E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

MERİÇ VE YENİDOĞAN’DAN “ŞEREF TRİBÜNÜ” AÇIKLAMASI 

Habertürk Televizyonu'nda dün akşam başladıktan kısa bir süre sonra yayından kaldırılan "Şeref Tribünü" programının hangi gerekçelerle yayından kaldırıldığını program yapımcısı Tuğrul Yenidoğan ve Haber Türk Genel Yayın Müdürü Melih Meriç açıkladı. İşte çarpıcı açıklamalar..

5.12.2006 - 15:20
MERİÇ VE YENİDOĞAN’DAN “ŞEREF TRİBÜNÜ” AÇIKLAMASI

Haber Türk Genel Yayın Müdürü Melih Meriç'in konuyla ilgili açıklamaları.
Dün gece ilk reklam arasından sonra yayınına devam etmeyen Şeref Tribünü programıyla ilgili olarak spor medyasından çok değerli dostlarımız, olayın neden meydana geldiği yönünde bana sorular yöneltmişlerdir. Esas itibariyle “programı kesmek veya yayından kaldırmak” yönünde bir talimatım olmadığı için bu soruların doğru muhatabının ben olmadığımı düşünüyorum. Benim yaptığım şey, yapımcıları tarafından yarıda bırakılan programın yerine yayının devamlılığını sağlamak açısından yeni programlar koymaktır. Ancak, bu konuda bana gelen yoğun sorular ve kamuoyunun merakı üzerine zorunlu olarak bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim.

Tuğrul Yenidoğan, başarılı haberlere imza atmış, çok değerli bir yayıncıdır. Kimi rahatsız ederse etsin, kime dokunursa dokunsun, belgelere ve güvenilir bilgilere dayanan haberleri ile HABERTÜRK’e her zaman güç vermiş, Türkiye kamuoyunun aydınlanmasına büyük katkılarda bulunmuştur. Başarılı yayıncılığının yanısıra iyi de bir dostumdur. 
 
Habertürk'ün bağımsızlık ve özgürlük konusundaki kararlığını en iyi bilen kişilerin başında da bizzat o gelmektedir.
 
Habertürk, bağımsızlığını ve özgürlüğünü elbette bu mesleğin disiplinine ve usüllerine sıkı sıkıya sadakatle bağlı olmasına da borçludur. Bunun içindir ki, bugüne kadar yayınladığı ve kamuoyunu şok eden dosyaların hiç birinde bir dava kaybetmemiş, haberleri yalanlanamamıştır.
 
Diğer saygın medyalarda olduğu gibi, Habertürk de bir genel yayın müdürü yönetiminde yayıncılık yapar. Hiçbir yerde olamayacağı gibi, Habertürk'te de Genel Yayın Müdürü olarak, benden gizlenen bir yayının yapılmasına izin veremem, vermedim, vermeyeceğim.
 
Dün akşam, bütün programlar için her zaman yaptığım gibi,  programdan saatler önce Tuğrul Yenidoğan’ı aradım. “Bu akşam programında neler var?” diye sordum. Bana, önemli bir sey bulunmadığını, maçları konuşacaklarını, Kadıköy’de Fenerbahçe-Galatasaray maçında yaşanan tatsız olayların üzerinde duracaklarını söyledi. Yaklaşık 5 dakika süren bu telefon görüşmemiz her zamanki gibi gayet samimi ve dostane bir konuşma oldu.

Saat 23:30’da program başladığında, altyazılar ve sözlü olarak canlı yayında, Cihan Oskay’la ilgili bir bandın yayınlanacağı duyuruldu. Elbette, buna çok şaşırdım, çünkü Tuğrul Yenidoğan bana böyle bir dosya veya banttan sözetmemişti.

Reklam arası verilince kendisini telefonla aradım. “Ben seninle konuştum, neden bana bu olaydan sözetmedin?” diye sordum. Bandın içeriğini değil, neden bana söylemediğini sordum. Bu konuyu bana söylememesinin hata olduğunu, ancak bu bantta önemli bir sey bulunmadığını, bandı  yayınlamak zorunda olduğunu, buna izin vermemi söyledi. Ben kendisine “Bantta ne olduğu beni ilgilendirmiyor, önemli veya önemsiz. Ona veya buna, dokunur veya dokunmaz. Ben orasıyla ilgilenmiyorum. Ben Genel Yayın Müdürüyüm. Benden gizleyerek yayıncılık yapamazsın. Bu konuyu benden gizlemeni kabul edemem. Ayrıca şahsen de beni by-pass etmene çok kırıldım. Bu nedenle bu bandı yayınlamana izin vermiyorum. Yayına çık, benim bunu yayınlamana izin vermediğimi söyle. Sorumluluğu alıyorum. Yarın gelirsin, konuyu benimle konuşursun, önümüzdeki hafta programında yayınlarsın.” dedim. Tuğrul Yenidoğan ise, “ben bunu yayınlamak zorundayım, eğer izin vermiyorsanız, ben de veda ederim” dedi. Ben kendisine cevaben “ Bugüne kadar senin arkanda nasıl durduğumu, en iyi sen bilirsin.  Bu akşam konuyu benden gizlemen hataydı, programı yarıda bırakman ikinci hata olur. Çıkıp veda etmene izin vermiyorum. Programına devam edeceksin. “ dedim. Kendisi, programa devam etmeme kararı aldı ve stüdyodan ayrıldı

Olay bundan ibarettir. 

Genel yayın müdürü olarak, bana verilen görev ve yetkilerin sınırını çok iyi biliyorum. Bu yetkimin aşındırılmasına izin veremem. İzleyicilerin hiç bir sansüre uğramadan haber alma hakkına ne kadar değer veriyorsam, benim de şahsen "sansürlenmemem gerektiğine" de o kadar önem veririm.

Meselem, konunun özüyle değil, usülü ile ilgilidir. Mesleğimin usüllerine bağlı kalmak,  izleyicilerin haber alma özgürlüklerinin de garantisidir.

Somut olayda, Tuğrul Yenidoğan ile aramızdaki görüş ayrılığı esas itibariyle bu usül tartışmasına dayanmaktadır. Şu ana kadar sözkonusu bandı ne izledim, ne de içeriğini tam olarak biliyorum. Eminim izlesem, bunun yayınlanmasına izin verirdim.  

Tuğrul Yenidoğan'ın kamuoyunu şok eden haberlerinin büyük bölümü benim Genel Yayın Müdürlüğüm döneminde yayınlanmıştır. Üsuller dışında, yayınların esasına ilişkin tek bir müdahalem, uyarım olmamıştır. Cesaretimizi kanıtlamaya ihtiyacımın olmadığını düşünüyorum. Yayınlarımız ortadadır.
 
Bütün kişisel duygularımın, dostluğumun üstünde, iş prensiplerim gelir.
 
Habertürk, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da, kime dokunursa dokunsun, kimi rahatsız ederse etsin bağımsız ve özgür haberciliğin kalesi olacaktır. Bunun en büyük garantisi, mesleğimizin usüllerine olan sadakatimizdir. Gazeteci kalırsak, gazetecilik yapmaya hakkımız olur.
 
Kamuoyuna saygılarımla bildiririm.
 

Ve Program'ın yapımcısı Tuğrul Yenidoğan"ın yaptığı açıklama:
“Aziz Yıldırım"ın basın toplantısından sonra kendisiyle görüştüm ve "Sayın Başkan önce tarihimize saldırdılar diyerek bizleri de suçladınız. Biz Fenerbahçe tarihi ile ilgili haber yaparken sizin müzenizden de yetkilileri davet ettik. Buna rağmen neden bizi bu olayın içine çektiniz?" diye sordum. Bunun üzerine Sayın Aziz Yıldırım "Bana sormadan o yayını yaptığın için böyle davrandım" dedi. Medyanın geldiği hale bakar mısınız?. ! Ben hiçbir programı yaparken kimseye sormam.

Aziz bey RTÜK Başkanı mı, benim televizyonumun yöneticisi mi neden sorayım?.. Kaldı ki ben televizyonumun yöneticilerine de yayınlayacağım haberler hakkında bilgi vermem. Bizim dün gece yayınlayacağımız VTR'de Aziz Yıldırım"ın basın toplantısında söylediklerini çürütecek görüntüler vardı. Cihan Oskay"la son zamanlarda hiç görüşmediğini söylüyordu biz 2005 yılında Mahmut Uslu ve Cihan Oskay"la birlikte bir oteldeki görüntülerini yayınlayacaktık. Aziz bey, Cihan Oskay"ın kendi ofisine hiç gelmediğini belirtmişti ama biz 1999 yılında Show Tv tarafından çekilen görüntülerde Alpay Özalan ve Cihan Oskay"ın Aziz Yıldırım"ın ofisine gittiğini görüntülerle kanıtlayacaktık.

Bu arada Basın toplantısında Cihan Oskay"ı ağır şekilde eleştiren ve kanunlar önünde de suçlu olduğunu ifade eden Ali Koç"a da, Oskay"ın 6 yıl Koç grubunda çalıştığını ve daha sonra İngiltere"ye gittiğini kanıtlayacaktık. Bana VTR'yi yayınlama, çık aslanlar gibi programını yap dediler, ilkelerime ters düştüğü için yapmadım. Kemal ağabey (Belgin) ve Tayfun'la birlikte programa devam etmemeye karar verdik. Reklam baskısına kurban gittik. Medya bu hale geldi…

Ayrıca Samsun-Fenerbahçe maçında yaşananlardan dolayı hiç kimsenin bu saatten sonra bir şey yapamayacağını kanıtlayacaktık. Çünkü yönetmelikler değişti ve bir sonraki sezon başlayana kadar işlem yapılmadığı için bugün hiç kimse o maçla ilgili bir işlem yapamaz. Bunu Fenerbahçe"de biliyor. Dolayısıyla çok büyük bir oyun var, oyun içinde oyun var… Samsun"da şike teşvik davası açılmadığını sadece telefon konuşmalarının izinsiz kayıt edilmesi nedeniyle dava açıldığını ortaya koyacaktık.”

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Uğur Dündar da Turktime'a Konuştu
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) Ufuk Güldemir eleştirdi, O hep sustu. Medya peşinden ...
TRT ARŞİVİ YAĞMALANDI
TRT'de ulaşılamayan belgelerin TRT'de çalışıp daha sonra özel televizyonlara ...
YENİ BİR TABLOİD DENEMESİ
Vatan Grubu tabloid gazete çıkarma projesi için bir deneme daha yapacak.
 
DOĞUŞ GRUBU’NDAN BİR KANAL DAHA
Doğuş Yayın Grubu ailesine yeni bir televizyon kanalı daha katıldı: 'e2'. ...
ÖZKÖK: TAYYİP 28 ŞUBAT ÜRÜNÜ
Ertuğrul Özkök yine bir 28 Şubat yazısı kaleme aldı ve "28 Şubat'ı neden ...
TURKTİME GENEL YAYIN YÖNETMENLİĞİ GÖREVİNE ERSİN TOKGÖZ GETİRİLDİ

Turktime Yönetim Kurulu, 05/12/2006 tarihinden geçerli olmak üzere genel ...

 
VAKİT GAZETESİ AYDIN DOĞAN İLE ŞOK OLDU
Aydın Doğan, Vakit Gazetesi'ne kendisi için kullandığı hakaret içerikli ...
CİNE 5 YENİ DÖNEME HIZLI GİRDİ
Cine5'i geri alan Erol Aksoy haberin başına deneyimli bir ismi getirdi...
TRT, AVARUPA BİRLİĞİ TELEVİZYONU KURUYOR
TRT 2 bünyesinde, 'Avrupa Birliği (AB) televizyonu' kuruluyor. Amaç: AB'yle ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
twitter
TÜİK
barcelona
Ukrayna
mülteci
Emre Belözoğlu
harç
Carlos Arroyo
karadeniz