Aslında ciddiye alıp burada mevzusunu etmek bile fazlasıyla lüzumsuz ama yine de tavrı o kadar çirkin ki buna rağmen kendisinden bahsetmeden geçemeyeceğiz.
Malum... Son zamanlarda Nagehan Alçı tarzı gazetecilik hayli prim yapıyor. O tarz şöyle bir şey: mutlaka birilerine saldır, rijit bir dil kullan, o rijit dili tavırlarınla destekle ve tabii ki tabu tıkıcı havalarına girip birilerinin değerlerine saldır.
Nagehan Alçı tarzı gazetecilik matah bir şeymiş gibi prim yapınca taklitleri de çoğaldı haliyle. Bunlardan biri de Yeni Şafak’ın başörtülü yazarı Hilal Kaplan. Kaplan’ın Nagehan özentisi epeydir devam ediyor. O kadar ki ismi “Hırslı mümine’ye olarak anılmaya başlandı.
İşte o Kaplan geçtiğimiz gün TV’de 19 Mayıs kutlamaları için yapılan hazırlıklarla dalga geçiyor. Hani kutlamaların şekli değiştirildi ve Samsun’da Atatürk’ün temsili doğum gününün kutlanması kararlaştırıldı ya, yüzüne yerleştirdiği o müstehzi ifadeyle güya komiklik yapıyor. Diyor ki; “Ne yani, Atatürk gelip pastadaki muma mı üfleyecek?”
Ne kadar zekice bir espri değil mi? Muhtemelen kendisi ile gurur duyuyordur, nasıl da düşündüm bu üst seviyedeki bir espriyi ve nasıl da birilerine “çaktım” inceden inceye diyordur.
Desin… O kendi tatmini de… Bu kadar vasatlık az biraz mide bulandırıyor. Ve o bulantıya sebep olduğu için Hilal Kaplan KAYBEDİYOR.