Öyle tabi.
Beyaz sayfa açılacaksa ,
temiz ellerle açılmalı.
Sayfayı açtın beyaz.
Eyvallah.
Eller kirli!
"Olmaz!"
İnsanlar ne kadar kendi gerçeklerinden baksalar da dünyaya.
Konumlar, zihniyetler.
Asıl belirleyicilerdir.
'Bir dakika'
engeline takılma ihtimalini düşünüp olacakları inceden inceye hesaplamak.
Verilecek sözlerin tutulmaması olasılığına karşı tedbirli olmak gerekir...
Ancak gerçeklerle yüzleşince durum farklı
Gerçeklikten korkma meselesine gelince;
Bu konu daha çok siyasilerin alanında.
Yüzleşmek yerine.
Oyalanmak, oyalamak..
Görünen o değil mi?
Ülkenin akıl almaz olayları, sorunları orta yerde dururken.
Bütün cephelerde aynı lakırtı.
"Değişim."
Dalga geçer gibi...
Böyle durumlar sahiden güldürüyor.
Bazen üzülmekten yoruluyor da insan.
Bu hayatlar bazı insanlara dar geliyor.
Anlayan var mı?
Yok.
Daha üç gün önce kutladık.
30 Ağustos Zafer Bayramımızı.
Topraklarımıza, vatanımıza göz dikenlere karşı canımızla, kanımızla nasıl insan üstü bir savaş verdiğimizi yeniden hatırladık.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ruhları şad olsun.
Böylesine güzide bir ecdadın evlatlarına, yaşlılarına reva görülen hayatlar böyle olmamalıydı.
Olmaz!..
Ana Muhalefet Partisi iki gün sonra Sivas'ta.
Ardından Ankara'da tüzük kurultayı toplanacak.
Bu vesileyle 4 yıl sonra yapılacak seçimlerde aday isimler de sahnede olacak.
Yorumlar peş peşe gelecek.
Kim gidecek, kim gelecek...
Ve kim kazanacak?..
Maşallah.
Başka sorun yok!
Önce kendimize yer bulalım kafası.
İktidar da sorunların çözümünü; Bu isim gitsin, başka isim gelsin de arıyor...
Olmaz!
Bu kısır döngünün kötü hallerini görünce insanın, Hemingway gibi " Keşke her şey bir düş olsaydı" diyesi de geliyor...