Bugün, çok basit sorular soracağız. Sorular ne kadar basitse, emin olun yanıtlar da o kadar basit olacak. Ta ki son soruya kadar. Son soru yine basit ama yanıt bu kez zor olmalı. Yoksa bu güne kadar o soru yanıtsız kalmazdı.
Başlayalım…
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu değil mi? Evet.
Atatürk aynı zamanda CHP’nin de kurucusu, ilk genel başkanı değil mi? Evet.
CHP ve CHP’liler diğer tüm partilerden daha fazla Atatürk’e bağlı değil mi? Evet.
Atatürk’ün ilkelerini herkesten çok CHP ve CHP’liler savunuyor, sahip çıkıyor değil mi? Evet. En azından iddia o.
Bu basit sorulara bir ara verip bir detayı anımsatalım ve o asıl soruya geçelim.
Biliyorsunuz… Yukarıdaki Atatürk’le ilgili soruların hepsinin evet ile yanıtlandığı parti olan CHP’de Atatürk’ün resmini TBMM’deki odasından indiren bir CHP’li vekil var. Bunu nereden biliyoruz? CHP’li Aylin Nazlıaka’nın 10’a yakın CHP’li vekilin bulunduğu ortamda olayı anlatmasından. Bundan nasıl bu kadar eminiz? Talat Atilla bu skandalı haberleştirdi ve Aylin Nazlıaka da Aydınlık yazarı Sabahattin Önkibar’a olayı doğruladı: “Evet Atatürk’ün fotoğrafı indirildi ama indiren vekil ben değilim, başka bir CHP’li” dedi, Önkibar bunu köşesinde yazdı.
İşte önceki gün kaleme aldığımız bir analizde “Peki Atatürk’ün koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün koltuğuna oturmaya hazırlanan genel başkan adayları, Atatürk’ün partisinin milletvekilleri ve Atatürkçü diye bilinen gazeteciler neden sessiz?” diye sormuştuk. (O analiz için TIKLAYIN…)
Tamam…
Siyasetçilerin tavrı belli bir noktaya kadar kabul edilemez olsa da anlaşılabilir. Siyasetçi, hesap kitap yapar, adım atmadan önce kırk denge hesabı kurar/kurabilir.
İşte yanıtı hala ortada duran o son soruya geldik.
Ey Atatürkçü gazeteciler… Neden sustunuz?
Atatürk’e olan sevgisi sorgulanamayacak kadar açık olan usta gazeteci Uğur Dündar… Durduğu yerden milim ödün vermeyen usta kalem Emin Çölaşan… Atatürkçülerin bağımlı bir şekilde yazılarını okuduğu Yılmaz Özdil… Necati Doğru… Mehmet Y. Yılmaz… Soner Yalçın… Saygı Öztürk… Güneri Civaoğlu… Ahmet Hakan… Ertuğrul Özkök… Umur Talu… Fatih Çekirge…Yavuz Donat… Hikmet Çetinkaya… Mehmet Tezkan… Melih Aşık… Taha Akyol… Emre Aköz… Orhan Bursalı…
Gazeteci; bizim bildiğimiz siyasetçi gibi hesap kitap yapmaz. Duyarlılıklarını kişiye göre öncelemez. Doğru denizinden babası bile olsa yüz çeviremez.
Ve biliyoruz ki; yukarıda saydığımız isimler gazetecidir. O kimliklerini öyle zamanın ruhu ile parlayıp sönen yeni yetmeler gibi konjonktüre dayanarak değil, ömürlerini gazeteciliğe adayarak kazanmışlardır.
O yüzden merak ediyoruz: NEDEN SUSTUNUZ? Sözcükleriniz mi tükendi? CHP'nin bir milletvekilinin Atatürk'ün resmini Meclis'teki odasından "Artık yeni şeyler söylemek lazım" diyerek indirmesine söyleyecek sözünüz yok mu gerçekten?
Not: Dikkat ederseniz; Bekir Coşkun’u saymadık. Çünkü Coşkun; Atatürkçülüğü kimseye bırakmasa da son görevi olan Nazlıaka’nın basından sorumlu özel kalem müdürlüğünü Atatürkçülüğüne tercih etmiştir. O yüzden o listede hükmü yoktur.
Bu haber 59599 defa okunmuştur.