Sabah Gazetesi’nin üzerinde dolaşan kara bulutlar dağılacak gibi görünmüyor.
Kara bulutların yağmura dönüşeceğinin ilk işareti kısa bir süre önce gazetenin ekonomi bölümüne düşen şimşekle geldi.
Başta Sabah’ın ekonomi müdürü Cüneyt Toros olmak üzere pılıyı/pırtıyı toplayan herkes soluğu Ciner Grubu’nun önünde aldı.
Operasyonu Babahan’ın pek sevdiği Fatih Altaylı yönetti.
Sabah’ın faylarında yine oynama var…
Üstelik 3 ayrı birimde birden.
Gazetenin ekleri, magazin bölümü ve dış haberler bölümünden de kısa bir süre sonra istifalar yaşanabilir.
Gidilecek adres belli: Altaylı komutasındaki yeni gazete…
Operasyonun komutanı da belli: Altaylı
Gemisinde tayfa bırakılmayan Sabah’ın kaptanı Ergun Babahan’ın gözetleme kulesinde oturduğunu düşünüyorsanız, fena yanılıyorsunuz!
Babahan bu istifaları soran çalışma arkadaşlarına, “Giderlerse gitsinler, ben gazeteyi yalnız da çıkarırım” cevabını vermekle yetiniyor.
Bu sözleri kendine güvenen bir yayın yönetmeni modunda değil, bitik ve takatsiz bir halde söylüyor.
Her önemli olayda olduğu gibi yine basireti bağlanmış…
Gün sayıyor…
Gidenleri durdurmak için sarfedeceği enerjiyi, haklı eleştirilerle Sabah’ı kurtarmaya çalışan Hıncal Uluç’a laf yetiştirmek için harcıyor.
Mehmet Barlas’ın…
Umur Talu’nun…
Engin Ardıç’ın…
Erdal Şafak’ın…
Kaşıkla koyduklarını, Babahan, kepçeyle yere döküyor…
Sabah’a karşı o kadar özensiz ve bıkkın ki;
Aslı Aydıntaşbaş, Aydın Ayaydın, Savaş Ay ve Nuran Yıldız Sabah’ın internet sitesinde halen gazetenin yazarları olarak gözüküyor…
İnsan, yönettiği gazetenin sitesine bir bakar!
Kim gitmiş, kim kalmış!
Sabah’ı Sabah yapan ne varsa Babahan’la tarih oldu.
Posta bile daha kayda değer haberlerle Sabah’ın önüne geçti.
Babahan, hiçbir önemli haberde insiyatif alamıyor, tıpkı Sabah’ı terk eden gazetecilerin gidişini seyrettiği gibi…
Oysa Sabah hala dev bir gazete…
Her şeye ve herkese rağmen ikinci marka…
Aslında Sabah’ın marka olmaktan başka değeri de yok…
Binalar bile kira…
Milyar dolar Sabah’ın markası için verildi…
Diyeceksiniz ki; Babahan hep aynıydı…
Bilgisi dışında Aslı Aydıntaşbaş ve Metehan Demir alınırken de ortadan kaybolmuş, aylar sonra,”Zaten haberim” vardı diye ortaya çıkmamış mıydı?
Haklısınız…
Babahan’ın Doğan Grubu’na oynadığını yazanlar eksik yazıyor…
Çukurova Grubu’na da göz kırpıyor Babahan…
Hem de iki gözünü birden…
Gazetecilik mesleği başkalarının taktığı apoletlerle savaş kazanmayı mümkün kılmıyor…
Hak edilmeyen generallik yerine, onbaşı kalmak daha gerçek bir unvan…
Çünkü o senin…
Çünkü o sensin…