İkisini de “omega 3 mucizeleri” olarak yakından zaten tanıyorsunuz. DHA ve EPA ayrılmaz ikililer. Ama yine de aralarında etki ve sağlık faydaları bakımından önemli farklar var. “Beyin/bellek ve göz sağlığı” söz konusu olduğunda DHA ön plana geçiyor. “Kalp/damar sağlığı ve pıhtılaşma sistemi” söz konusu olunca da EPA favori gösteriliyor. Müsaade ederseniz konuyu biraz daha açalım, bugün kısa bir omega 3 turu yapalım: DHA ve EPA omega 3 yağ asitlerinin kısaltılmış isimleri. Birinin “Docosa Hexaenoic Acid”, diğerinin “Eicosa Pentaenoic Acid” şeklinde oldukça uzun ve telaffuzu zor isimleri var. Bu nedenle pratikte DHA ve EPA kısaltmaları tercih ediliyor. Detaylar için buyurun...
DHA VE EPA OLMADAN SAĞLIK OLMAZ
OMEGA 3 yağ asitlerinin her ikisi de neredeyse mucize doğal ilaçlar. Ne var ki bedenlerimiz (hücrelerimiz), ikisini de üretemiyor. Onları ya hazır olarak gıdalarla kazanmak zorundayız -ki hazır şekilleri sadece hayvansal gıdalarda bulunuyor, balıkla süt ürünleri, kanatlı hayvanlar, yumurtalar ve etle kazanılıyor- ya da bitkisel omega 3 olarak bilinen “Alfa Linoleik Asit/ALA”dan zengin bazı bitkisel gıdaları keten tohumu, ceviz, semizotu, yeşil yapraklı sebzeler- sık ve bol tüketmek gerekiyor. Bitkisel omega 3 ALA’yı karaciğerlerimiz anında ve hızla EPA ve DHA’ya çeviriyor. Ama karaciğerdeki bu dönüşüm süreci maalesef zannedildiği kadar verimli değil. 100 birim ALA’dan en fazla 5-10 birim EPA ve DHA üretilebiliyor. Netice şudur: Omega 3’ü hayvansal gıdalarla kazanmaya çalışmak daha doğru bir seçimdir. Eğer bu mümkün olmazsa işte o zaman “takviye alternatifi” devreye girmelidir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...