Sabah Gazetesi, onca yıllık geçmişine rağmen henüz bir kurum olmadığını bir kez daha ispat etti.
Ankara temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş, bir e-mail ile görevden alındı.
Önce Aydıntaşbaş'ın bu makama nasıl getirildiğine bir bakalım.
Muharrem Sarıkaya Ankara temsilcisi olduğu günlerde büroda büyük bir huzursuzluk çıkmıştı.
Geçmiş hakları gasp eden bir sözleşme dayatılmış, imzalamayanlar, Ergun Babahan, Mehmet Tezkan ve Muharrem Sarıkaya tarafından Doğu ve Güneydoğu illerine sürgüne gönderilmişti.
Muhabirler baskı altındaydı. Habercilik ikinci plana düşmüş, Sarıkaya'ya öfke başlamıştı.
Sonra da Ankara'daki 13 Sabah ve ATV muhabiri işten çıkarıldı.
Onlar da dava açıp milyarlarca lira tazminat kazandılar.
Bu olayın ardından Sarıkaya'nın görevden alınması kararlaştırıldı. O günlerde Aslı Aydıntaşbaş ABD'den izne gelmişti.
Ergun Babahan'ın odasının önünden geçerken Babahan ''Aslı'' diye seslendi.
''Ankara temsilcisi olurmusun?''
Aydıntaşbaş o gün Babahan'ın odasının önünden geçerek temsilci oldu.
SAHİP ÇIKMAK HUYU DEĞİL
Sarıkaya ise görevden alındığını internet sitelerinden öğrendi.
İnanamadı ve soranlara ''Gördüğünüz gibi koltuğumda oturuyorum'' dedi.
Ama sonuç değişmedi.
Sarıkaya bu göreve atanırken kendisiyle ilgili Ankara'nın başarılı ve çalışkan gazetecisi'' diye yazan Babahan, görevden alındığını önceden Sarıkaya'ya haber verme gereği bile duymadı.
Sarıkaya'dan önceki temsilci Emin Özgönül ise ''Ne olur gel'' denilerek temsilci yapıldı.
Vatan'a gidenler Sabah'ın içini boşaltmış, Babahan Ankara'ya gelip Özgönül'ün '' Büroyu ancak sen toparlarsın '' diyerek rica minnet göreve gelmesini istemişti.
Sonra bir gece Özgönül'ü arayıp ''Sana tatsız bir haberim var patron senin yerine Muharrem Sarıkaya'yı getiriyor'' dedi.
Oysa gazetecilik dışı taleplerini reddettiği için yıldızının
barışmadığı Özgönül'ü istemeyen kendisiydi.
Ama hiçbir zaman ''Genel yayın yönetmeni benim. Ankara temsilcisini ben atarım ben görevden alırım'' deme cesaretini bile gösteremedi…
Sarıkaya olayında da Aydıntaşbaş'ta da aynı şeyi yaptı.
Sorumluluğu üzerine alamadı.
Birinde yine topu patrona, diğerinde TMSF'ye attı.
Aydıntaşbaş'a desteğinin sürdüğü havasını verdi.
Oysa aylar önceden kendi getirdiği Aydıntaşbaş'ı görevden alma planları yapıyordu.
Önce Fatih Altaylı'nın adamlarını uzaklaştırdı.
Aydıntaşbaş görevden alınınca ''Olmaz böyle şey ben de istifa ederim'' gibi blöfler de yaptı..
Zaten kendisi görevden alınıp Fatih Altaylı geldiğinde ve TMSF gazeteye el koyduğunda Babahan yeniden bu göreve ve gelebilmek için TMSF'ye ve Yavuz Onursal'a ''kayıtsız şartsız biat'' etmişti.
Sabah ve ATV de geçmişte de aynı şeyler yaşandı. Murat Birsel Ali Kırca'nın Star'a gitmesi üzerine ATV habere getirildi.
Çok başarılı oldu. Ancak Kırca geri dönme kararı alınca Birsel görevden alındığını internet medyasından öğrendi.
Aynı Aydıntaşbaş olayındaki gibi.
Bundan sonra Sabah'ta ne olur?
Basirestsiz isimler koltuklarını korudukça skandallar da sürer..
Satış süreci beklenir. Ankara Bürosunu vekaleten Okan Müderrisoğlu yönetir.
Ama ''Beni temsilci yapın'' diye içerden ve dışarıdan TMSF ve hükümet ile dialoglar ve baskılar da sürer.
Kısacası Sabah'ta yine huzur olmaz.