Geçen haftaya damgasını vuran haberi biliyorsunuz… Meclis Başkanı Köksal Toptan, kendisine tam 30 adet lüks yerli otomobilin ederine eş, 1 trilyon 235 milyarlık BMW marka makam aracı aldı. Bu inanılmaz harcamayı ortaya çıkaran Güneş Yazarı Talat Atilla ilk yazısının sonuna bir not düşmüştü: “İnsanımız gelir dağılımının derin bunalımlarını yaşarken ve işsizlik hızla artarken TBMM Başkanı Köksal Toptan 1 trilyon 300 Milyara makam arabasını yenilemesi hoş görülemez… Her ne kadar eleştirimi paylaştığım kendisini seven dostları bunun doğal olduğunu ve alımın bütçe kanununda yeri olduğunu savunuyorlarsa da bu mazeretlerin benim için anlamı yok. Tabii ki meclis başkanımız bizi devletimize yakışır şekilde temsil etmeli ve zırhlı araba kullanmalı. Fakat bugünlerde Irak Kuzeyinde savaşanların zırha daha çok ihtiyacı var…”
Ve aradan 1 hafta geçti.
Geçen bu zamanda televizyonların ana haber bültenlerinden ulusal gazetelere ve haber sitelerine kadar birçok yayın organı bu garabeti tekrar tekrar haber yaptı, doğal olarak kamuoyu Toptan’ın sağlıklı bir açıklama, özür babında bir adım, bir telafi bekledi.
Öyle ya;
Toptan, pek çok şeyi eleştirilen Ak Parti’nin içindeki sağduyunun sesi olarak biliniyor görece genel Ak Parti resminden dışarıda tutuluyordu.
Toptan, makamının sarhoşluğuna kapılıp devletin kaynaklarını hovardaca kullanan siyasetçiler arasına sokulmayacak kadar “devlet terbiyesi almış” bir politikacı olarak görülüyordu.
Toptan, her şeye karşı çıkan CHP’nin bile her ne kadar araya o “istemezük”leri sıkıştırsa da “akil adam” olarak gördüğü için Meclis Başkanlığı’na yeşil ışık yaktığı bir siyasetçiydi.
Ama hayır.
Tüm bunlara rağmen bu bir hafta içinde Köksal Toptan’dan gelen tek açıklama başdanışmanı Tolga Atik tarafından Talat Atilla’ya getirilen “BMW 1 trilyon 300 milyar değil 1 Trilyon 235 milyar” olduğu ve bu aracın neden alındığı mealindeki Bilgi notu oldu.
Ve bir de tabi daha sonra Arınç tarafından yalanlanan BMW’nin alım talimatının önceki Meclis Başkanı Bülent Arınç tarafından verildiği.
Oysa garabetin özü ne aradaki 65 milyarlık farktı, ne o kaynağın bütçe kanununda yerinin olmasıydı, ne de yalanlanan “Alım benden önce planlandı” bahanesi.
Bunların hepsi bürokratik kılıflardı ve hiçbir kılıf vicdanlara geçirilemezdi.
Onun için Talat Atilla ilk yazısının sonuna kılıf tutmaz vicdanla ilgili bir not iliştirmişti.
Ama sanırız Toptan bu küçük nüansı fark edemedi.
O yüzden yineliyoruz: HAYIR SAYIN TOPTAN… MİLYONLARCA İNSAN AÇLIK SINIRINDA YAŞARKEN, BIRAKIN TRİLYONLUK BMW’LERİ DOLMUŞ PARASINI ZOR DENKLEŞTİRİRKEN, ZIRHA EN ÇOK İHTİYACI OLAN MEHMETÇİKLER BU ÜLKEYİ ZIRHSIZ SAVUNURKEN, SİZ SIRF İŞİN YASAL AYAĞI TAMAM DİYE BU İNSANLARIN VERGİLERİYLE KENDİNİZE BÖYLE BİR AYRICALIK SUNAMAZSINIZ.
KAMU VİCDANI BUNA MÜSAADE ETMEYECEK.
YANİ, O ARACA BİNEMEZSİNİZ SAYIN TOPTAN… HEMEN İADE EDİN!
TURKTIME