'Yolcu yolunda gerek! Uyarı ve eleştirilerimde yanılmayı umuyor, barış ve demokrasi için iyi niyetle, özveriyle mücadele eden herkese başarılar diliyorum'' diyerek vekillik ve KARS belediye başkanlığı yaptığı lakin kayyum atamasıyla görevden alınan cezaevine girip yatan şimdi ise HDP'den istifasını açıklayan ve yeni bir söylem yeni bir sloganla ve de yeni bir parti çıkışıyla yeniden siyaset arenasına dönüş sinyali veren Ayhan Bilgen bu düşüncesine gerçekten hem HDP seçmeni olan ve HDP'ye oy veren Kürtlerden hem de bugünkü HDP'ye oy ve destek veren 'Millet İttifakı' partilerin genel başkanları ve o partilerin seçmeni olan tabanlarından ve Selahattin Demirtaş'ı bir zamanlar ekranlardan saz çalıp türkü söyletip parlatanlardan, Nişantaşı'nın zengin solcuları, sözde entelektüel aydınları, sözde koyu Kemalistlerinden, zengin ve ülkenin sahibi biziz diyen beyaz Türklerinden teveccüh görecek mi orası tam bir muamma. Zira Ayhan Bilgen Nişantaşı için 'HARLEM SOKAĞINDAKİ BİR SİYAH KADAR SİYAH'TIR'. Onların ellerinde kullandıkları bir tane beyaz Kürtleri temsilen içeride tutuklu dahi olsa biri var ve onu kendilerine şimdilik yeterli göreceklerdir. Gelelim Ayhan Bilgen'in gelecek adına içi mesaj dolu bu istifasına. İstifa mektubunda farklı platform vurgusu yapan Bilgen, ''Toplumsal eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesinin farklı platformlarda yürütülmesine dair duyduğum ihtiyacı parti kurullarına ilettim'' dedi. Ayhan Bilgen şu ifadeleri kullandı: Arkadaşlarımızla ve farklı çevrelerle 'nasıl bir şeye ihtiyacımız varı araştırıyoruz. Bunu siste matize etmeye çalışıyoruz. İlle de parti değil, bunu ortaya koyup diğer partilerin faydalanması da olabilir. Kendime makam aramak olarak siyaset yaparsam, Türkiye'de sorunun parçası olmaktır, çözümün değil. Bu platform ete kemiğe büründüğünde partileşecek durumunda olur mu, bunu söylemem arkadaşlarım için ön kesen bir nokta olur. Toplum ihtiyaç duyarsa her şart altında, bütün karalama kampanyalarına rağmen o siyaset kendisini kurar. Bu bir süreçtir. Elden geldiğince çalışmaları siste matize etmeye çalışıyoruz. Türkiye siyaseti bunun yol haritasını şekillendirecektir. Bakalım bu söylemler ve bu çıkış ülke siyasetinde ve HDP cephesi ve 'Millet İttifakı' bünyesinde ve tabi ki bu ittifaka ve HDP'ye oy veren Kürtler ve ülkeyi kendilerinin sanan azınlık vesayetçi ruha sahip olan beyaz SEKÜLER seçmenlerde ne kadar bir sürede ete kemiğe bürünecek ve bu yeni söylemlere insanlar ne kadar güven duyup itibar gösterecek! Şayet Ayhan Bilgen çıktığı bu yeni yolda ülkeyi kucaklayacak, teröre arasında mesafe koyacak, yapıcı ve çözümcü bir siyaset dili ve kullanacak olursa, Diyarbakır'da ki yavrularının geri isteyen gözleri yaşlı yürekleri acı ve hasret dolu Anaların bu hasretlerini dindirecek/bitirecek adımlara destek vereceğini konuşmaya başladığı gün belki de bu ülkede 'sözde demokrasi özde vesayetçi ve SEKÜLER' bir ruha sahip bir kısım HDP'Lİ ve Nişantaşılı sözde seçkin ama seçmenleri üzerinde büyük bir etki gücü olan azınlık bir güruhunda ipliği pazara çıkmış olacaktır. Bu bedeli ödemeye hazır bir Ayhan BİLGEN bunu başarabilecek mi? KOBANE olaylarını bahane edip insanları sokağa çağıran ve bir çok insanın ölümüne sebep olan hala hazırda bu suçlardan tutuklu genel başkan Selahattin Demirtaş gerçeği ortadayken çıkacağı bu yeni yolda ülkedeki seçmenlerin tamamına kucaklayıcı bir siyaset ve siyaset dili kullanacak olan 'Barış ve Demokrasiden birlik ve beraberlikten' bahsedecek bir Ayhan Bilgen seçmenlerden akademi dünyasından medyadan, siyasetçilerden, siyasi partilerden, STK'lar dan Medyadan, Akademi dünyası ve uluslar arası kuruluşlar ve onların ülkelerinden destek alabilir mi? Bu sorunun cevabını bilmek veya kestirmek şimdiki güncele bakacak olursak HDP ve Selahattin Demirtaş varken çok zor görünse de ilerisi için hayal değil. Sonuçta HDP ve Selahattin Demirtaş'ın bir kullanım yani 'RAF ÖMRÜ' süresi var. O süre de HAZİRAN 2023 seçimleriyle dolmuş olacak. İşte bu yüzden Ayhan Bilgen'in bu istifası yeni söylemleri gelecek adına yeni bir umut, iç siyasette gerginleşen kutuplaşmış siyaset dilinin de yumuşamasına vesile ve köprü olması muhtemeldir. Tabi ki bu Ayhan Bilgen'in izleyeceği 'siyaset ve bu siyaset için kullanacağı kucaklayıcı birleştirici ve bölücü olmayan söylemler eylemler ve Dil'e ve onunla bu yolda yürüyecek terörle arasına mesafe koymuş, dava arkadaşlarına bağlı olacaktır.' Eğer bu siyaset ve bu siyaset için kullanacağı kucaklayıcı birleştirici ve bölücü olmayan söylemler eylemler ve Dil'i geliştiremezse ve onunla bu yolda yürüyecek terörle arasına mesafe koymuş, dava arkadaşları bulamazsa işte o zaman bu istifa anlamlı olmayacak ve için de taşıdığı düşünceler hayat bulamayacak demektir. O yüzden bu istifa anlamlı olmalı hayat bulmalı ete kemiğe bürünmeli siyaset arenasın da yer ve vücut bulmalıdır. Belki de bir Kürt olarak Ayhan Bilgen her ne kadar Nişantaşılılar için 'HARLEM sokağındaki bir siyah kadar siyah' olsa da açacağı yeni sayfa ve kullanacağı dil ile son zamanlar da Kürt seçmenlerin, iradelerine ipotek koyan azınlık SEKÜLER, Nişantaşılı çetelerin ve Emperyalist olan ve kandan beslenen haydut devletlerin ellerinden kurtarılmasına da vesile olmalıdır. 

Bakalım Ayhan Bilgen Nişantaşı'nı yenmeyi başarabilecek mi? 

Şayet bunu başaramaz ise işte o vakit bu istifanın hiç önemi ve anlamı olmayacaktır.

Neler olacak hep birlikte bekleyip göreceğiz...