Soğuk algınlığına yakalanmamak için vücut direncinin arttırılması gerektiğini belirten uzmanlar, bu dönemde C vitamini içeren meyve ve sebze tüketmenin önemli olduğunu vurguladı. Ihlamur, zencefil, tarçın, adaçayı, narçiçeği gibi bitkisel içecekler de tercih edilmeli.
Hava sıcaklıkları hissedilir derecede düştü ve kış kendini iyice hissettirmeye başladı. Bugünlerde hastanelerde de soğuk algınlığı şikayetiyle başvuranlarda yoğunluk gözleniyor. C vitamini ağırlıklı beslenmenin soğuk algınlığını engellediğini belirten Diyetisyen Elif Özcan Köylü, meyvelerden portakal, mandalina, kivi; sebzelerden kuru soğan yenmesi gerektiğini söyledi.
Köylü, “Mevsim geçişlerinde özellikle günlük C vitamini çok çok önemli. Bunu alabileceğimiz en iyi gıdalar özellikle çiğ sebze ve meyvelerden oluşmakta. Özellikle portakal, mandalina, kivi, limon taze biber tarzı kuru soğan tüketmeliyiz. Herkese önerim günde 1-2 porsiyon bu tarz meyvelerden yesinler. Özellikle kivi C vitamini açısından en zengin gıdaların başında geliyor. Grip olacağımızı hissediyor gibi olduğumuzda akşamları kuru soğan salatası yemek çok sağlıklı olacaktır.” diye konuştu.
Meyve ve sebzelerin soyulduktan veya doğrandıktan hemen sonra tüketilmesinin önemli olduğunu belirten Köylü, uzun bir aradan sonra yenmesi halinde vitamin kaybı olabileceğini vurguladı. Köylü, “Meyve ve sebzeleri doğradıktan uzun bir süre sonra tüketilmesi biraz sıkıntılıdır. Doğru olanı hemen yenmesidir.” dedi.
Soğuk algınlığına karşı zencefil, ıhlamur, adaçayı ve narçiçeği gibi bitkisel içeceklerin de içilmesinin önemli olduğunu anlatan Diyetisyen Elif Özcan Köylü, “Ihlamur kaynatırken içerisine çubuk tarçın ya da karanfil atmak çok faydalıdır. Ihlamurun fazla kaynatılmaması gerekir. Özellikle ada çayı, narçiçeği, zencefil de bağışıklığı yükselterek üst solunum yolu enfeksiyonlarını engellemektedir. Zencefili rendeleyip taze taze tüketmekte yarar var. Özellikle öksürük tarzı gribal enfeksiyonlarda zencefilin bal ile karıştırılarak tüketilmesi faydalı olacaktır.” diye konuştu.
Mevsim geçişi döneminde su tüketiminin de çok önemli olduğunu belirten Köylü, havaların soğumaya başlamasıyla birlikte su tüketiminin düştüğüne dikkat çekti. Mikropların vücuttan atılmasında tüketilen suyun payının çok fazla olduğunu anlatan Köylü, günlük en az 2 litre su alınarak vücudun sıvı dengesinin korunması gerektiğini vurguladı. Köylü, “Hava soğuk da olsa mutlaka su içilmeli.” dedi.
cihan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...