Başlık irite edici olabilir. Böylesi toptancı bir bakışın/dilin her türlü hataya teşne olduğu da söylenebilir, ki doğru. Ama belki de sarsılmak için bu tahrike, bu kışkırtmaya ihtiyaç var bazen.
Mısır’da yaşananları görüyorsunuz. Ki Mısır son örnek. Hani deniyor ya; batı kışkırtıyor, kullanıyor, karıştırıyor diye.
Doğru olabilir mi? Mutlaka.
Ama öyle olsa bile bu nasıl bir alınmaz derstir ki sokaktaki çocuk bile herhangi bir ayaklanmanın emperyal güçler eliyle yapılabileceği olasılığını hemen denkleme katarken, bu; bu kadar ihtimal dahilindeyken İslam ülkelerinde akan kan bir türlü durmaz?
Eyvallah… Batı hep dizayn peşinde. Hep karıştırıyor. Ama buna göz yummak, alet olmak, dur dememek, oyun varsa o oyunu bozmamak, bozamamak… Kan dökmek, vahşet merkezi olmak, utanç merkezi olmak…
Sebepler değil, sonuca dikkat çekmek istiyoruz. O sebepleri ortadan kaldırmayıp sonuç olarak böyle bir algının merkezi olması İslam aleminin/ülkelerinin eksiğidir. Ki bu eksik dehşet bir eksikliktir.
Ve… Sonuç budur. Müslümanlar birbirini yerken Batı ellerini ovuşturuyor, dalga geçer gibi taziye açıklamaları, itidal çağrıları yapıyor.
Yapar… Dalga da geçer. Eğer siz fırsat verirseniz sonra neden böyle yapıyor deme hakkınız olmaz. Deseniz de dikkate alınmazsınız.
İşte…
Maalesef geldiğimiz nokta, acı da olsa durum şudur ki; İslam ülkelerinde kan akar, çok medeni Batı ülkeleri itidal çağrısı yapar.
Ve bu görüntü değişmediği için İslam alemi kaybeder.