Bu aziz vatan İslam’la şereflendiğinden beri kafirin her daim oyunları ve tuzaklarına maruz kaldı. Öyle ki nice saldırılara nice ihanetlere uğrasa da, onca cendereden içinde yetişen nice kahraman evlatları sayesinde her daim oyunları tuzakları ve ihanetleri yenerek ayakta kaldı. Oysa bu topraklar bu milletin o derin hoşgörüsü sayesinde onca kişiye korunaklı bir ülke oldu bir vatan oldu. İşte kafirinde istemediği buydu. Kimse güvende olmasın kimse bu devlete inanmasın, zira bunu başarırlarsa bu aziz vatanı ele geçirmek onlar için kolay olacaktı. Yıllarca savaşlarla ele geçmeyen bu vatan artık onlar için yeni yöntemlerle ele geçirilmeliydi. Bunun için artık direkt savaşmak yerine artık farklı bir senaryolar hayata geçirdiler. Bunun adına yeni konsepte “İÇERİYE SIZMA” dendi. Bunun için ellerindeki en iyi malzeme içeride devşirilen ve özenle yetiştirilen tipleri devletin kılcallarına nüfuz ettirip yıllarca “UYUYAN HÜCRE” yöntemine geçildi, yani inandıkları ve tamam dedikleri vakitte yapmak istedikleri ihanet için uyandırılmak üzere. Biz yıllarca bu uyuyan hücreleri sokakta esnaf, okullarda öğretmen, adliyelerde, hâkim, savcı, avukat, Camilerimizde imam, hastanelerimizde doktor, hemşire, profesör, medyada gazeteci, ordumuzda rütbeli asker, bakanlıklarda bürokrat ve hatta bakan, TBMM de vekil, kurumlarda yönetici, vesaire şekilde hayatımızda gördük ve bildik. Yıllarca bir şekilde sistemi ele geçirdikleri için bu uyuyan hücreleri asla harekete geçirmediler, çünkü sistem de olan adamları sürekli onların isteklerine cevap verdikleri için bir tehditte algılamıyorlardı kimseyi, öyle ki pijama ile başbakan karşılatabiliyor, hatta başbakana Macaristan’da yumruk attırıp burun kırdırarak gözdağı veriyorlardı, bir vakitte rahmetli cennet mekân Turgut Özal’a kongrede kurşun sıktırabiliyor, istediklerini alamayınca zehirleyip öldürebiliyorlardı. Koca Eşref Paşayı helikopteriyle kalkarken düşürüp şehit edebiliyor, Uğur Mumcu gibi vatan sever aydınları tereddüt etmeden katledebiliyorlardı. HESAP MI? Failleri apaçık bilinse de işte o hesabı soracak bir irade ortada yoktu. İşte ne zaman ki yine bu vatanın içinde bir evladı daha çıkıp artık yeter bu düzene son deyince işte o asırlık büyüleri birdenbire bozuldu. Yani onlar için tehlike çanları çalmaya başladı. Çünkü Davos’ta bu hain yapılara ve başındaki terörist Siyonist şeytan SİMON PERES’e açık ve net mesaj veren BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN o çok sert çıkışından sonra panikleyen o yapı içimizdeki uyuyan hüre yapısı “FETO TERÖR ÖRGÜTÜNÜ” hemen harekete geçirdi. İşte o güne kadar bizden bildiğimiz karşı komşumuz, doktorumuz, öğretmenimiz, askerimiz, vekilimiz, bakanımız vesaire hepsi birer azılı FETO terör örgütü militanı oluvermişti. Bu teröristler herkesi 15 TEMMUZ hain darbe teşebbüsün de zannettiler ki herkes biat edecek herkes korkup sinecek ve herkes evin de saklanıp sokaklara çıkmayacak. Öyle olmadı her mecrada vatanın evlatları direnişe geçti, işte o direnişin en büyük fedakarının adı “ÖMER HALİS DEMİR”Dİ. Ogün bu şehit vatan evladımız öyle bir kahramanlık yaptı ki tarihte bunun eşi benzeri zor bulunur ilk emri aldığından itibaren vatanın ona teslim ettiği beylik tabancasını alıp bulunduğu birliğin bina girişine koridorları geçerek büyük bir imanla ismini aldığı Hz. ÖMER’İN heybetiyle, cesaretiyle “ŞEHADETE” başı dik ve tebessüm ederek yürüyordu, hiç düşünmeden tereddüt etmeden sonunu bilerek. Bu ALLAH’A Hz. İSMAİL teslimiyeti gibiydi.  Ve hain SEMİH TERZİ’Yİ binanın girişinde alnından vurup darbenin seyrini değiştirip vatanın kurtulmasında 33 kurşun yiyerek ölümsüzleşiyor ve büyük bir tarih yazıyordu. Bugün ona ne kadar dua etsek azdır ve hakkı ödenmez. Rabbim onun kutlu şehadetini kabul etsin. O bu vatanın kendi bağrında nice kahraman ana ve babaların bu uğur da şehit olsun diye yetiştirdiği nice adı gizli ve açık kahraman evlatlarından biridir. Ne mutlu o ana ve babalara. Onlar ki sadece vatan için yetiştirir bu evlatları. Ve bu evlatlar da bu inançla yaşar ve böyle zamanlarda ortaya çıkıp hiç tereddüt etmeden şehadet yürür ve şehit olurlar. Onun için bu toprağa düşen her bir damla şehit kanı bu aziz vatanın tapusu ve mührüdür. İyi ki doğdun Ömer’im Rabbim şehadetini kabul etsin. BU MİLLET SENİ KIYAMETE KADAR UNUTMAYACAK…