Yıllardır yayınlanan ve ilgi ile izlenen Kurtlar Vadisi ile ilgili akla gelebilecek her türlü eleştiri yapılmıştı ama ilk kez bu dizi Kürtleri kötü gösteriyor eleştirisi geldi. Öyle alçak sesi bir eleştiri de değil. BDP konuyu hayli yüksek sesle dile getirdi ve birkaç gündür de tartışılıyor.
Köşe yazarlığını gündemi izleyip gelişmeleri kendi dilinde köşesinde özetleyen sıradan yazarlar bu eleştirinin hemen peşine takılıp Kurtlar Vadisi’ne çakmaya başladı. En kolayı o çünkü. Yeni bir bakış açısı, yeni bir fikir, farklı bir akıl yürütme zahmetli bir iş nasıl olsa.
Ama gündem tekrarcısı koroya katılmayan yazarlar da var.
İşte o yazarlardan biri Yılmaz Özdil. Kurtlar Vadisi tartışmasına gözden kaçan çok önelmiş bir detayın tespiti ile yaklaşan Özdil BDP’nin iki yüzlülüğünü çarpıcı bir şekilde kaleme aldı.
Geçtiğimiz yıllarda kanalları işgal eden Güneydoğu ağırlıklı Ağa dizilerini hatırlatan Özdil "Seymen Ağa, Sıla, Berivan, Asi, Asmalı Konak" gibi dizilerin isimleri sıraladıktan sonra BDP'ye sordu; "Ağaları beyleri, aşireti berdeli ambalajlayıp normalleştirirlerken, kanayan yaraya parmak basıyoruz ayaklarıyla, töreyi möreyi memlekete dayatırlarken... Gıkı çıktı mı BDP’nin? (...)Niye bu aşiret ağaları anadillerinde konuşmuyor diye itiraz etti mi BDP? Peki, o günlerde... Yok muydu RTÜK? Yok muydu Kurtlar Vadisi?
BDP'nin Kurtlar Vadisi Pusu'dan rahatsız olmasını, ekranlardaki "aşiret dizilerinin" bitirilmesine bağlayan Yılmaz Özdil "Türkiye dizilerde normalleşti. Budur rahatsızlık veren. BDP’ye goygoyculuk yapayım derken, Kurtlar Vadisi’ne “kötü örnek” deyip... Martin Scorsese’nin Amerikan Kurtlar Vadisi, Oscar’lı Köstebek’ini ayakta alkışlayan... “The Godfather-Baba”yı tarihin gelmiş geçmiş en büyük filmi ilan eden liboşlar ise, aynı liboşlar. (...) Demem o ki...
Televizyonlar komple “Kürtler Vadisi”yken iyiydi de, şimdi mi kötü?”
Dolayısıyla…
Konunun tek bir açıdan değerlendirildiği ve hemen olağan şüpheli bir dizinin ipe çekildiği bir ortamda bambaşka bir bakış açısıyla konuya yaklaştığı için Yılmaz Özdil KAZANDI.