İşte Faruk Mangırcı'nın Yazısı
Türkiye Büyük Millet Meclisi, kazasız atlatılan 22 Temmuz seçimlerinin ardından bugün 23. dönem çalışmalarına yemin töreni ile başlayacak.
Yeni dönem Türkiye’ye, hayırlı olsun.
İnşallah bu dönem, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği , hukukun üstünlüğünün tartışılmadığı, insan hak ve hürriyetlerine daha çok saygı gösterildiği bir dönem olur.
Anayasa hukukçusu ve AK Parti Mersin Milletvekili Prof. Zafer Üskül’ün “Anayasa’dan Atatürkçülük” çıkartılsın ifadelerinin tartışılıp çok ciddi de olumlu taraftar bulmasından sonra birileri, bu yazının başlığını okuyup, öküz altında buzağı arayabilir.
Hatırlarsanız CHP lideri Deniz Baykal, Üskül’ün açıklamalarının ardından, “Dakika bir,gol bir” diyerek rejim tehlikesinin ne denli güçlü(!) olduğunu anlatmaya çalışmıştı.
Şimdi böyle bir tartışmanın ardından milletvekili yemininin değiştirilmesine ilişkin bir görüş de statükocular tarafından “Atatürk düşmanlığı” gibi algılanabilir ancak Türkiye bu konuları tartışmak ve bu tabuları aşmak zorundadır.
Medeniyet ve teknolojide başını alıp giden ülkelerin, uzayı parsellemeye çalıştığı, 2100’lü yılları projelendirdiği bir dünyada, Türkiye halen Atatürk ilke ve inkılaplarının tartışılmasının yarar ver zararlarını konuşuyor.Bu durum ülkemiz insanı adına esef vericidir.
Devlet Başkanları’nın İncil üzerine el basıp yemin ettiği Amerika’da bir Allah’ın kulu çıkıp “İrtica mı geliyor?” diye paniğe kapılmazken, bizim milletvekilleri 12 Eylül’ün asker mantığı ile hazırlanan 1982 Anayasa’sına göre hala Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı kalacağına dair yemin ediyor.
Anayasa’mızın 81. maddesindeki milletvekili yemininde , “demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma” ifadeleri var.
Bu cümleye bireysel olarak iki yönden itiraz edilebilir.
Milletvekillerinin bağlı kalacağı Atatürk ilkelerinin “Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve laiklik” olduğu ve bu değerlerde CHP’nin altı okunda ifade edilen değerler olduğuna göre, o zaman MHP’li, DSP’li, AK Partili, DTP’li milletvekillerini “CHP’nin değerlerine sadık kalacağım” diye yemin ettirmek doğru mudur?
Bir diğer itiraz noktası da bu değerlere bağlı olmanın gerekliliğinin tartışılırlığıdır.
Kabul etmek gerek ki, Atatürk’ün ortaya koyduğu ilkeler o gün için zaruri idi. Ama gün, o gün değil.
Örneğin, dünya devletçilikten yıllar önce vazgeçti, özel sektörün önünü açtı. Türkiye’de Özal döneminde özelleştirmeye başladı ancak Özal’dan sonra gelen siyasiler sayesinde bu atılım sekteye uğradı. Ancak şimdi herkes kabul ediyor ki, özelleştirmenin tartışacak bir tarafı yoktur.
Hele, Atatürk ilkeleri ile ilgili bir eleştiri yapıldığı zaman kıyameti koparan elitist kadrolara sormak lazım.
Atatürk’ün halkçılık ilkesine ne oldu acaba? Halkı yok farzeden, halkın değerlerini hiçe sayan yönetim anlayışının sahipleri, Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlılıktan bahsederken nasıl da çelişkiye düşüyorlar farkında değiller belli ki.
Türkiye artık bu çelişkileri ortadan kaldırmak ve çağdaş dünyada yerini almak zorundadır.
İddia ediyorum, Atatürk bugün yaşasa bugünkü “Atatürk tacirlerinden” yaptıklarının hesabını mutlaka hesap sorardı. Türkiye çağdaşlaşmak zorunda. Böyle büyük ve güçlü bir ülkenin önündeki gereksiz engeller er ya da geç aşılacaktır.
Bu bağlamda milletvekili yemininin de yapılacak Anayasa değişiklikleri içinde yeralması Türkiye’ye de demokrasinin gelişimine katkı sağlayacaktır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...