesajına, cumhurbaşkanlığı seçiminden bir gün önce laiklik ve üniter yapı vurgusu yapması nedeniyle de...
“Her sevda kendi şiirini yazar” sözünden yola çıkarak “her cumhurbaşkanlığı seçimi kendi öyküsünü yazar” diyelim.
Şimdi bundan sonrası önemlidir.
Tarihi gelişmenin bütün sorumluluğu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün omuzlarının üzerindedir.
Kendisinin verdiği bütün mesajlar da bu sorumluluğun farkında olduğunun işaretidir. “Tehditleri fırsata dönüştürme” şansı Gül’ün geçmiş tecrübelerinde fazlasıyla mevcuttur. Türkiye için bu tarihi fırsatı kullanacaktır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...