Türkiye'ye yasa dışı yollarla giren düzensiz göçmenlerin, sahte belgelerle havalimanı üzerinden, Ege Denizi'nde gemiler kullanılarak, botlarla Meriç Nehri geçilerek ya da sınır illerinden yürüyerek yurt dışına çıkmalarını sağladıkları iddiasıyla aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 47 sanık hakkında dava açıldı.
Dava dosyasından derlenen bilgiye göre, polis ekipleri, 7 Haziran 2023'te Hakkı Fatih Balalan'ın göçmen kaçaklığı yaptığına ilişkin ihbar üzerine çalışma başlattı.
Teknik ve fiziki takibin ardından 12 eyleme karıştıkları belirlenen şüphelilerin yakalanmasına yönelik 13 Ekim ve 7 Kasım 2023'te eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, araçlarda insani olmayan şartlarda, üst üste ve ayakta olacak şekilde sırt çantalı, uyku tulumlu onlarca düzensiz göçmeni yakalarken, tel kesme makası, katlanır merdiven ve yağmurluklar ele geçirdi.
Gözaltına alınan 16'sı tutuklu 47 şüpheli hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, sanık Hakkı Fatih Balalan'ın elebaşılığını yaptığı suç örgütünün göçmen kaçakçılığını meslek haline getirdiği anlatıldı.
Birkaç yöntem kullanan örgütün Türkiye'ye yasa dışı yollardan giren düzensiz göçmenlerin oturum belgesi ve resmi evrakları üzerinde sahtecilik yaparak havalimanlarından sahte pasaportla gönderilmelerini sağladığı belirtilen iddianamede, yine araçlara bindirilen düzensiz göçmenlerin Yunanistan ve Bulgaristan'a sınır olan Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli'ne götürüldüğü, gece vakti yaya olarak ya da plastik ve şişme botlarla Meriç Nehri'ni kullanarak sınırı geçirdikleri aktarıldı.
Örgütün başvurduğu bir diğer yöntemde ise toplu halde Ege Denizi kıyısındaki illere götürülen düzensiz göçmenlerin gemilere bindirilerek Yunanistan'a ait adalara sevk edildikleri dile getirilen iddianamede, sanıkların bu yöntemleri kullanarak "göçmen kaçakçılığı" suçunu işledikleri ifade edildi.
İddianamede, sanıkların gizliliğe riayet ettikleri, teknik ve fiziki takibe karşı sosyal medya hesaplarından kapalı konuşmalar yaptıkları vurgulandı.
YÖNETİCİLERDEN BİRİ EMEKLİ POLİS
Suç örgütünün yöneticilerinden emekli polis memuru tutuklu sanık Hasan Gülerçoban'ın göçmen kaçakçılığı faaliyetlerinde aktif olarak yer aldığı bildirilen iddianamede, sanığın kendisine bağlı örgüt üyeleriyle birlikte göçmenleri bulup kaçırabilmek amacıyla belge ve araç ayarlama gibi görevleri üstlendiği aktarıldı.
İddianamede ifadesine yer verilen Gülerçoban, örgüt elebaşıyla tavla arkadaşı olduğunu, iş yerinde ele geçirilen uyku tulumu ve sırt çantalarını satış için bulundurduğunu savunarak, suçlamaları reddetti.
Sanık Gülerçoban'ın cep telefonu incelemesinde, aktif görev yapan kamu görevlileriyle irtibat ve görüşmelerine rastlandığına dikkat çekilen iddianamede, Gülerçoban'ın tutuksuz sanıklar polis memuru M.S. ve emekli polis memuru M.U. ile yazışmalarında çok sayıda kişiye ait pasaport ve kimlik belgelerini paylaştığı, ödemelerin nasıl olacağına dair görüşmeler yaptığı kaydedildi.
İddianamede, tutuksuz sanıklardan nüfus müdürlüğünde çalışan memur E.B'nin, çok sayıda yabancı uyruklu kişiye ait kimlik, pasaport ve uçak bileti gibi belgeleri Hasan Gülerçoban'la paylaştığı, bu iki sanığın yasa dışı işlemlerden elde ettikleri kazancı birbirlerinin hesaplarına gönderdiklerine ilişkin banka dekontlarına ulaşıldığı ifade edildi.
Bu sanıkların ayrıca, yabancı uyruklu kişilerin Türkiye'de yasal yollarla kalışına imkan sağlayacak belge temini için sesli ve yazılı görüşmeler yaptıkları anlatılan iddianamede, İstanbul Nüfus Müdürlüğünde arşiv memuru olan tutuksuz sanık S.B'nin de örgüt üyeleriyle düzensiz göçmenlerin adres bilgilerini paylaştığı aktarıldı.
İddianamede, yabancı uyruklu kişilere ait kimlik bilgilerine ilişkin sorgulamalar yapan sanık polis A.G'nin de bunları sanık M.U'ya gönderdiği kaydedildi.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, sanıklar Hakkı Fatih Balalan, Ercan Üngör ve Hasan Gülerçoban'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", 11 kez uygulanmak üzere "birden fazla kişiyle onur kırıcı muameleye maruz bırakılarak göçmen kaçaklığı" suçlarından 127'şer yıl 9'ar aydan 298'er yıl 6'şar aya kadar hapis ile 9 bin günden 90 bin güne kadar adli parayla cezalandırılmaları talep edildi.
İddianamede, 44 sanığın ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" ve "birden fazla kişiyle onur kırıcı muameleye maruz bırakılarak göçmen kaçaklığı" suçlarından 2 yıl ila 26 yıl 6 ay arasında hapisle cezalandırılmaları istendi.
İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...