TBMM Televizyonu eski Müdürü Nihat Bük ile ilgili olarak yayınladığımız haberde yer alan iddialarımızın hepsi doğrudur. Nihat Bük’ün Sayın Avukatı Tuba Kayalık iddialarımıza cevap vermek yerine, haberle ilgisi bulunmayan gereksiz yazılar yazmıştır. Belgeli haberimize Belge sunamamıştır.
Nihat Bük, TBMM Televizyon Birim Amirliği’nde geçici bir görevlendirme ile çalışmıştır. Kadrosu Genel Sekreter Müşaviri, son bir yılda da Başkan Müşaviridir. 29.11.2006 tarihinde TBMM Genel Sekreterlik Teşkilat Yasasındaki değişiklik sırasında Televizyon Müdürlüğü kurulunca, TBMM TV Müdürü olarak Sayın Bülent Arınç tarafından atanmıştır. Nihat Bük’ün yayın deneyimi yoktur. Kazanım olarak iddia ettiği her şey, TBMM Televizyonunda öğrendiği sınırlı yayıncılık bilgisidir. Ancak, Nihat Bük yayıncı değildir. Haberci olabilir. Yayıncı farklı, haberci farklıdır. Sayın Nihat Bük’ün en azından bu kavramı bilmesi ve buna göre bir savunma geliştirmesi daha doğru olurdu.
8 Haziran 1996 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan TBMM Televizyon Hizmetleri Yönetmeliği’nin Televizyon Hizmet Birimi Yöneticilerinin nitelikleri bölümünde 7. Maddesi’nin 2. Paragrafı gayet açık: “ Televizyon Hizmet Birimi yönetici ve yardımcısının 657 sayılı Devlet memurları Kanununun 48 inci maddesindeki şartları taşımaları yükseköğrenim görmüş ve bir yayın kuruluşunda ‘habercilik’ dalında çalışmış olmaları şarttır. Ayrıca yöneticinin en az 10 yıl, yardımcısının ise en az 5 yıl ‘yayın alanında’ deneyimi bulunması gereklidir. “
İSPATLAYIN ÖZÜR DİLEYELİM!
Madde gayet açık. 1996 yılında hazırlanmış bir yönetmelik var, 2006 yılında yapılan bir atama var. Atama, bu yönetmeliğe göre yapılmıştır. Bu konu Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın gözünden kaçırılmıştır. Bizim iddiamız doğrudur. Sayın Avukat önceki tekziplerinde müvekkili Nihat Bük’ün 11 yıl televizyonda çeşitli görevlerde çalıştığını söylüyor. Ancak yönetmelik açıkça; ‘ En az 10 yıl yayın alanında deneyimden bahsediyor. TBMM Televizyonunda çalışmış olma şartı aramıyor ki? Sayın Bük burada da yanılıyor. Sayın Bük, yönetmeliği kendisine göre yorumluyor. Türkiye’deki yayın kuruluşları TRT ve diğer özel TV’lerdir. Nihat Bük’ün 10 yıllık deneyime sahip olmadığı da açıktır. Haberimizin arkasındayız. Nihat Bük’ün Herhangi bir televizyon kuruluşunda 212 sayılı yasaya göre 10 yıl çalıştıktan sonra TBMM Televizyonuna Müdür olarak gelmeyi hak ettiğine dair bir belge sunulsun, özür dileyeceğiz. Böyle bir belge yok. Külliyen doğru değil. TBMM Televizyonu Salı-Çarşamba-Perşembe günleri normalde Genel Kurul’a endeksli yayın yapmaktadır. 1 Ay 30 gün, yayın ise 12 gündür!
Nihat Bük’ün Genel Sekreterlik Müşaviri kadrosuyla geçici görevlendirme ile TBMM TV Birim Amiri olduğu dönemde, Televizyonun yönetmeni Mehmet Erdoğan Meclis Başkanı Müşaviri kadrosundadır. Nihat Bük ifade ettiğimiz yasal konularda yeterli olsaydı, o zaman Nihat Bük’ü Başkan Müşaviri yaparlardı. Bir amir, ünvan olarak emrindeki birisinin ünvanından alt kadroda olur mu? Böyle bir şey duyulmuş, ya da görülmüş müdür?
Nihat Bük’ün TBMM eski Başkanı Sayın Köksal Toptan tarafından görevden alınması konusu ile ilgili olarak haberimizin ilgisi yoktur. Tekzip metnine yazılan ifadeler de reklam amaçlıdır. Nihat Bük’ün yasal olarak hak etmediği bir görevden alınması elbette doğru bir karardır. Lojman konusu anlatılmış. İdare yapılan her işlemi geri alabilir. Danıştay’ın bu konuda kararları da vardır.
Müvekkiliniz hangi gerekçe ile görevden alınırsa alınsın, iddiamızı araştıracak bir yetkili de TBMM’de bulunacaktır elbette. Bu iddiamız ayakları yere basan, belgeli ve doğru bir iddiadır.
Başka bir bölümde de TBMM eski Başkanı Köksal Toptan hakkında “Başkanlıkta son günlerini geçiren Köksal TOPTAN’ın “ şeklindeki ifadenizle de Köksal Toptan’ı hafife alır tarzda, alaycı bir üslup kullanmaktasınız. Türkiye’nin 2 numaralı protokolünü yüklenmiş bir devlet adamına karşı kullandığınız üslup ortadadır.
Arşivlere bakıldığı zaman açıkça görülür ki, “Toptan’ın trilyonluk araç skandalını” da Turktime ortaya çıkarmıştır ama hiçbir zaman alaycı, kırıcı ve kişisel saikle hareket etmemiştir.
Ayrıca televizyonda görev yapan bir hanımefendi, Nihat Bük aleyhine 10 bin TL’lik tazminat davası açmış, dava sürmektedir.
Hiçbir kusuru olmadığını iddia ettiğiniz müvekkilinizin bizim şimdilik bulabildiğimiz birkaç kusuru bunlardır!
Müvekkilinizin yargı kararlarını geç uygulayanlar hakkında dava açması sizin sorununuzdur. Unutmayın ki, adalet bir gün herkese lazımdır. Aynı müvekkiliniz, o televizyonda çalışan bir tecrübeli gazeteciye, ‘yargı kararlarını uygulamayarak 17 ay masa-sandalye-bilgisayar- çalışma odası” vermemiştir.
TURKTIME'A TEHDİT ÜZERİNE TEHDİT!
Müvekkilinizin açacağı davalar bizi ilgilendirmemektedir, TBMM Bürokratlarına dava açacağınızı ima edip bize de aba altından sopa mı gösteriyorsunuz ? Önce ima yoluyla, daha sonra araya koyduğunuz dostlarımız, en son da mail atarak Turktime’ı dava ile tehdit ediyorsunuz. Yüce yargıya olan güvenimiz tamdır. Turktime, ima ya da dolaylı hiçbir tehdide boyun eğmez. Sayın Nihat Bük’ün haberlerini yayınladığımız dönemde ve halen Turktime personeline mail, telefon ve dolaylı ve direk hakaret ve tehditlerle yıldırılmaya çalışılmasının cevabını yüce adalet önünde vereceğinizden kuşkunuz olmasın.
Turktime, doğruluğuna inandığı ve kamu çıkarı olan her haberi, bedeli ne olursa olsun yayınlamak konusunda kesin kararlıdır…
TURKTIME