Yeni Anayasa’nın 2008’e kaldığı artık kesinleşti. Dolayısıyla son günlerini yaşamaya başladığımız 2007 yılının flaş kapanışı, Anayasa’yla değil; Sabah&ATV ihalesiyle olacak.
Türkiye’de dengeyi belirleyen grup, yeni sahibiyle birlikte yeni bir denge düzeni oluşturacak.
Alacak patronun, Doğan Grubu’yla paralel politika izleyip izlememesi, pek çok açıdan Türkiye için son derece önemli.
Sabah&ATV denge çubuğu rolünde olunca, terazinin ağır basan kefesi Doğan Grubu’nun ihaleyi uzaktan bizler gibi “acaba kim alacak?” merakı içinde seyretmeyeceği muhakkak.
Abilik, danışmanlık, maddi-manevi destek çıkma, köstek olma veya başka biçimde Türkiye’nin her önemli meselesinde olduğu gibi bu konuda da Doğan izleri şimdiden kendini hissettiriyor.
İLK OPERASYON, GİRİŞİM MEDYA ANONİM
Herkes Doğan Grubu’nun yabancı bir ortak üzerinden ihaleye gireceği üzerine odaklanmış, şartlanmış durumda ama bu kanaatin, ters köşe olmasına ramak var.
Kamuoyu Sabah&ATV ihalesiyle ilgili haberlere kulak kabartmışken, Milliyet Gazetesi sütunlarında “Hüsnü Özyeğin’in oğlu Murat Özyeğin’in Grişim Medya Anonim Şirketi isimli 10 milyon YTL sermayeli bir şirket kurduğu” şeklinde “sessiz” bir haber yayınlandı.Yeni şirketin yüzde 80 civarında payı da Hüsnü Özyeğin'in şirketlerine aitmiş.
Elindeki nakiti 3 milyar dolara vurmuş Hüsnü Özyeğin medya şirketi kurdurtunca, “küçük işler” yapmayacağını işin uzmanları belirtiyor. Özyeğin’in ne şirketleri yerle bir ettiği, ne şirketleri zirveye çıkarttığı, GİMA satışında Türkiye’nin iki devi KOÇ ve SABANCI’yı gazete ilanlarıyla kavga eder hale düşürdüğü hala hafızalarda.
İlk olarak Fatih Altaylı’nın gündeme getirdiği Özyeğin, aynı zamanda Türkiye’de elinde en yüksek miktarda likit para bulunduran patron olarak, pusuda bekleyen kaplan durumunda. Forbes Dergisi’nin “dolar milyarderleri” listesinden inmeyen Özyeğin’in Sabah&ATV ihalesine girmesi aslında tek boyutlu değil.
ABD’YE 1000 DOLARLA GİTTİ
1000 dolar parayla ABD’ye gidip, Türkiye’de genç yaşlarında Finansbank gibi dev bir bankanın sahibi olan mahir patron Özyeğin, bu ihalede tek ata oynuyor değil.
Hatırlayacaksınız Özyeğin Finansbank’ın yüzde 46’sını 2 milyar 774 milyon dolar bedelle Yunan NBG’ye satmıştı. Hatta NBG yöneticileri Özyeğin’in “patronaj kabiliyetini” keşfetmiş ve Özyeğin’in yönetim kurulu başkanlığındaki Finansbank'ın tüm üst yönetiminin görevine devam etmesini talep etmişlerdi. Özyeğin de bu durumu gurur kaynağı olarak anlatmıştı.
O günlerde, “Türk malı Yunanlılara satıldı, vatan elden gidiyor” yaygarası kopartılmış, Finansbank’ı protesto çağrıları yapılmış ancak Özyeğin, bu durumdan da ustaca sıyrılmayı bilmişti.
Şimdi de Sabah&ATV’ye yine bir Yunan Grup talip. Yunan medya kuruluşu Antenna, ihale şartnamesini aldı bile. Türk kamuoyu olaya halen vakıf değil ama Yunanistan’da bu durum hayli şaşkınlıkla izleniyor. Banka Yunanlı’ya satılınca kopartılan yaygaranın, misli misli medya satışında kopacaktır.
Finansbank’a 2.7 milyar dolar verip üstüne bir de Özyeğin’i koltuğunda tutmak için ricacı olan Yunanlılar, medyaya talip olunca çıkan yaygaradan ustaca kimin sıyrılabileceğini düşünüyorlardır acaba?
KOÇ VE SABANCI’YA TUR ATTIRMIŞTI
GİMA’yı satarken Sabancı ve KOÇ gibi iki tecrübe devini birbirine kırdırıp, cebini dolduran mahir patron Özyeğin’in Sabah&ATV ihalesindeki stratejisi de çok boyutlu olması bakımından benzer.
Yunan Antenna bir tarafa, Özyeğin’in son dönemde Aydın Doğan’la sıkı fıkı ilişkileri de dikkat çekici. 3 milyar dolar civarındaki nakit varlığıyla ihalede güçlü konumda olan Özyeğin, medya dünyasına “kılavuzsuz” girmeyecektir. Üstelik bugüne kadar “devlerle” çarpışmadan gemisini yürüten Özyeğin’in, Sabah&ATV’ye sahip olan her patronun başına gelen felaketle, yani kaçınılmaz “Doğan Grubu kavgasıyla” karşılaşmak istemediği kesin.
VE FİNAL
Devlet kademeleri ve kamuoyu üzerindeki gücü günden güne eriyen, maddi olarak ta istediklerine ulaşamayan Doğan Grubu’nun da yakın dönemde yeni bir cephe istemediği kesin. Yani Özyeğin ve Doğan birbirlerine ihtiyaç halindeler. Üstelik Türk siyasetine bakış açıları ve dünya görüşleri de paralel.
Bu durum mazide zaten sorunları olmayan Türkiye’nin en “mantıklı” iki patronu Doğan ve Özyeğin’i ihale öncesi ortak stratejide birleştirdi. Zafer Mutlu’nun Vatan’ın sahibi olması operasyonunun içerik olarak benzeri ama farklı yöntemini tekrar uygulamak üzere Doğan Grubu.
2007’nin son büyük olayında Doğan Grubu, Özyeğin’le beraber büyük golünü atmaya hazırlanıyor. Bakalım golü yiyen, Hükümet mi; Doğan’ın hedefindeki diğer gruplar mı; TMSF mi ? Yoksa, Doğan'ın kendisi mi olacak?