Son zamanlarda sıkça ruhsal aydınlanma, uyanış, farkındalık, uzaylılar, astral seyahat gibi kelimeleri sıklıkla duymaya başladık. Peki nedir bu kelimelerin anlamı hiç düşündük mü? Bizler sadece etten kemikten ve onu yöneten gelişmiş bir beyin yapısından mı ibaretiz. Yoksa ruhsal yanımız, bilge ışık yanımız mevcut mu? Ve bu ruhsal yanımız söylendiği gibi ölümsüz mü? Birçok spirütüel yazar ve araştırmacı bu konu hakkında konuşmakta ve yazılar yazmaktadır. Bende bu konu ile yakından ilgileniyorum ve araştırmalar yapıyorum. Konu ile ilgili fikirlerimi sizlerle paylaşmak ve beraber bir yolculuğa çıkmak istiyorum. Bu yolculuk bizi nereye götürür bilinmez lakin.
Hepimizin bu dünya üzerindeki yolculuğu anne babalarımız aracılığıyla gerçekleşir. Bazılarımız çok sever anne babalarını bazılarımız için ise bir sınavdır anne babalarımız. Özellikle çocuk yaşta aileden şiddet gören veya terkedilen veya tacize maruz kalanlarımız oldu. Özellikle kötü diye nitelendirebileceğimiz bir aileye sahipsek isyan ederiz. Neden böyle bir ailede doğdum? Ve isyan başlar. Oysa ki ruhsal yasalar derki; dünyaya geldiğin aileni sen seçtin. Burada bir farkındalık başlar. Peki anne babamdan memnun değilsem beni sevmiyor şiddet uyguluyor ve hatta daha kötü şeyler yapıyorsalar ben neden böyle bir aileyi seçmiş olabilirim kendime? Bu durumda şunu sorguluyor insan ruh denen şey gerçekten ölümsüz olabilir mi? Tekrar tekrar dünyaya gelip kendi seçtiği ailede önceki yaşamlarda veremediği sınavlarıyla ilgili yeniden sınava tabi olmak için bedenlenmiş olabilir mi? Evet bu mümkün olabilir. Çünkü ruhumuzun sahip olduğu deneyimlerinden dolayı vermesi gereken sınavları ve tekâmül etmesi gereken durumları vardır. Yoksa nasıl açıklayabiliriz kendimize 8 yaşındaki dünyalar güzeli Narin’in başına gelenleri. Hangi adalet sistemi söndürebilir içimizde yanan bu ateşi ilahi adaletten başka!