Ülkemizin geçtiği bu zorlu dönemde gönül isterdi ki tüm siyasal partilerde iktidarla birlikte bu süreçte birlikte siyaset ve çözüm üreterek yol yürüsün. Bir bakıyorsun her şeye karşı olmak ve doğruyu görse bile muhalif olma durumu gereği iktidara cephe almak bir zafer gibi geliyor kendilerine. Ekonomi çıta yükseltse vay efendim ülke uçurumun kenarında şeklinde çığırtkanlıklar sergilenmekte. Bir bakıyorsun korona salgınında başarılı bir yönetim yapılmakta vay efendim devlet ölüm sayılarını saklıyor çığlıkları yükselmekte. Tüm dünya hastane ve teknik ve fiziki yetersizlik içindeyken sen kalk 5 büyük hastane aç neymiş ne gerek var bu kadar hastaneye çıkışları yapmaktalar. Bir yandan dünyaya bir mesaj olacak Ayasofya açılsın hamlesi yapılırken bir bakıyorsun Avrupa ne der ilişkiler bozulur tehditleri havada uçuşmakta. Libya da doğru hamleler yapılıp Hafter hizaya çekilirken Libya da ne işimiz var naraları atılmakta. Ekonomi doğru ve emin ellerde yönetilirken ahlaksızca sosyete damat söylemleri yapılmakta. Ülke iha siha üretip duruma gelip başarılı bir adım atmışken neymiş damat para kazanıyor tepkileri yapılmakta. Yerli oto lansmanı yapıyorsun fabrika nerede gibi saçma konuşmalar duyulmakta. Say say bitmez bizim bu muhalefetin yetersizlikleri ve eziklikleri ve de memnuniyetsizlikleri. Bu bozuk pusula muhalefetin ne kadar yolunu kaybetmişliğini göstermekte. Peki, muhalefetin bu dengesi olmayan hal ve gidişi nereye kadar sürecek? Sokakta insanlar aslında bu saçma halleriyle çokta ilgilenmiyor muhalefetin, millet yapılan işler ve icraatlara bakıyor. Muhalefet liderleri bir araya gelip bu iktidarı nasıl götürürüz hesabı yaparken arada yanlış çıkışlarda yapıyor ülke başkanını asmakla tehdit gibi. Oysa iyi bir muhalefet iktidarı her daim doğru ve sorumlu işler yapmaya mecbur kılar. Bu ülke asla geriye dönülmeyecek çokta sağlam ayakları yere basan bir devlet olarak her alanda tüm dünyaya örnek teşkil ediyorken bunu ne yazık ki dış devletler değil kendi iç muhalefetimiz kabul etmiyor. Aslında muhalefet parti liderlerine ülkenin bu iyi gidiş trendinde çok sorumluluk ve görevler düşmekte. Özellikle ayrıştırıcı muhalefet tarzı ve bunun zorladığı kutuplaştırıcı dilden uzak durmak milli olarak duruş sergilemek tek beklentimdir. Bu sorumluluk aynı zamanda iktidar içinde şarttır. Eğer bu birliktelik ve bütünlük tam manada sağlanırsa işte o zaman Türkiye’nin yükselişi ve şahlanışını kimse engelleyemez ve durduramaz. Pusula doğruysa menzil kısadır yok eğer pusula bozuksa işte o vakit menzil hep uzaktır… Ya pusulası doğru muhalefetle yol yürüyeceğiz. Yada pusulası bozuk muhalefetle asla yürümeyeceğiz. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz…
İki cümlede bir büyüğüm için yazacağım…
Daha birkaç gün önce kaybettiğimiz büyüğümüz çocukluğumuzun o tebessüm yüzü “Hacı Şakir Öztürk” amcamızın kaybı bizde o geçmiş hatıraları tazeledi. O çocuk yaşta tattığımız yetimliğimizde daima sevecen yüzünü şefkatini hiç eksiltmedi. O daima tevazu ve de iyi bir aile babası iyi bir baba dostu ağabeyi iyi bir sırdaş ve iyi bir vefa adamı iyi bir amca ve çok iyi bir akrabaydı. Rabbim mekânını cennet eylesin. Biz ondan razıydık Rabbim de razı olsun. Başta oğlu Zakir Öztürk abimiz ve büyüğümüz Hacı Bekir amcamız ve tüm ÖZTÜRK ailesine sabırlar diliyorum Ekber olan Rabbimden. Bir Fatiha’nıza talibim amcamız için… EL FATİHA…