Sendika başkanları, açıklamaların son 5 yıldır sağlanan ekonomik istikrarı tehdit ettiğini vurgulayarak, Türkiye'den yabancı sermaye kaçışları yaşanabileceği uyarısında bulundu. Önde gelen sendika yöneticilerinin değerlendirmeleri şöyle:
Salim Uslu (Hak-İş Başkanı): Bazı kişiler bu açıklamanın belli bir partiyi hedef aldığını söylüyor, ancak aslında tüm sivil siyaseti hedef alan müdahaleyle karşı karşıyayız. Demokrasiye, siyasetin etki alanına, hatta yargıya yönelik bu tür müdahaleler hiçbir zaman iyi sonuçlar vermemiştir. Geçmişte de gördüğümüz gibi bu durumlarda son sözü her zaman millet söyler. Başından beri orduyu siyasetin göbeğine çekmek isteyenler ne kadar doğru tezlerle hareket ettiklerini bir kez daha düşünmelidir. Sivil siyasete ve yargıya yönelik açıklamanın ekonomiye de olumsuz etkileri olacaktır. Ekonomimiz hâlâ çok hassas dengeler üzerinde duruyor. Bu açıklamalardan sonra ekonominin aktörleri Türkiye'yi güvenli bulmazlarsa asıl kaos ve istikrarsızlık o zaman başlar.
Süleyman Çelebi (DİSK Genel Bşk.): Genelkurmay'ın açıklamalarını Türkiye'deki sistemin zorlanması olarak görüyoruz ve çözümün demokrasi dışı yollarla yürümeyeceğini düşünüyoruz. Demokrasi içinde müdahale edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ortaya çıkan krizde AK Parti'nin de büyük rolü var. Muhtıra gibi açıklamanın öncesi var. Hükümet, süreci doğru okusaydı bunlar yaşanmazdı.
Ahmet Aksu (Memur-Sen Genel Bşk.): Demokratik süreci engellemeye, parlamentonun temsil ettiği milli iradeyi baskı altında tutmaya, parlamentonun anayasal hüviyetini tartışmaya açmaya yönelik yasal olmayan çıkışların, ülkemizin birlik ve beraberliğine, huzuruna, ekonomik gelişmesine zarar verdiğine inanıyoruz. Cumhuriyet'in anlam ve ifadesi içinde hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Parlamentonun değerlerini küçük düşürmeye kimsenin hakkı olmadığı gibi, konuları şahıslara veya kılık kıyafete indirenler, tarih önünde iyi bir sınav vermemektedirler. Milletimizin gözbebeği olan Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerinde baskı oluşturacak davranışların içerisine girilmesi Anayasamız'a, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, ülkemizin bugünkü sosyoekonomik gücüne ve büyümesine aykırı bir tutumdur.
Bircan Akyıldız (Kamu-Sen Başkanı): Sorunun çözümü için tek çare sandıktır. Seçim mutlaka öne çıkarılmalı. Hükümet seçimlere gitmeyerek hata yaptı. Her şeye rağmen kimsenin demokrasi dışı yollara sapmaması gerekir. Hükümet sayısal üstünlüğü sebebiyle her şeyi yapabilirmiş gibi davrandı. Gelinen noktada herkesin demokrasiden yana tavır koyması ve demokrasiye sahip çıkması gerekir.
Resul Akay (BASK Genel Başkanı): Açıklama, bir muhtıra niteliğinde. Siyasete müdahale anlamına gelen açıklama çok vahim bir durum oluşturdu. Bu durumdan hem muhalefetin hem de iktidarın uzlaşmaz tavırları sorumlu. Herkes sağduyu ve aklıselim içinde davranmalı. Bence en iyi yol bir an önce seçime gitmek. Ayrıca ekonomimiz de bıçak sırtında. Bundan sonra Türkiye'deki sıcak paranın ürkerek kaçması söz konusu olabilir.
Salih Kılıç (Türk-İş Başkanı): Herkes sağduyulu davranmalı. Demokrasinin mutlaka yaşatılması gerekiyor. Demokrasiye her halükarda sahip çıkmak temel görevimizdir. Rejimin temel değerleriyle birlikte demokrasinin korunması hayati öneme sahip. Riskli günler geçiriyoruz.
Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |