Türk basınında en zor işlerden biri hergün köşe yazısı yazmaktır. Bizim yazarlarımız cin olmadan şeytan oldukları için, sık sık hata yaparlar.
Star gazetesi genel yayın yönetmeni Alev Er, bu görevi üstlendiğinden bu yana cok ender yazı yazıyor. Er yılların gazetecisi. Sabah Genel yayın yönetmen yardımcılığı ve dergi yöneticiliği deneyimi de var. Ama bu özellikleri hata yapmasını engellemiyor. Belki de yazdıklarını dikkatlice okumuyor.
Er, Hrant Dink cinayeti üzerine 20 Ocak günü bir köşe yazısı yazıyor. Birinci sayfadaki yazısına şöyle başlıyor:
“Yedi yıl önceydi. Susurluk patlayalı birkaç ay olmuştu. Gecenin karanlığında ve aynı otomobilde, hiçbir tevile yer bırakmayacak biçimde mafyayla kucak kucağa yakalanan devlet, bir kenara pısmış, medyadaki öfkeyle karışık şaşkınlık fırtınasının dinmesini bekliyordu.’’
3 Kasım 1996
Oysa yedi yıl olmamıştı. Susurluk olayı yani kazası, 3 Kasım 1996 Pazar günü meydana geldi. 1996’dan bu yana 10 yıl 2 ay gecti.
Belki kücük bir ayrıntı ama bir gazetenin genel yönetmeni yazısının birinci satırında hata yapıyor. Susurluk gibi önemli bir olayın tarihini bilmiyor.
Karakol ne demek?
Hürriyet gazetesi yazarı Enis Berberoğlu da aynı gün “Tuzak nasıl bozulur” başlıklı bir yazı yazıyor.
Yazının bir bölümü şöyle:
“Derin devlet, geldinse dört kere vur olur mu?
Ve eğer varsan söyler misin lütfen;
1) Agos Gazetesi'nin kapısına polis karakolu kurmayı neden akıl edemedin?
2) Genelev kapısına tatlıcı, okul önüne simitçi koyan gizli servislerimiz neredeydi?
3) MOBESE kamerasını bile Agos'un 200 metre uzağına yerleştirmek neden?”
Evet Berberoğlu’nun 3 sorusu böyle
Berberoğlu da yılların gazetecisi.
Hürriyet’in Ankara temsilcisi
Karakolun ne demek olduğunu bilmiyor mu acaba?
Karakol koca bir semtten sorumludur.
En az 40-50 personeli vardır.
Amiri Başkomiserdir.
Berberoğlu polis klubesi demek mi istiyor acaba?
Genelev ve okul önlerine simitçi ya da tatlıcı koyan gizli servis de kalmadı artık.
Gizli servisler artık uydu teknolojisi kullanıyor.
Erkek mi kadın mı?
Ve bir de Sabah’tan örnek.
Ergun Babahan Şili devlet başkanından bahsediyor.
Şili ve Pinoche ile ilgili yazısında şöyle diyor:
''Şili'de Pinochet'nin işkenceyle öldürttüğü adamın oğlu Michelle Bachelet gelip devlet başkanı oldu. O devlet başkanı da Pinochet'ye devlet töreni yapılmasına izin vermedi. Dünya bir katilden kurtuldu ama onu kullananlar yeni katil adayları bulup bulup çıkarıyor.” diyor.
Oysa Şili devlet başkanı Bachelet bir bayan
Babahan yazısında estetik ameliyat yapıyor.
İşte bizim yazarlarımız…