Mübarek ramazan ayında ve diğer dini bayramlarda dün olduğu gibi bugün de hız kesmeden Müslümanlara yönelik ilk kıblenin olduğu "MESCİDİ AKSA" gibi önemli bir mekânda saldırılarına devam ederek işgalci siyonist terör örgütü İsrail dünyanın başına bela olmaya devam etmektedir. Peki bu terör örgütü bu hale nasıl geldi? Küresel çete dediğimiz aslında siyonist Yahudilerin ekonomik güç olarak ellerinde tuttuğu para ve yönetimi ve bu gücün verdiği cesaret onların birçok devletleri boyunduruğu altında tutmasına sebep oldu. Dolasıyla kendilerini her şeyin üzerinde görmeye başladılar. Doğal olarak kontrol ellerinde olduğu için bugün bu zalimliklerine karşı birçok buna bazı Müslüman devletler de dahil ya sessiz kalmakta ya da kınamaktan öteye gidememekteler. Bugün arkalarına birçok AB üyesi devletleri ve ABD'Yİ alarak "BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİNİN" topraklarında gayri yasal ve gayri ahlaki bir şekilde insanlıkla hiçbir şekilde bağdaşmayan ve uluslararası hukuk ve normlarını çiğneyerek ve insan haklarını hiçe sayarak ve hak ihlalleri yaparak hem insan hem de toprak soykırımı şeklinde işgaller yapmaya devam etmekteler. Kendilerine sözde devlet diyen lakin bir devlet geleneği dahi olmayan aynı zamanda kendisine sözde soykırım yapıldığını iddia eden bu siyonist terör örgütü ve mensupları ve yöneticileri aslında bugün kendilerine geçmişte yapıldığını iddia ettikleri bu argümanlarla "BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ" ve "MÜSLÜMAN" halkına saldırmakta hiç bir behis görmemekte ve insanlık suçu işlemeye vicdansızca ve hunharca tüm insanlık onurunu çiğneyerek tam bir akıl tutulması hali ve akıl almaz yöntemlerle bir terör örgütünden beklenen pervasızlıkla katliamlarına devam etmekteler. Bu işgal ve zulümlerinide kendilerine Mezopotamya topraklarının bir bölümüde dahil tüm "FİLİSTİN" topraklarını "VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR" tezini savunarak ve "sözde büyük İsrail devleti kurma" hayallerini savunarak işgallerini meşru göstermeye ve bu işgalleride tüm dünya devletlerine ellerindeki büyük ekonomik güç olan finansla dayatmaktalar. Zira bu tezlerine karşı gelen tüm devletlerin ekonomik yapılarını ve buna karşı gelen ülke yönetimlerini ellerindeki finans güçlerini kullanarak mali yapılarını istikrarsızlaştırarak ya da ülkeler içerisinde siyasi krizler çıkartarak toplumsal olaylar yaratarak hükümetleri yıkarak yapmaktalar. Bir tek "TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ VE SİYASİ İRADESİ OLAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN İKTİDARI" bu konuda kararlı ve net bir duruş sergilemektedir. Ve bu duruştaki en büyük haklı tepkiyi ilk 2009 Davos zirvesinde dönemin İsrail’in baş şeytanı olan Şimon Perez'in yüzüne sizin insanları nasıl öldürdüğünüzü çok iyi biliyoruz ve plajlardaki çocukları nasıl katlettiklerinide yüzüne söyleyerek bu tepkiyi koyarak göstermiştir. Bugün hala "BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ" ve mazlum halkı yanında saf almakta ve onların uğradığı haksızlıklar karşısında ve uğradıkları tüm ambargolar karşısında onlara karşılıksız bir şekilde destek vermekte ve çığlıklarına "SES" olmaktadır. Uluslararası tüm mecralarda gerek "BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ve AB ve de ABD'YE" karşı bu haklı direnişi savunmakta ve tüm mazlum milletler adınada "DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR" diyerek dillendirmekte ve masaya yumruğunu vurmaktadır. Her ne kadar 14 MAYIS 1948'DE Yahudiler gece yarısı sözde devletlerini ilan etsede ve ABD sadece 11 dakika sonra tanıdıysa ardından dönemin CHP'Lİ Başbakanı PROF.Dr. Hasan Saka tarafından ABD'NİN 11 dakika sonra tanıdığı İsrail’i 2. olarak 11 saat sonra tanısada TÜRKİYE CUMHURİYETİ adına bizde biliyoruz ki bu milletin aslın da İsrail’i bir sözde devlet olarak değil bir siyonist terör örgütü olarak tanıdığı gerçeğidir ve bu gerçeğin de asla ve kata kıyamete kadar "DEĞİŞMEYECEK OLMASIDIR." İşin özü de aslı da gerçeğide İsrail’in bir sözde devlet değil eli kanlı işgalci bir siyonist terör örgütü olduğudur. Bugün İslam alemine düşen Mazlum Filistin halkının yanında yek vücut olup bu işgalci çeteye terör örgütüne karşı TÜRKİYE gibi DİK durmak ve biz buradayız demektir. Şimdi hepimiz "Ya tek ses olacağız ve bu işgali durduracağız ya da dilsiz şeytan olup susacağız..."
"Şimdi bize düşen bugün Kudüs için Mescidi Aksa için Filistin için birer Selahaddin olmak..." Kudüs'ü Mescidi Aksa'yı bir Selahaddin çıkacak ve özgür bırakacak işte o Selahaddin bu milletin bağrından çıkacak.
Tıpkı ASYASOFYA-I Kebir Camii Şerifini tekrar özgür bırakan gibi...
İnşa'ALLAH.