CHP grubunda bundan 20 gün önce yaşanan ve bizzat tanık olduğum bir rezilliği size aktarmak istiyorum. Bundan yaklaşık 20 gün önce Meclis ana binasında ikinci kata CHP'li bir grup başkanvekili görmeye gittim. Görüşmeden ayrılırken İkinci katta hemen grup başkanvekili Haluk Koç'un odasının karşısında bulunan asansöre binip basın katına inmek istedim. Ancak Asansörün kapısı açıldıktan sonra yaşadıklarım bir roman gibiydi.
Asansörün kapısı açılır açılmaz, bir dönem iri bir gazetede muhabirlik yapmış olan ünlü bir siyasetçinin eski damadı hışımla grup odasına doğru yürüdü. O sırada grup odasından CHP'nin gurup danışmanlarından B. kapıdan çıkıyordu. Eski damat Gazeteci bir anda B.’nin üzerine yürüyüp, "Sen kime yalancı diyorsun lan. Niye vermiyorsun 210 YTL uçak parasını" diye bağırıp B.'ye bir yumruk attı. Danışmanın burnu kanamaya başladı. Yere düşen B.’nin üzerine yürüyen eski gazeteci danışmanı yerde tekmelerken araya tesadüfen orada bulunan SABAH ve AKŞAM gazetelerinin CHP muhabirleri girdi ve danışmanı eski damat gazetecinin elinden zorlukla aldı. Katta bulunan polislerin de araya girmesiyle Eski damat gazeteci olay yerinden uzaklaştırıldı. Hırsından ağlayacak duruma gelen eski damat gazeteci basın katına indikten sonra olayı bir yakın arkadaşına anlatırken ben de kulak misafiri oldum ve kanım dondu.
İşte eski damat gazetecinin dilinden bu dayak olayının perde arkası;
"Ben bu danışman, bir de (eski gazeteci) CHP Milletvekiliyle Kıbrıs'a davetli olarak gittim. Bizi davet eden tur Operatörünün asıl işi kumar turu. Ancak tanıdıklarım olduğu için bizi Otel ve uçak bileti ücretsiz olmak için Kıbrıs'a götürmek için Anlaştım. Bunu duyan grup danışmanı, 'ben de geleyim' dedi. ben de olur dedim. Ancak CHP'li (eski gazeteci) vekili tanıdıkları için ondan uçak bileti ve otel parası istemezken bu grup danışmanından sadece bilet parasını istediler, otel ücretsiz dediler. Gittikten sonra orada iki gün kaldık. Bu grup danışmanı da orada gazinolara bir süre takıldıktan sonra dönmek istedi, ben de "olur ama uçak biletinin ücretini öde de öyle git" dedim. Bu arkadaş uçak biletini ödemeyip açık biletle geri dönmüş. Tur operatörlerinin yetkilisi bana gelerek, "arkadaşınız uçak biletinin ücretini edemedi" deyince şok oldum. neyse biz de CHP'li vekille birlikte Ankara'ya döndük. ben de bu danışmanı telefonla aradım. "uçak biletini ödememişsin, yerine benden aldılar. lütfen 210 YTL'yi öde" dedim.
Bana telefonda, 'ben tur firmasına sordum zaten sen de ödememişsin parayı niye benden istiyorsun' deyince kan beynime sıçradı. 'Bekle yanına gelip konuşacağım' diyerek telefonu kapadım. Yanına gittiğimde beni yalancı yerine nasıl koyduğunu söyleyince terbiyesizce yanıtlar verdi, ben de ağzını burnunu dağıttım. Sıra bana bu konuda kazık atmaya kalkışan CHP'li vekile geldi. Onunu da yanına gittim ve ona da dersini verdim."
Dürüstlüğü ve açık sözlülüğü ile tanınan eski gazetecinin bu iki isimden ağzı çok yanmış. Onların son olarak bazı kooperatiflerde yöneticilik yaptığını ve bazı usulsüz işlere giriştiğini belirterek, "şimdi sırada kooperatifle ilgili iddialar var. Onların da hesabını soracağım" dedi.
Benim çalıştığım yan odanın hemen yanında basın odalarının bulunduğu koridorda bu sözleri duyunca çok şaşırdım. Eski damat Gazetecinin açık yürekli, açık sözlü ve dürüst kişiliğini
Bildiğim için olaylara çok şaştım. Böylesine mert bir insanı Yoldan çıkaracak hangi gelişmeler olduğunu sizin takdirinize bırakıyorum. Mesleğim ve gazetecilik adına üzüldüğüm bu olayda, eski damat Gazetecinin sonuna kadar haklı olduğunu vurgulamak isterim. Ne diyeyim CHP'ye yine helal olsun...
(Not: Olay, kavgada araya giren iki CHP muhabirinden de Doğrulanabilir. Gerçek yaşanmış bir olaydır. Güvendiğim biri internet Sitesi olarak size duyurmayı görev bildim. ...Bir parlamento Muhabiri)