Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Ergenekon çıkışını biliyorsunuz.
Günay, Türkan Saylan ve Mehmet Haberal’a karşı yapılan operasyonu şekil olarak eleştirdi.
Doğrusu Bakan Günay bu eleştirinde haklıydı ama bu eleştirisinin zamanlaması kendisini samimiyet sınavına sokmamız için yeterli bir kanıt veriyor elimize.
Yaklaşan kabine değişikliğinde topun ağzında olan isimlerden birisi de Ertuğrul Günay.
Ergenekon operasyonunun başından bu yana sesini çıkarmayan Günay, kabineden alınacağı dedikodularının ayyuka çıktığı günlerde örtülü olarak Başbakan Erdoğan’a posta koyuyor.
Şunu demek istiyor;
“…Beni alırsan Ergenekon operasyonunu eleştirdiğim için almış olursun!..”
Fazla kurnazlık kokuyor…
Bakan Günay’ın ilk vukuatı değil bu.
Geçmişte kendisini her fırsatta destekleyen bir muhafazakar yazarı, CHP kongresi delegelerine şirin görünmek için yerden yere vuran bir siyasetçidir kendisi…
Ertuğrul Bey’in ilginç bir kaderi var.
Mağdur oluyor ama mağdur kalamıyor.
Örnek mi?
Günay’ın CHP’den atılmasının perde arkasındaki gerçek nedeni genel sekreter yardımcılığı makamında namaz kılmasıydı.
CHP partinin genetik dokusunu bozduğunu düşündüğü Günay’ı çeşitli gerekçelerle uzaklaştırdı.
Siyaseten bittiği bir dönemde de iktidar partisinden önce Milletvekili, sonra da Bakan oldu.
Şimdi yine tarih oluyor!
Özkök
Dikkatinizi çekiyor mu bilmem.
Ertuğrul Özkök eskisi gibi etliye sütlüye karışmıyor.
Karışıyormuş gibi yapmasını önemsemeyin.
Karışmıyor.
Ya kafası karışık.
Ya da olgunlaştırmaya çalıştığı bir süreç var.
Yoksa bu kadar derinden gitmezdi!