“Türkiye’nin en özgür gazetesi” olacağı iddiasına sahip gazetenin hazırlıkları 1 Kasım’da tamamlanmak üzere sürüyor.
Ahmet Altan ve ekibi tarafından şekillendirilen gazete, söylemleri ve tarzıyla Türkiye’deki liberal gazete boşluğunu doldurabilir.
Yazılı basınımızdaki kendini liberal tanımlayan gazetelerimiz ya liberalizmle alakası olmayan AKP’yi alkışlamanın liberalizm olduğunu zannediyor ya da pop yayını liberal çizgi diye yutturuyor.
Bireyi yücelten, sivilliğe vurgu yapan bir sesin medyada soluk bulması bir fırsat olabilir. Her fikrin açıkça konuşulmaması nedeniyle yıllardır gereksiz sıkıntılar yaşayan Türkiye’nin herkesin eteğindeki taşları dökmesine ihtiyacı var.
Çeşitli gazetelerde, dergilerde sıkışmış liberal kalemlerin ve Türkiye’deki liberal okurların en azından rahatlaması için bile böylesine bir oluşum gerekli.
Kuşkusuz herkesin dikkat edeceği nokta Türk Silahlı Kuvvetleri ile gazete arasındaki ilişkinin nasıl olacağı. Muhtemelen gazete daha çıkar çıkmaz akreditasyon duvarına toslayacaktır.
Ama bu tip bir gazetede zaten Anıtkabirdeki törenler ya da Harp Okulları’ndaki mezuniyetler yer bulmaz. Asıl önemli olan TSK’ya karşı geliştirecekleri haber dili.
Ahmet Altan’ın www.gazetem.net ‘teki yazılarını takip edenler, az çok muhtemel çizgiyi tahmin edebilirler. 27 Nisan muhtırasıyla ilgili kaleme alınmış en sert yazılar bu sitede Ahmet Altan imzasıyla yayınlandı. Sitenin ziyaretçi sayısının düşüklüğü nedeniyle dikkat çekmeyen bu yazılar, gazete sütunlarında boy gösterince ses getirecek, hatta tantana çıkartacaktır.
Ertuğrul Özkök de bir süredir liberallere yükleniyordu. Gazete ister istemez Özkök’le de bir hesaplaşmaya uzun vadede girecektir. Kalem ustalığı açısından Özkök’ü alt etmeleri muhtemel ama “hamle gücü” olarak dev grup karşısında zayıf kalacaklardır.
AKP Hükümeti’yle ilişkiler ise en ilgi çekici nokta olacak. Ahmet Altan, AKP’yi özgürlükçü olmamak, cesur davranmamak, paşalara boyun eğmek, ürkeklik ve korkaklıkla suçlayan nadir yazarlardan. AKP’ye yöneltilen mevcut eleştirilerden farklı noktalarda sıralıyor eleştirilerini. Yeni Anayasa’yı da bu çerçevede görüp, AKP’yi cesaret zaafıyla suçlayacaklardır. Hatta Anayasa’nın başlangıç kısmına eleştirileri de olduğu biliniyor.
Tabi bu arada medya takipçileri için de bol polemik geliyor. Özdemir İnce, İlhan Selçuk gibi yazarlarla karşılıklı atışmaları da bol bol takip etme fırsatı olacak.
Leyleğin ömrüne gelince…
Yeni çıkan bir gazetenin ekonomik anlamda dayanabilme güçü, sadece kaliteli yayıncılığa bağlı değil Türkiye şartlarında. İyi haberden öte rafta okuyucunun dikkatini çekecek manşetler, sürmanşetler gerekiyor. Hatta gazetenin rafa konulup konmayacağı bile problem.
Liberallerin kalemleri kuvvetli olur ve iyi bir yazı işleri kadrosu kurabilirler. Lakin işin reklam ve satış kısmını kotarabilecek bir profesyonel bulmalılar. Mevcut okur pastasını kapma yerine yeni müdavimlerle gazete okuru kitlesini genişletmeleri dileğiyle…
Umarız leyleğin ömrü iki laklak olmaz. Hayırlı olsun bakalım…