Bakalım şimdi kim nasıl ayıklayacak bu pirincin taşlarını? 'Önce infaz-sonra yargı' uygulaması, kimseye hayır sağlamaz. Bu arada temel haklardan olan 'Mülkiyet' de çiğnenebilir.Ayrıca basın özgürlüğü de, kamu mülkiyetinin ve yönetiminin gölgesi altına sokulabilir.
Sabah ve ATV'ye idari, bir kararla el koyan TMSF, şimdi yargı ile karşı karşıya.
Bölge İdare Mahkemesi'nin son kararı ortada.
Bu kararda "2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. Maddesi uyarınca açıkça hukuka aykırı olan ve uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracak nitelikte bulunan dava konusu işlemin teminat aranmaksızın ve dava sonuna kadar yürütmesinin durdurulmasına, dosyanın mahkemesine iadesine, oy birliği ile karar verildi" deniliyoır.
Evet.. İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulmasına, oy birliği ile karar vermiş yani.
daha önce de bu köşede yazdık.
TMSF böyle bir karar almadan önce, el koymaya dayanak teşkil eden belgelerin geçerliliğini yargı önünde sorgulamayı düşünseydi... Bir büyük medya grubuna el koymak gibi siyasi yansımaları da olacak bir idari tasarruf, yargı kararına dayanılarak alınsaydı veya alınamasaydı, şimdi bu karmaşık tabloya tanık olunmazdı.
Bakalım şimdi kim nasıl ayıklayacak bu pirincin taşlarını.
"Önce infaz-sonra yargı" uygulaması, kimseye hayır sağlamaz. Bu arada temel haklardan olan "Mülkiyet" de çiğnenebilir.Ayrıca basın özgürlüğü de, kamu mülkiyetinin ve yönetiminin gölgesi altına sokulabilir.
Yargının "Açıkça hukuka aykırı" bulduğu el koymanın konusu olan Sabah ve ATV'yi, şimdi TMSF nasıl satabilecek, merak etmiyor musunuz?
BU KONUDA DAHA ÖNCE YAZDIĞIMIZ YAZI AŞAĞIDADIR
SABAH-ATV OLAYINDA YARGI KARARI NEDEN BEKLENİLEMEDİ?
Aslında 'İdari tasarruflar'la, hukuki kararların karşı karşıya getirlmesine yabancı bir toplum değiliz. Bu nedenle sürekli 'Hukukun üstünlüğü'nü savunuyor ve 'Devlet de hukuk karşısında vatandaşla eşit olmalı' diyoruz. Ama bunlar sadece birer beklentidir bu coğrafyada.
Sabah ve atv'nin yönetimine TMSF tarafından el koyulmasındaki düğümün idari yargı tarafından çözüme kavuşturulması beklenirken, TMSF'nin son olarak Ciner hisselerine de el koyması, olayı başka bir zemine taşıdı.
Aslında "İdari tasarruflar"la, hukuki kararların karşı karşıya getirlmesine yabancı bir toplum değiliz. Bu nedenle sürekli "Hukukun üstünlüğü"nü savunuyor ve "Devlet de hukuk karşısında vatandaşla eşit olmalı" diyoruz.
Ama bunlar sadece birer beklentidir bu coğrafyada.
Bu arada yargı kararı beklenirken, bu kararı etkileyecek yayınların yapılması da, bu coğrafya insanlarının doğal bulduğu davranışlar arasında.
Ama bugün kamu yetkisiyle idari kararlar alıp yargı kararını bekleme sabrını gösteremeyenlerin, hukuk ve adaletin bir gün herkese lazım olacağını unutmamaları gerekir.
Burada sözü Yargıtay Onursal Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk'un, Yargıtay'a Veda konuşmasındaki bazı cümleleri ile noktalayalım:
-Hukuk kahramanlar için değildir ve kimseden de kahramanlık beklemez. Esasen, kafası beklentisiz ve yüreği kaygısız olanlar, özgür; özgür olanlar da doğrunun/hukukun en yılmaz bekçileridir.
-Yargının onurunu koruyan iki büyük güç vardır: Nesnel bilgi, nesnel yansızlık.
- Hukukçu, görev yaparken kişiden çok bir kurumdur. Eylemler/işlemler sadece ve sadece yasalara göre değerlendirilirler. Asla kişiye uygun yasal hüküm ya da yasal hükme uygun kişi aranmaya kalkışılmaz hukukta
-Yargı bağımsızlığının bir boyutu da, kamuoyuna karşı bağımsızlıktır. Yargının soy kütüğünün temizliği, salt hukuk içinde kalmaya, hukuku ödünsüz uygulamaya bağlıdır.
haberx
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...