İyi Parti genel başkanı Meral Akşener'in bugünkü grup toplantısında acaba Lütfü Türkkan için ne diyecek? Partiden ihraç edecek mi? Hatta ibreti alem için vekillikten istifasını isteyecek mi? Gibi sualler aklımda dolanırken, hatta bu yaşanan ahlaksız ve edepsizlik ve alçakça küfür için, meral Akşener'in bir liderlik vasfı erdemli bir duruş gösterip hem şehitler ve küfür edilen şehit bacısından gözü yaşlı anasından özür dilerim ve bu çok çirkin olayı bize ve partimize bulaştıran parti gurup başkan vekilimiz Lütfü Türkkan'ı partiden derhal ihraç edeceğim gibi cümleler kurması ve bu millete yakışır bir tavır ve asalet beklerken ve gördük ki dağ yine Lütfü Türkkan doğurdu. Yahu adam ne ballı bir adam parti genel başkanı dahi ondan korkuyor ve ihraç etmeyi bırak parti disiplin kuruluna dahi yollayamıyor. Bu çok düşündürücü bir durum. Ya Meral Akşener, Lütfü Türkkan'dan çok çekiniyor ya da Lütfü Türkkan'ın bildiği sırlar ve kurdukları kirli ilişkiler üzerine Lütfü Türkkan'ın çok bilgi sahibi olması Meral Akşener'i çok tedirgin etmiş olacak ki çıkıp grup toplantısında topu taca atıp Mehmet Cengiz üzerinden onu aklamaya onun ettiği küfürle Lütfü Türkkan'ın ettiği küfür ile mukayese edip Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alarak ama sizin adamınızda millete şu küfrü etmişti siz önce milletten özür dileyin gibi bir lidere yakışmayacak şekilde bir pişkinlik örneği sergileyerek, TBMM deki grup toplantısında o sözde milliyetçi görünümlü vekillerine kurduğu bu cümlelerle bu yapılan edepsizlik ve ahlaksızlık hatta alçaklığı alkışlattırıyor. İyi partili o vekillerde hiç utanmadan elleri patlarcasına bu kepazelik ve terbiyesizliği alkışlıyor. İyi Partili sözde milliyetçi o vekiller için bugünkü grup konuşmasında dinledikleri ve tanıklık ettikleri ve canhıraş alkışladıkları Meral Akşener'in bu konuşması aslında onlar için bir utanç vesikasıdır. Ve bu utanç vesikası tarihteki yerini artık almış ve bu kara leke üzerlerine hiç çıkmayacak şekilde yapışmıştır. Meral Akşener 8 Nisan 2016 da MHP de görev alırken şu TWEET'İ atmıştı. "MHP, bir ahlaktır: Ahmet Yesevi, Mevlâna, Hacı Bektaş, Yunus Emre gibi âlimlerin ahlakıdır" diye bir duruş sergilediği pozisyondan bugün iyi parti genel başkanı olarak parti grup başkan vekili Lütfü Türkkan'ın ahlaksızca ve edepsizce bir şehit bacısına sarf ettiği küfür acaba bu 4 edep timsali alimin hangi ahlakı ve sözleri ile savunabilir? Aslında bugün sözde grup toplantısında bir tiyatro izlettirmiştir tüm ülkeye. Yani mesele tam Mehmet Cengiz değil, onun üzerinden Lütfü Türkkan'ı aklamak, temize ve yağ gibi üste çıkarmaktır. Grup toplantısında yapmış olduğu bu akla ziyan konuşmalar, tam bir akıl tutulması halidir. Kendini milliyetçi/vatansever bir Asena olarak tanımlayan ve bizim de öyle bildiğimiz, düşündüğümüz Meral Akşener'in görüyoruz ki geçmişte mensubu ve yöneticisi olduğu MHP de görevi boyunca öğrenemediği tek şey her milliyetçi vatansever, insanın kılcal damarlarına kadar nakşettiği ve örnek aldıkları Ahmet Yesevi, Mevlâna, Hacı Bektaş, Yunus Emre gibi âlimlerin ahlakını " Meral Akşener'in MHP de görev yaptığı süre zarfınca benimseyememe, öğrenememe, anlayamama, kavrayamama gerçeğidir. Zaten anlasa idi onca uyarı ve ikazlara rağmen milliyetçi hareket partisinden kopup gitmezdi. Ağzı bozuk küfürbaz grup başkan vekilinin özrüne gelince özrü kabahatinden büyük sözünü tasdik eden bir özürdü. Sanki Lütfü Türkkan küfür ettiği şehit emanet bacısı ve onun muhterem anasından değil, aksine Meral Akşener ve iyi partililere küfür etmişte onlardan özür dilemesi de tam bir skandal ve ötesi tiyatrodur. Yani yaptığı terbiyesizlik yetmezmiş gibi birde utanmadan pişkince üzerine tüy dikmiştir. Oysa ne de güzel söylemiştir Yunus Emre “Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, dediler ilim geride, illa edep illa edep” insan biraz bu nasihatlerden feyz alır utanır sıkılır ar eder. Peki yolumuz Ömer yolu diyen bir genel başkan acaba bugünkü grup konuşmasıyla milleti ikna etti mi? Bence etmedi gayri ahlaki bir konuşma ve suçluluk psikoloji haliyle hedef saptırmaya gündem değiştirmeye dönük bir algı içine girdi. Yani siyasi bir intihar yaptı. Peki Lütfü Türkkan buna değer mi? Oysa tek cümle Meral Akşener'i kahraman yapabilirdi. O da şu cümle, "Benim Ömer'in yolu dediğim yolda benim kurucusu olduğum ve genel başkanı olduğum iyi partide asla edepsiz ahlaksız ve küfürbazlara babam dahi olsa asla yer ve yaşam hakkı yoktur" Lütfü Türkkan'ı partiden ihraç edeceğim dese ve şehit ailesi ve emaneti olan bacısı ile muhterem anasından şahsım ve partim adına özür diliyorum hakkınızı helal edin diyebilseydi bugün meral Akşener kahramandı. Ama bunun yerine Mehmet Cengiz ve onun küfür ile Lütfü Türkkan'ın ettiği küfürleri bir mezatçı ustalığı ile açık artırmaya sunarak alıcı aradı. Ama bilmeli ki bu millet bunu unutmaz. Ve günü gelince sandıkta bunun hesabını çok ağır soracaktır şahsı ve kurucusu olduğu iyi partiden. "Görünen o ki gittikleri yolda iyi yol değildir." hele ki
Hz. Ömer (RA.) yolu hiç değildir. Gazi Mustafa Kemal’in yolu asla değildir. Peki bu örnek aldıkları Ömer dedikleri şehirlerin billboardları dahi süsledikleri o Ömer kim? Hz. Ömer olmadığı kesin. Zira görüyoruz ki Ömer'in yolu dedikleri o yolda, şer vardır, fitne vardır, ihanet vardır şehitlere ve onların emanetlerine küfür vardır. Olsa olsa bu yol başına hazret kelimesini dahi koyamadıkları Hz. Ömer (RA.) ve onun yolu değil. Aksine küfrün, fitnenin, şerrin, ihanetin yani Osman Kavala ve onun sahibi George SOROS'UN yoludur. Bilesiniz ki ne gittiğiniz yolunuz yol ne de haliniz haldir.
Ne Ömer dediğiniz o kimse, bizim bildiğimiz örnek aldığımız adalet timsali olan halifemiz Hz. Ömer'dir. Ne de gittiğiniz yol adalet timsali olan halifemiz Hz. Ömer'in yoludur...
Yol yakınken bu yanlış yoldan dönün...