Türkiye'inin en ünlü yazarları arasında yer alan Emin Çölaşan, Danıştay Başsavcısı eşi Tansel Çölaşan ile birlikte gittiği bir balık restoranında yer bulamadı. Önceden rezervasyon yaptırmadıkları için ayakta kalan ünlü çift, restoran sahibinin defalarca özür dilemesi üzerine ''Özür dilenecek birşey yok. Hata bizim. Yer ayırtmamız lazımdı'' diyerek restorandan ayrıldı.
Çölaşan ve eşi geçen Cumartesi akşamı Ankara'daki Trilye restorana gittiler.
Çölaşan çifti restorandan içeri girince bütün masaların dolu olduğunu gördüler. Bu sırada Çölaşan'ı tanıyan restoran sahibi Süreyya Üzmez, Çölaşan'ların yanına gelerek ''Maalesef hiç boş yerimiz yok. Haberimiz olsaydı size bir masa ayırırdık. Çok özür dilerim'' dedi. Bunun üzerine Çölaşan '' Neden özür diliyorsunuz, hata bizim. Cumartesi gecesi buraya rezervasyon yaptırmadan gelinmeyeceğini düşünmeliydik'' dedi. Üzmez Çölaşan çiftine '' Eğer vaktiniz varsa sizi biraz bekletelim ilk kalkan masaya alabiliriz'' önerisi getirdi. Ancak Emin Çölaşan ve eşi ''Gerek yok bir daha rezervasyon yaptırmadan gelmemeyi öğrenmiş olduk. Teşekkür ederiz'' diyerek restorandan ayrıldılar.
Editörün notu: Bizim meslekte ve Ankara bürokrasisinde bu tür örnekler çok ender görülür. Küçük bir gazetenin muhabiri ya da sube müdürü düzeyindeki bir bürokrat, bu tür durumlarda genellikle (Kardeşim sen benim kim olduğumu biliyormusun. Ne demek yer yok. Bulun buluşturun çabuık.) diye hava atmaya kalkışır. Kimisi daha ileri gidip tehdit kokan ifadelerde bulunur. Onun için Türkiye'nin en ünlü yazarı Emin Çölaşan ile bürokrasinin en üst kademesinde Danıştay Başsavcısı olan eşinin tavrı bir mütevazilik örneğidir. Zaten Çölaşan'ı tanıyanlar bilir. Hürriyet Gazetesi Cinnah bürosundaki yemekhaneye yazarlardan bir tek o iner. Kuyruğa girip yemeğini alır sonra da boş tepsiyi geri götürür. Diğer yazar ve yöneticiler ise, çok önemli personel oldukları ve çok çalıştıkları için, yemek servisini ayaklarına yani odalarına istetirler, sonra da boş tepsiyi almaları için görevli çağırırlar...
i