Mine Kırıkkanat’ın konuk olduğu KAYBEDEN köşesinde de dediğimiz gibi bu bir mağduriyet olayı değil. Vicdanın, profesyonelliğin, asgari müştereklerin ve sınırların aşılma olayı. Vatan yazarı Mine Kırıkkanat vicdanını rafa kaldırdı, profesyonelliği göz ardı etti, ne toplumun ne çalıştığı kurumun hassasiyetlerini dikkate almadı.
Sözü fazla uzatmaya gerek yok, Vatan gazetesi Genel Yayın Yönetmeni’nin mesajı her şeyin en iyi özetidir.
İşte İsmail Yuvacan'ın Mine Kırıkkanat'a veda mesajı:
Sevgili Mine,
Birkaç gün önce yazdığın bir yazı, 'Pakistan'a yardım yapmayın' şeklinde anlaşılabileceği endişesiyle, kamuoyundaki hassasiyeti de dikkate alarak, benim bilgim dahilinde yayınlanmadı. Ancak bu yazıyı bir internet sitesine sızdırarak, gazetemizi hiç hak etmediği halde sansürcü durumuna düşündün. Seni arayan arkadaşlarıma yazıyı aynı zamanda Facebook sayfana koyduğunu, yazının buradan alındığını söylemişsin. Diyelim ki öyle, profesyonel bir iş yapıyoruz, karşılığında para aldığı bir yazıyı, gazeteden önce internette yayınlamanın hukuken suç olduğunu biliyorsun değil mi?. Beş yıl önce yine bir yazında kullandığın ağır ifadeler nedeniyle işsiz kalmıştın, o zaman bu gazete sana kucak açmadı mı? Geçen 5 yılda binden fazla köşe yazısı yazdın. Sansürlendiğini iddia ettiğin bu yazının çok daha ağırlarını yayınlamadık mı? Dava konusu olabileceği endişesiyle karşılıklı mutabakata vararak çıkardığımız üç beş yazı dışında hangisini sansürledik? Sana bir kez bile 'şunu yazma bunu yaz' dendi mi? Düşüncelerini özgürce ifade etmedin mi?
Tüm Türkiye'nin bildiği olağanüstü şartlara rağmen dik duran, ilkelerinden ödün vermeyen bu gazetenin hiçbir yazarı, yöneticisi ve çalışanı, sansürcü iftirasını hak etmiyor... VATAN'ı kamuoyu önünde düşürdüğün bu haksız durumdan sonra birlikte çalışmamız ne yazık ki olanaksız hale geldi. Bu noktada yollarımızı ayırmak zorunda kaldığım için çok üzgünüm. Sana her şey için teşekkür ediyorum.
***
Ve bu hassas tavrı nedeniyle Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Yuvcan KAZANDI.