Muhalefetin içler acısı haline baktıkça TÜRKİYE’NİN ne kadar büyük tehlikeler atlattığını ve hala bu tehlikelerin gün be gün devam ettiğini görmek zor olmasa gerek bu ülkeye gerçek sadakatle bağlı ve aidiyet hissi taşıyanlar için. Kurdukları yönetim şekli baskıcı faşist ve diktatör temelli devlet yönetme anlayışlarına ve o zehirli ideolojik baskıcı sistemlerinin tekerine çomak sokan adamın adıdır ERDOĞAN. Ve aynı ERDOĞAN küresel çete devletlerinin 100 yıla yakındır TÜRKİYE ve DÜNYA üzerinde kendi çıkarlarına hizmet etsin diye kurdukları emperyalist düzeni dünya 5 ten büyüktür diyerek bozmuştur. Bugün dünyanın geldiği noktaya bakacak olursak tüm coğrafyalardaki mazlumlarında sesi ve hamisi olup zulme baş kaldırıp “ARTIK YETER” demiş ve küresel çetelerin tezgahlarını akılla ve siyasetle dik durarak bozmuş, kıyılara vuran Aylan bebeklerin bir daha derin sularda boğulmaması, Filistin’de plaj kenarlarında çocukların Siyonist Yahudi terör örgütü İsrail’in teröristleri tarafından öldürülmemesi için Suriye’de Afganistan’da, Yemen’de Irak’ta ve tüm Afrika kıtasında kendi vatanlarından mazlumlar sürülmesin diye uluslararası her platformda yalnızca ALLAH için haykırmıştır her daim. İşte o yüzden bitmeyen bir KİN ve NEFRETLE tüm güçleriyle saldırmaktalar içimizdeki kullanışlı aparatları ve işbirlikçileriyle. Dün ordu göreveler, cumhuriyet mitingleri, parti kapatma davaları, E- muhtıralar, ihanet ve darbe kalkışması GEZİ, yetmedi OSLO krizi, 17/25 Aralık operasyonları, MİT tırları ihaneti ,15 temmuz ihanet darbe kalkışması ve şimdiki 104 Amiralin sözde Montrö ve kanal İstanbul tezgahlı darbe bildirisi, ekonomik saldırılar, ellerinde ne varsa tüm silahları argümanları kullanarak yaptıkları. Son İstanbul sözleşmesi iptali sonrası hızla artan baskılar ve muhalefetin darbe bildirisi ve tüm yapılan saldırılara karşı gayri ahlaki ve gayri milli bir şekilde TÜRKİYE aleyhine olan her şeyi sahiplenişi aslında tüm meselenin tam olarak ne olduğunu apaçık bize göstermekte. Bu arada bir şeye dikkat çekmek istiyorum özellikle Amerika büyük elçisi Satterfeld’in muhalefet liderleriyle basına kapalı SIR görüşmeleri TÜRKİYE için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Zira üst aklın buradaki şube başkanı odur. Onlarda biliyor ki her seçimde sandıktan güçlenerek çıkan lider RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I sandıkta yenmek adeta imkânsız onlar için. Dünyanın şu anda yaşadığı Pandemi salgını kaynaklı ekonomik sorunlar ve buna bağlı ERDOĞAN hedefli ekonomik saldırılarda küresel çetelere sonuç vermemekte. Lakin milletin kafasını karıştırmak fitne sokmak ve bunla da bir erken seçim ya da bir kalkışma artık ne olursa olsun hedeflerine ulaşma alçaklığını şimdide muhalefet eliyle yaptırmaktalar. Önce patates ve soğanla denediler olmadı, domatesle denediler olmadı, aşılar nerede ile denediler olmadı, saray dediler olmadı. Ne yaptılarsa hamle olarak milletiyle yürüyen ERDOĞAN tüm bu ahlaksızca ve haince saldırıları yine milletiyle Cumhur İttifakı olarak püskürttü. Muhalefetin çiftçiler üzerinden denediği Patates ve soğan fitnesi ERDOĞAN’IN emriyle ellerinde kalan ürünlerin tamamı çiftçilerden TMO tarafından alınarak vatandaşlara ücretsiz dağıtılmaya başlandı ve bu oyunları da bozuldu. Aşılar nerede dediler. Yaklaşık 20 milyon doz aşı yapıldı vatandaşlara ve hızla aşılar yapılmaya devam etmekte üstelik ücretsiz. Güvendikleri darbe bildirisinin Montrö ile alakasının olmadığı da ortaya çıkınca ellerinde başka bir şey kalmadı. Şimdide tekrar FETO aklıyla 128 milyar dolar nerede kampanyasına giriştiler. Evet broşürleri, pankartları çok önceden karanlık bir el tarafından parası finanse edilip hazırlatıldı. Şimdide dolaşıma soktular. Onlarda biliyor ki bu ülkenin merkez bankasındaki para asla buhar olup uçmadı bir yerlere gitmedi. Ama olsun onlar için doğrunun ne önemi var, yeter ki çamur at izi kalsın derdindeler. Fakat unuttukları ve görmezden geldikleri bu aziz millettir, bilsinler ki bu aziz millet bu saldırılarını sandığa gelirlerse sandıkta meydana gelirlerse 15 Temmuz gibi meydanda hesabını soracaktır. 128 milyar dolar nerede diye görmek isteyenler hem merkez bankası rezervlerine ve 2002’den bugüne TÜRKİYE’YE yapılan tüm duble yollara, havalimanlarına, deniz limanlarına, okullara, üniversitelere, şehir hastanelerine, köprülere, tünellere, metrolara, Savunma sanayinde üretilen yerli milli silahlar ve gemilere, yani sözün özü tüm HİZMETLERE ve YATIRIMLARA iyice baksınlar oralarda göreceklerdir. Meselenin 128 milyar dolar olmadığını aslında Recep Tayyip Erdoğan olduğunu sağır sultanda duyuyor, Metin Şentürk'te görüyor.
Zira bu aziz millette biliyor görüyor ve not etti bir kenara bilesiniz ey muhalefet...!!!